🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Fidan: İslam Dünyası İçin Ortak Güvenlik Zamanı

Fidan: İslam Dünyası İçin Ortak Güvenlik Zamanı

featured
0
Paylaş

Bakan Fidan, Mısır’ın MBC Masr kanalıyla gerçekleştirdiği röportajda, Orta Doğu’daki mevcut gelişmelere dair soruları yanıtladı ve önemli değerlendirmelerde bulundu.

Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde “İsrail’in tehditlerine karşı İslam dünyası ve uluslararası toplum net bir duruş sergileyebiliyor mu?” sorusuna Fidan, “Bu toplantı özellikle İsrail’in Filistin’e değil, başka bir Arap ülkesine saldırmasının ardından düzenlendi. Toplantı, İsrail’in bölgedeki yayılmacılığının altını çizen, bunu uluslararası planda kayda geçiren ve bölge ülkelerini ve uluslararası toplumu bu duruma karşı bir tutum almaya davet eden önemli bir platform oldu.” cevabını verdi.

Fidan, “Liderlerin, bu yeni gelişmelere karşı bir araya gelerek elde ettikleri mutabakatların metne yansıyandan çok daha fazla değer taşıdığını düşünüyorum.” dedi.

“FİLİSTİN DEVLETİ’NİN HAYATA GEÇMESİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”

Gazze ve Filistin meselesinin gündemde yerini aldığı günlerde, Fidan, “Gazze’deki soykırım ve Batı Şeria’nın ilhakına karşı durmaya devam edeceğiz. Filistin Devleti’nin kuruluşu için gerekli adımları atmak zorundayız. Bölgesel barış için bu, vazgeçilmez bir konu. Diğer yandan, İsrail’in bölgede yayılmacılık politikasını masaya yatırmalı ve bu duruma karşı tedbir almalıyız. Bu oldukça kritik bir mesele.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in güvenliğini, çevresindeki ülkelerin zayıflıklarından aldığını vurgulayan Fidan, bu durumun, eşit kalkınma ve refaha dayanan bir bölgesel vizyon için tehdit oluşturduğunu belirtti.

Batı ülkeleri ve ABD’nin bu politikada zaman zaman etkin olduğunu dile getiren Fidan, bölgedeki denklemin bir şekilde değişmesi gerektiği üzerinde durdu.

Bakan Fidan, “İsrail, dolaylı yollarla istikrarsızlık yaratamadığında askeri müdahalelerde bulunma yoluna gidiyor. Bu, onun niyetlerinin açık bir göstergesi. Artık tüm risklerini hesaplamış durumda ve bu yayılmacılığı Filistin meselesinin ötesinde bir strateji olarak benimsedi. Bu durum başta barış yanlısı İsrailliler olmak üzere birçok kişi için tehlikeli bir gelişme.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini Gazze konusunda nasıl kullanabileceğine dair soruya yanıt veren Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası diplomasi için Gazze’deki insani krizin sonlandırılması adına yoğun bir çaba harcadığını söyledi.

Fidan, “ABD’nin iç politikasında oluşan gerçeklikler, kimin kimi kontrol ettiği üzerine kurulu. Son gelişmeler, ABD’nin İsrail politikaları üzerinde zannedildiği kadar etkili olmadığını gösteriyor.” şeklinde konuştu.

“ORTAK GÜVENLİK KONUSUNU MASAYA YATIRMAMIZ GEREKİYOR”

Türkiye’nin Mısır ve Suudi Arabistan’la ilişkilerinin durumuna dair soruya Fidan, Türkiye’nin bu ülkelerle ticari ve siyasi bağlarını güçlendirdiğine dikkat çekti.

Bakan Fidan, “Gelinen noktada güvenlik konusunda daha fazla işbirliği yapma gerekliliği ortaya çıkıyor. Özellikle savunma sanayinde ortaklaşa çalışmalar yapmalıyız.” dedi.

Türkiye’nin Suudi Arabistan ile savunma sanayi projeleri üzerinde çalıştığını ifade eden Fidan, Mısır ile de benzer konularda görüşmelerin sürdüğünü aktardı.

Fidan, “Mısır ve Suudi Arabistan ile birlikte bölgede ortak güvenlik meselelerine eğilmemiz gerektiği gerçeği öncelikli olarak ele alınmalıdır.” sözlerine yer verdi.

“ULUSLARARASI TOPLUMUN ORTAK TUTUMUNU İSRAİL, TEHDİT OLARAK ALGILAYABİLİYOR”

Suriye’deki güncel duruma ilişkin soruya yanıt veren Fidan, “Suriye’nin istikrarına en büyük tehdit, potansiyel bir İsrail askeri müdahalesidir. İsrail, bu niyetlerini daha önce açıklamış durumda.” dedi.

