Türkiye’nin dördüncü büyük gölü ve kritik içme suyu kaynağı olan Eğirdir Gölü, yaşanan kuraklık ve artan tarımsal sulama nedeniyle son günlerde ikiye bölündü. Dronla havadan çekilen görüntülerde, gölün orta kesimlerinde su seviyesinin tamamen düştüğü, bu alanlarda adacıkların oluştuğu ve gölün adeta iki parçaya ayrıldığı gözlemlendi. Bazı vatandaşlar, gölün ayrılan kısımlarından yürüyerek karşıya geçmeyi denedi.
Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunan ve “yedi renkli göl” olarak bilinen Eğirdir Gölü, kuraklık, düşen yağış miktarı ve yoğun tarımsal sulama sebebiyle dikkate değer ölçüde küçüldü. 1950’li yıllarda ortalama 16 metre olan göl derinliği, günümüzde yalnızca 3,2 metreye inmiş durumda. Bu duruma ek olarak, Hoyran mevkii ile gölü birleştiren Kemer Boğazı’ndaki su tamamen çekilmiş. Gölün ortasında oluşan bu manzara, bölgede gelen birçok ziyaretçi tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
EĞİRDİR GÖLÜ İÇİN ENDİŞELER ARTIYOR
Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Derneği (ETUDOSD) Yönetim Kurulu Üyesi ve İl Genel Meclis Üyesi Abdurrahman Sinap, gölün yaşadığı kuraklık ve su kaybını “içler acısı” olarak tanımladı. Geçen yıl 18 Eylül’deki durumu hatırlatan Sinap, “O günden bugüne gölümüzün bu hale gelmesi gerçekten üzücü. Göller Bölgesi, adım adım Çöller Bölgesi’ne dönüşüyor” şeklinde konuştu. Sinap, küresel ısınma, buharlaşma, aşırı sulama, göl çevresindeki güneş enerji santralleri ve mermer ocaklarının su kaybına neden olduğunu vurguladı. Bu tür tesislerin yağış rejimini olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, “Artık gölümüzün çevresinde bu tür tesislere kesinlikle izin verilmemesi gerekiyor” dedi.
“BATAKLIK KUŞLARININ GÖRÜLMESİ BİLE GÖLÜN CAN ÇEKİŞTİĞİNİN İŞARETİ”
Eğirdir Gölü, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından acil eylem planına alınarak “kesin korunacak hassas alan” ilan edildi. Buna karşın Sinap, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı 9 maddelik eylem planının yetersiz kaldığını dile getirdi. “Eylem planı çerçevesinde yalnızca liman içindeki otlar temizlendi. Bu da yanlış bir uygulamaydı çünkü bu otlar, Kasım-Aralık aylarında kendiliğinden çürüyordu” açıklamasında bulundu. Kemer Köprü tarafında göl dip temizliği yapılacağına dair verilen sözlerin tutulmadığını belirten Sinap, “Devasa makinelerle çalışma planı yapılmıştı; ancak gölün derinliği 20 santime düştüğü için bu mümkün olamadı. Karşı sahildeki bataklık kuşlarının görülmesi dahi gölün can çekiştiğinin göstergesidir” ifadelerini kullandı.
SU KAYBININ TARIMA ETKİSİ
Sinap, 2022’ye kadar gölden Aşağı Gökdere Santrali’ne sürekli olarak su aktığını belirterek, “Bu su nereye gitti, gerçek anlamda sorgulamak gerekiyor. Çiftçilerimiz bu yüzden zor durumda kaldı” dedi. Serpil Köyü’nün yaşadığı sıkıntılara göndermede bulunan Sinap, “Köylüler, maddi anlamda zorluk çekmeden sondajlara, su borularına ve tankerlerine yatırım yapmak zorunda kaldılar” sözlerini sarf etti.
TOPLUMSAL SORUMLULUK ÇAĞRISI
Eğirdir Gölü’nü korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayan Sinap, “Tarım ve Orman Bakanlığı gölümüzü hassas alan ilan ettiyse, bu gölü korumak hepimizin görevidir. Gölün dip temizliği konusunda sizden destek bekliyorum” diyerek çağrısını yineledi.
“KAYIKLARIMIZ VE TEKNELERİMİZ KIYIYA YAKLAŞAMIYOR”
Balıkçı Murat Gülyiğit ise, Eğirdir Gölü’nde su çekilmesinin son aylarda belirgin bir şekilde arttığını vurgulayarak, “Burada yaşıyorum ve yaklaşık 5-6 aydır gölümüz çok fazla çekilmeye başladı. Balıkçılıkla uğraşıyorum, kelevik gibi balıklar tutuyorum. Ancak bu süreçte kayıklarımız ve teknelerimiz kıyıya yanaşamıyor, ne biz göle çıkabiliyoruz ne de tekneler kıyıya yanaşabiliyor. Yağışların da yokluğu durumu daha da kötüleştiriyor. Gölümüz şu an gerçekten çok kötü durumda” şeklinde ifade etti.
“BU GÖLE ARTIK ‘ÇIĞLIK ATAN GÖL’ DENMELİ”
Eski dispanser hekimi ve emekli Doç. Dr. Canan Ağırtan, Eğirdir Gölü’ndeki değişimi şöyle tanımladı: “33 yıl önce burada 7 ay kalmıştım. O zamanlar yedi ayrı rengiyle bu göl, kalbimde özel bir yere sahipti. Mayıs ayı sonunda sohbet ederken Abdurrahman abi, ‘Ağlayan Göl’ olsun demişti ama bugün artık ‘Çığlık atan Göl’ denmeli. Çünkü su ve yaşam neredeyse bitmek üzere. Önce su çekilecek, ardından kuşlar gidecek; çiçekler, ağaçlar ve en sonunda insanlar etkilenecek. Elimizden geleni yapalım, bir damla suyun kıymetini bilelim. Bir gün gelecek, su her şeyden daha pahalı olacak. En değerli varlığımız olan suya sahip çıkalım. Herkesi bu konuya ilgi göstermeye ve çözüm üretmeye davet ediyorum” şeklinde konuştu.
Dronla yapılan havadan çekimlerde, gölün orta kesimlerinde su seviyesinin tamamen düştüğü ve yer yer adacıkların oluştuğu gözler önüne serildi. Gölün ikiye bölünmesi ise dikkatleri üzerine çekti.