Türk Nöroradyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Turgut Talı, girişimsel nöroradyoloji uygulamalarının günümüzde en önemli, en hızlı gelişen ve yatırım yapılan alanlardan biri olduğunu dile getirdi.
Bu alan, damar içi uygulamalar ve omurga-omurilik uygulamaları olmak üzere iki farklı kategoride değerlendiriliyor. Talı, bel fıtığı hastalıklarında ameliyat yerine, ince cihazlarla yapılan uygulamaların tercih edildiğini, bu yöntemlerin iğne ile yapılabileceğini belirtti. Bu uygulamalar aracılığıyla, hastalıkların yakılarak ya da dondurularak tedavi edilebildiğini aktardı.
Talı, yaşlanma ile birlikte omurgada yaşanan değişikliklerin sürekli bel ağrıları ve yürüyüş güçlüğü gibi sorunlara yol açtığını, fakat girişimsel nöroradyoloji ile bu sorunların üstesinden gelinebildiğini ifade etti. Disklere yerleştirilen özel kafesler ve omurga aralarındaki daralma bölümlerine yerleştirilen metalik cihazlarla, hastaların ağrılarının giderilmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Kemik ve omurgadaki tümörlerin de benzer yöntemlerle tedavi edilebildiğini dile getiren Talı, iğne aracılığıyla ciltten girerek radyo dalgaları ile tedavi yapıldığını ve bu işlemler sırasında çeşitli ilaçların enjekte edildiğini açıkladı.
İşlemden sonra hasta günlük hayatına kolayca devam edebiliyor
Talı, omurgada kemik erimesi ya da yaralanmaları sonucu meydana gelen kırılmaların, özel bir kemik çimentosu ile tedavi edilerek yine iğne ile yapılabileceğini aktardı. Hasta, bu uygulamalar sayesinde ameliyatsız bir şekilde tedavi sürecinden geçiyor ve işlem sonrası hemen günlük yaşamına devam edebiliyor. Enfeksiyon durumlarında ise lokal tedavi seçenekleri uygulanabileceğini sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Talı, bu yöntemin önemli avantajlarından birinin, hastaların genellikle hastaneye yatırılmaması olduğunu vurgulayarak, bel fıtığı ameliyatlarında olduğu gibi anestezi gerektirmediğini ve hastaların işlemin ardından hızlıca normal hayatlarına dönebildiklerini belirtti.
Girişimsel nöroradyoloji, beyin anevrizmalarında da etkin bir şekilde kullanılabiliyor. Talı, geleneksel cerrahinin yanı sıra, bu alanda kateter kullanarak anevrizmanın içerisine özel materyaller gönderilmesi gibi işlemleri gerçekleştirebildiklerini ifade etti. Bu yöntemle hastanın hızlıca iyileştiğine dikkat çekti.
Türk doktorlarının dünyadaki uygulamaları
Prof. Dr. Talı, Türkiye’de bu alanda birçok uzman bulunduğunu ve Türk bilim insanlarının dünya genelinde eğitimler verdiğini söyledi. Türkler, girişimsel nöroradyoloji uygulamalarında uluslararası ölçekte öne çıktıklarını belirtti.
Talı, ülkemizden birçok hekimin farklı coğrafyalarda eğitimler verdiğini, hatta bazı ülkelerde Türk doktorlarının tedavi yöntemlerini uyguladıklarını ifade etti. Türkiye’nin bu konuda Avrupa’daki eğitimsel gelişmeleri takip ettiğini ve Türk nöroradyologların, eğitim alanında da önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
“Avrupa standartlarının üstündeyiz”
Avrupa Nöroradyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Çallı, nöroradyolojinin sinir sistemini, beyin, omurilik, omurga gibi alanları görüntülemek için kullanıldığını aktardı. Felç tedavisinin bu alandaki en önemli uygulamalardan biri olduğunu da vurguladı.
Girişimsel nöroradyoloji sayesinde, inme vakalarında hızlı müdahale edilerek hastaların daha fazla hasar görmeden tedavi olabildiğini dile getiren Çallı, beyin tümörlerinin tanısında da bu yöntemlerin kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Türkiye, bu alanda oldukça ileride olduğunu ifade ederek, genç nesillerin eğitim süreçlerinin oldukça iyi olduğunu da sözlerine ekledi.
Cahllı, halk arasında “bıçaksız ameliyat” olarak bilinen bu yöntemin, birçok cerrahi müdahaleyi gereksiz kıldığını vurguladı. İnme durumlarında, hastaların hızlı bir şekilde tedavi edilmesi gerektiğini belirten Çallı, yeni gelişen tekniklerin müdahale sürelerini uzattığını kaydetti.
