Cumhurbaşkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması, Suriye’deki barış ve bütünlük vizyonu, ailenin korunması, Gazze’deki soykırımın durdurulması ve Filistin’in tam üyelik talebine dair önemli vurgularda bulundu. Açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda yaptığı çağrılar yalnızca Türkiye’nin değil, tüm insanlığın ortak vicdanını yansıtmaktadır.” denildi.
Açıklamada, Birleşmiş Milletler’in amaçlarının uluslararası barışı sağlamak olduğuna değinilerek, “Bugün Gazze’de yaşanan olaylar, bu ilkelerin ne denli ihlal edildiğini gözler önüne sermektedir. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, Gazze’de 65 bini aşkın insanının, bunların 20 binden fazlasının çocuk olduğu, yaşamını yitirdiği kaydedilmiştir. Her an bir çocuğun hayatını kaybettiği bu dehşet, insanlık tarihi açısından utanç verici bir leke olarak kalacaktır.” ifadesi yer aldı.
Barbarlığın sadece insanları değil, hayvanları, ağaçları ve su kaynaklarını da hedef aldığı belirtilerek, bunun bir güvenlik arayışı değil, hayata düşmanlık olarak tanımlandığına dikkat çekildi. Gazze’de derhal ateşkes ilan edilmesi, insani yardımların bölgeye engelsiz bir şekilde ulaşması ve İsrail’in askeri güçlerini Gazze’den geri çekmesi gerektiği vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs ve Doğu Akdeniz üzerindeki görüşlerine de yer verilen açıklamada, “Kıbrıs’ta iki ayrı devlet ve iki farklı halk vardır. Kıbrıs Türkleri, azınlık olmayı kabul etmeyecek, eşit haklara sahip bir toplum olarak varlığını sürdürecektir. Uluslararası toplumun KKTC’yi tanıma konusunda atacağı adımlar, bölgesel barış açısından önemli bir katkı sağlayacaktır.” bilgisi verilmiştir.
Elde edilen bilgilere göre, “Doğu Akdeniz’deki projelerde Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin dışlanması mümkün değildir. Bu nedenle önerilen Doğu Akdeniz Konferansı, ortak çözüm arayışlarına zemin hazırlayacaktır.” denildi.
Erdoğan’ın aile kurumunun savunulmasına yönelik vurgusu da açıklamada yer buldu. Aileyi korumanın bir medeniyet yükümlülüğü olduğu ve insanlığın geleceğine sahip çıkmanın bir göstergesi olduğu ifade edildi.
Açıklamanın devamında, “Gazze’deki barbarlığa karşı sessiz kalmak, bu duruma ortak olmaktır.” denilerek, şu görüşler aktarıldı: “Filistin halkının yanında durmak, yalnızca siyasi bir sorumluluk değil, aynı zamanda insani ve vicdani bir yükümlülüktür. 1967 sınırları içerisinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin BM’ye tam üyeliği artık bekletilemez. Türkiye Yazarlar Birliği olarak, Cumhurbaşkanımızın BM Genel Kurulu’ndaki insani çağrısını destekliyor ve dünya liderlerini insanlık adına harekete geçmeye davet ediyoruz.”


