Resmi Gazete’de yayımlanan bir karara göre, Antalya’da yaşayan bir kadın, eski eşinden boşanmasının ardından çocuğunun velayetinin kendisine verildiğini, ancak çocuğunun boşandığı eşinin soyadını taşımaya devam ettiğini dile getirdi.
Kadın, yeni bir evlilik yapmasının ardından çocuğunun soyadı ile kendi soyadı arasındaki farklılık nedeniyle çeşitli problemler yaşadığını öne sürdü. Bu durumu çözmek için, çocuğunun yeni eşinin soyadını almasını veya bu mümkün değilse kendi kızlık soyadını taşımasına karar verilmesi amacıyla dava açtı.
Antalya 9. Aile Mahkemesi, çocuğun kadının yeni evlendiği eşinin soyadını taşımasına hükmetti. Verilen bu karar, istinaf incelemesine tabi olmaksızın kesinleşti.
Adalet Bakanlığı, mahkemenin verdiği kararın yanlış olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozulmasını talep etti.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesi gereği yerel mahkeme kararını, sonuca etki edecek bir durum bulunmamak kaydıyla kanun yararına bozdu.
Kararın Gerekçesi
Yargıtay Dairesi’nin kararında, Türk hukuk sistemine göre evlilik birliği içinde doğan çocuğun babasının soyadını alabileceği, boşanma sonrasında velayeti kendisine verilen annenin ise “çocuğun üstün yararının gözetilmesi halinde” bekarlık soyadını kullanabileceği ifade edildi.
Kararda, davacı annenin mevcut evliliği nedeniyle bekarlık soyadını kullanmadığı ve bu nedenle çocuğunun kendi soyadını kullanma talebinin şartlarının oluşmadığı belirtildi.
Ayrıca, annenin yeni eşinin soyadına çocuğun geçişine izin verilmediği kaydedilen kararda, “Küçüğün soyadının davacı annenin sonraki evliliğinde kazanmış olduğu soyadı ile değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve hükmün kanun yararına bozulmasını gerektirmiştir.” ifadeleri yer aldı.
Kanun yararına bozma kararları, kesinleşen hükmü değiştirmiyor fakat yargılama sürecindeki hukuki hataların tespitini sağlamaktadır.