Fidan, bölge ülkeleri ve uluslararası toplumun Suriye’deki yeni yönetime destek verme konusunda bir ittifak içerisinde olduğunu ifade ederek, “Bu ortak tutum, Netanyahu hükümeti tarafından bir tehdit olarak algılanıyor.” şeklinde konuştu.

BRICS, ASEAN gibi uluslararası oluşumların etkisi hakkında değerlendirme yapan Fidan, “Uluslararası sistemin, özellikle Gazze krizi gibi olaylarda yetersiz kaldığını” belirtti.

Fidan, Gazze savaşının, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi olayların, Asya-Pasifik’teki potansiyel gelişmelerin mevcut sisteme yönelik bir tehdit oluşturabileceğini ifade etti.

Mevcut ittifakların dünya üzerindeki etkisine değinen Fidan, “Bu ittifaklar kendi bölgelerinde refah sağlayabilirken, Avrupa Birliği ve ABD diğer sorunların çözümünde yetersiz kalıyor.” dedi.

Bakan Fidan, BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi gerektiğini yineleyerek, mevcut sistemin dışındaki yeni arayışların ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.

“HÜKMETME DEĞİL İŞBİRLİĞİ”

Arap ve İslam ülkeleri arasında güvenlik koordinasyonu sağlayan ortak bir oluşumun mümkün olup olmadığına dair görüşlerini paylaşan Fidan, “Bu durum aslında bir politika ve ortak bir hedef etrafında şekillendirilmelidir.” dedi.

Fidan, “İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi üyesi birçok ülkenin birbirleriyle güven ilişkisi kurarak, daha bütünleşik bir siyasi sisteme gidebileceğine inanıyorum.” şeklinde ekledi.

Türkiye’nin de bulunduğu bölgede, ülkelerin birbirlerinin güvenliğine ve egemenliğine taahhütte bulunmalarının önemli olduğunu vurgulayan Fidan, “Bu tür bir platform oluşturulması, ekonomik ve güvenlik konularında daha geniş işbirliğine zemin hazırlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Fidan, bölge ülkeleri arasındaki çatışmaların uzun yıllar boyunca sürmesinin, “Türkler bölgede yeniden etkili olmak istiyor” söylemiyle birlikte yürütüldüğüne işaret etti.

Geçmişte egemenlik kavramlarının tartışıldığını belirten Fidan, “Bu durumu daha fazla işbirliği için dönüştürmemiz gerektiği kanaatindeyim.” dedi.

Bakan Fidan, bölge liderlerinin bu vizyonu gerçekleştirebileceğine inandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başka ülkeler bunu başarmışsa, biz de başarabiliriz. Şu anda bu neslin böyle bir şey yapabileceğine inanıyorum. Görüşmelerimde bölge liderlerinin bu vizyona yönelik büyük bir inanç taşıdığını görmek beni memnun ediyor. Elbette bu vizyonun uygulanmasının zorlukları ve riskleri var. Ancak eğer coğrafyamız dünyaya daha fazla istikrar sunacaksa, bunun yolu bu vizyonu hayata geçirmekten geçiyor. Bu yöndeki çalışmalarım devam ediyor.”

TÜRKİYE-MISIR İLİŞKİLERİ “MODERN TARİHİN EN İYİ DÜZEYİNDE”

Türkiye-Mısır ilişkilerine yönelik değerlendirmelerinde Fidan, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin “modern tarihin en iyi düzeyine” ulaştığını belirtirken, halklar arasındaki ilişkilerin devamlı ve güçlü olduğunu vurguladı.

İki halkın benzer olduğunu belirten Fidan, “Ancak siyasal elitler ve bürokrasiler arasında son derece iyi bir iletişim sağlanmış durumda. Her türlü konuyu rahatlıkla tartışabiliyoruz.” dedi.

İki ülke arasındaki dayanışmanın artarak devam ettiğini ve ticari ilişkilerin de “fevkalade iyi” seviyeye ulaştığını ifade eden Fidan, ilişkilerin daha ileri taşınması için birçok adım atılması gerektiğini kaydetti.

Fidan, “İki ülkenin potansiyellerini birleştirerek neler yapabileceğimizi keşfetmeye başladık.” diyerek, bu tür işbirliklerinin sadece Mısır ile değil diğer ülkelerle de sürdüğünü belirtti.

İkili ilişkilerin her alanda profesyonel bir şekilde ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Fidan, “Siyasi irade var, fakat bu iradenin yanı sıra ciddi bir çalışma yürütmeliyiz.” şeklinde sözlerini tamamladı.

İki ülke arasındaki potansiyel farklılıkların nasıl giderildiğine dair soruya yanıt veren Fidan, “Dostça bir ortamda farklılıkları aşmak daha kolay. Libya’daki durum için başlangıç pozisyonlarımız farklıydı ama iletişimle güveni artırarak belli bir noktaya geldik.” ifadelerini kullandı.

Fidan: İslam Dünyası İçin Ortak Güvenlik Zamanı
+ -
Bizi Takip Edin