Yılmaz, Bişkek’te gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Üye Devletlerinin Hükümet Başkanları ve Cumhurbaşkanı Yardımcıları Toplantısı’na katılım sağladı.
Burada yaptığı konuşmasında Yılmaz, TDT’nin üye ülkeler arasındaki dayanışmayı pekiştirerek, bölgede refah, kalkınma ve bütünleşmenin temel aktörlerinden biri haline geldiğini vurguladı.
Teşkilatın önemli belgelerinden biri olan Türk Dünyası 2040 Vizyonu ile Türk Dünyası Şartı ve Nahçıvan Anlaşması’nın amaç ve prensipleri doğrultusunda refah ve kalkınma hedeflerini kurumsal bir çerçeve içinde desteklediğine ve ortak bir gelecek tasarımına rehberlik ettiğine değindi.
Yılmaz, Türkiye’nin Türk Devletleri coğrafyasını stratejik bir alan olarak görmekte olduğunu, burada istikrarın korunmasının, enerji bağlantılarının güçlendirilmesinin ve sürdürülebilir kalkınma açısından önemli bir konumda olduğunu ifade etti. Ayrıca şöyle konuştu:
“Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla birlikte Güney Kafkasya’da yeni lojistik ağların oluşması, Türk Dünyası’nı yalnızca bölgesel ticaretin merkezine taşımakla kalmayacak, aynı zamanda enerji güvenliği açısından da stratejik bir konuma yükseltecektir. Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor, tedarik zincirlerini güçlendirerek ticareti çeşitlendiren, refahı ve istihdam fırsatlarını artıran, ülkelerimizin kardeşlik ilişkilerini daha da pekiştiren önemli bir projedir.
Türkiye, bu güzergah üzerinde Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı ve diğer altyapı projeleri ile burada yer almakta ve katkıda bulunmaktadır. Dünya ticaretinin etkin ve hızlı şekilde gelişmesine olanak tanımak için bu koridoru daha verimli hale getirmek amacıyla tüm ortaklarımızla işbirliği yapmayı sürdüreceğiz. 24 Şubat 2024 tarihinde Parlamentolarımızdan geçireceğimiz Kurucu Anlaşmasını onaylayarak, Türk Yatırım Fonunun operasyonlarına en kısa sürede başlaması ve prestijli bir uluslararası finansal kuruluş olarak faaliyet göstermesi için Fon üyesi ülkelerimizin çabalarını artırması gerekmektedir.”
Yılmaz, üye ülkelerin iş dünyasını Türk Yatırım Fonu çatısı altında bir araya getirerek ihtiyaç duydukları mali desteği sağlayabilecekleri ve böylelikle bölgesel kalkınmaya ivme kazandırabileceklerini belirtti. “Bu çerçevede, Türk Dünyası 2040 Vizyonu doğrultusunda ikinci beş yıllık stratejinin hazırlanmasına derhal başlanmasının faydalı olacağına inanıyoruz.” dedi.
– “KKTC DOĞU AKDENİZ’DE TÜM TÜRK DÜNYASININ TEMSİLCİSİ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Budapeşte Zirvesi’nde Teşkilat’ın insan ve mali kaynaklarının artırılması yönündeki vizyoner çağrısının, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi açısından kritik bir eşik olduğunu belirten Yılmaz, devlet başkanlarının ortak kararı ile Şuşa’da başlatılan sürecin, Gebele’de yapılacak 12. Zirve’de somut bir karara dönüşmesini umduklarını ifade etti.
Yılmaz, teşkilatın gözlemci üyeleri olan Macaristan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile TDT’nin kurumsal olgunluğuna, diplomatik görünürlüğüne ve stratejik dayanıklılığına önemli katkılar sunduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Bu vesileyle, gözlemci üyelerimizden Türkmenistan’ı en kısa sürede aile meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. 2022 yılında gözlemci üye statüsü kazanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerini kuvvetlendirmeye, temaslarını artırmaya ve uluslararası toplumdaki haklı davalarını desteklemeye davet ediyorum. Doğu Akdeniz, dünyanın en stratejik bölgelerinden biridir ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu bölgede tüm Türk dünyasının temsilcisi ve gücüdür. Bu durumun altını çizmek önemlidir.
Türk Devletleri Teşkilatı, bölgesel dayanışmayı güçlendirirken, aynı zamanda küresel barış ve güvenliğe yönelik de yapıcı katkılar sunan güvenilir bir ortak olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Küresel gelişmeler karşısında kardeş ülkeler olarak milli menfaatleri kapsayan kritik konularda istişare ve dayanışmanın önemini vurgulayan Yılmaz, “Bugün Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler, hepimizin yüreğinde derin yaralar açmaktadır. Gazze’de 64 binden fazla masumun hayatına mal olan katliam, çağımızın en büyük insanlık suçlarından biridir. Çocukların, kadınların ve yaşlıların hedef alındığı bu vahşete kayıtsız kalan herkes, tarihe kara bir leke olarak geçecektir.” dedi.
Türkiye’nin, Filistin halkının onurlu mücadelesine her platformda destek olmaya devam edeceğini, zulme karşı adaletin bayrağını yükselteceğini ve iki devletli çözümü ile uluslararası hukuku savunacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Bişkek’te aile meclisinde bulunmanın kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu dile getirerek, çok taraflı işbirliğinin geldiği aşamanın yanı sıra ilerleme kaydedilebilecek alanları ele alma fırsatını bulduklarını kaydetti.
Toplantıya, Kırgızistan Bakanlar Kurulu Başkanı Adılbek Kasımaliyev, Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov, Kazakistan Başbakanı Oljas Bektenov, Özbekistan Başbakanı Abdulla Aripov ve TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev de katılarak konuşmalarını gerçekleştirdi.
Toplantı öncesinde Yılmaz, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’ni ziyaret etti. Burada Kırgızistan- Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan’dan üniversitenin faaliyetleri hakkında bilgi aldı ve öğrencilerle bir süre sohbet etti.