Kurtulmuş, TBMM Tören Salonu’nda gerçekleşen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 10. toplantısında akademisyenlerin sunumlarının ardından değerlendirmelerde bulundu.
Yapılan açıklamaların, sürece dair olumlu bakış açısını daha da güçlendirdiğini belirten Kurtulmuş, “Özellikle Türkiye’ye özgü bir model oluşturma konusundaki önemli fırsatları birçok arkadaşımız ve akademisyenimiz onayladı. Hatta bu bağlamda komisyonumuza çeşitli görevler verdiler ve ‘Eğer bunları başarırsanız tarihe geçersiniz’ gibi ifadelerde bulundular. Artık ‘eğer başarılı olursa’ denilen sözleri gündemimizden çıkarıp, bu süreç ve komisyonun başarılı olmasının zorunlu olduğunun altını çizmeliyiz. Bu çalışmaların, kendine güvenle ilerlemesi gerektiğine inanıyorum. İnşallah en kısa sürede tamamlanacaktır.” şeklinde konuştu.
Toplantıda yapılan değerlendirmelere değinen Kurtulmuş, tarihi bir jeopolitik değişim sürecinden geçildiğini ve bölgenin yanı sıra dünyanın yeniden şekillendiğini söyledi.
Türkiye’ye karşı sergilenen düşmanca tutumları gözlemlediklerini vurgulayan Kurtulmuş, “Akıl akıldan üstündür. Şu anda, karşı tarafın yapmak istedikleriyle, biz onlardan daha büyük bir iradeyle birlik, beraberlik ve huzuru güçlendirmek için çaba sarf ediyoruz. İnşallah başarılı olacağız. Bu noktada tereddüt etmemeliyiz.” dedi.
Kurtulmuş, konuşmasında, “En büyük gücümüz milletimizin gücüdür. Komisyon çalışmaları tesadüfen ortaya çıkmadı. Örgütün silah bırakma çağrısından sonra, bu süreç bir devlet politikası haline geldi. Türkiye’deki hemen hemen tüm siyasi partiler, gönüllü olarak bu sürecin bir parçası oldu ve böylece süreci ulusal bir proje haline dönüştürdü. 5 Ağustos’tan bu yana önemli bir mesafe kat ettik, birçok saat emek verdik. Burada 6 saatlik bir toplantı yapıyoruz, ancak bunun öncesi, hazırlık aşamaları ve etkileri de bulunuyor. Bunlar hesaba katıldığında yüzlerce saatlik bir süreç inşa ettiğimizi görmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, önceki açıklamalara atıfta bulunarak, bu komisyonun bağımsız bir gözlem grubu olarak işlevini yerine getirdiğinin altını çizdi. Siyasi rekabetlerden mümkün mertebe uzak kalmaya çalıştıklarını da belirtti.
Aynı zamanda, sahip oldukları gücün farkında olmaları gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, Türkiye’de bir siyasi irade bulunduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başlayarak devletin tüm kurumlarının bu amaç doğrultusunda hareket ettiğini ifade etti.
“Üçüncü göze ihtiyacımız yok”
Toplantıda “üçüncü göz” konusunun gündeme geldiğini hatırlatan Kurtulmuş, “Başından beri Türkiye’nin tecrübesinin diğer ülkelerin tecrübelerinden farklı olduğunu ifade etmek isterim. Bizim üçüncü bir göze ihtiyacımız yok. Bu komisyon, millet adına bu sürece öncülük ederek aynı zamanda bu işin üçüncü gözü işlevini de yerine getiriyor.” dedi.
Ayrıca “negatif barış” ve “pozitif barış” kavramlarına vurgu yaparak, “Bizim asıl hedefimiz, bu ülkede ve bu bölgede kalıcı pozitif barışı sağlamak. İnsanların artık şiddet dili yerine dostça bir şekilde ‘kazan-kazan’ prensibi çerçevesinde bir araya gelerek yeni bir Türkiye inşa etmesi gerekiyor.” dedi.
Eski çözüm sürecine dikkat çeken Kurtulmuş, elde ettikleri birikimlerin günümüzdeki sürecin olgunlaşmasına katkı sağladığını belirtti. “Başarısız” olarak nitelendirilen her çabanın bugün bizim için bir fırsat sunduğunu ifade etti.
Kurtulmuş, “Pozitif barış”ın, aynı zamanda bir gelecek tasarımı içermesi gerektiğini belirterek, “Güçlü ve büyük Türkiye hedefinde yeni bir geleceği birlikte şekillendirmeliyiz. Bu, kardeşliği artırmaktan ve demokratik standartlarımızı yükseltmekten geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’deki tüm çevrelerin bu süreçle ilgili hassasiyetle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, bu sürecin başarıya ulaşmasını isteyenler olduğu kadar bunu istemeyenlerin de bulunduğunu, bu durumun süreci zehirlemesine engel olmaları gerektiğini kaydetti.
Kullanılan dilin önemi üzerine de duran Kurtulmuş, “İnsan, kullandığı dille var olur. Kalıcı bir kardeşlik, barış ve dayanışma istiyorsak uygun bir dili oluşturmak zorundayız.” dedi.