🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Akkuyu NGS: Türkiye’nin Nükleer Geleceği Açıklandı!

Akkuyu NGS: Türkiye’nin Nükleer Geleceği Açıklandı!

featured

Başkent Moskova’da düzenlenen “Dünya Nükleer Haftası” etkinliğinde, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’yle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Komarov, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Akkuyu NGS’nin, hem Rusya hem de Türkiye açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Komarov, “Bu, Türkiye’nin inşa edeceği ilk büyük nükleer güç santrali olacak. Akkuyu, günümüzde aynı anda inşa edilen, toplam kapasitesi neredeyse 5 bin megavat olan dört güç ünitesinin yer aldığı dünyanın en büyük nükleer inşaat alanı.” şeklinde konuştu.

Komarov, Akkuyu NGS tamamlandığında Türkiye’nin elektrik ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 10’unun buradan karşılanacağını ifade ederek, “En önemli noktası çevre dostu ve temiz enerji üretimi olacak. Bu sadece karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlamayacak, aynı zamanda Türk ekonomisinin büyümesine ve Türk ürünlerinin rekabet gücünün artmasına yardımcı olacak. Ürünlerin düşük karbon ayak izi, temiz enerjiyle üretilmelerinin yanı sıra çevreye duyarlı şekilde üretildiğini gösterecektir. Bu tür ürünlerin farklı ülkelere ihraç edilebilmesi de mümkün.” dedi.

Projenin başarısı için iki ülkenin büyük gayret sarf ettiğine dikkat çeken Komarov, “Gerçeklikle yüzleştiğimizin farkındayız. Ancak Türkiye’deki Akkuyu projesine veya Rosatom’a karşı hiçbir Batı yaptırımı uygulanmadığını vurgulamak isterim. Elbette, mevcut global atmosferin bu projeyi etkilememesi mümkün değil. Ancak son zamanlarda lojistik ve ekipman tedarikinde birtakım zorluklarla karşılaştık. Örneğin, Siemens firmasının güç çıkış sistemini santrale teslim etmekten kaçınmasını biliyoruz. Ancak bu sorunu çözerek, Rusya ve Çin’den tedarikçileri de dahil ettik. Bugün itibarıyla sistem neredeyse çalışmaya hazır, yılsonuna kadar yeni ekipmanın montajı tamamlanmış olacak.” sözlerini kullandı.

Projenin finansmanıyla ilgili olarak Komarov, “ABD’de projeyi finanse etmek üzere tahsis edilen 2 milyar doların bloke edilmesiyle ilgili sıkıntılar yaşandı. Ancak bu finansal meseleler, öncelikle Rusya Federasyonu hükümetinin katkısıyla zamanla çözüldü. Bugün itibarıyla proje tam anlamıyla fonlanmış durumda ve sahadaki çalışan sayısını yeniden artırıyoruz. 2028 yılı sonuna kadar dört güç ünitesinin inşasını tamamlamak için çalışmalarımız devam ediyor. Bu projenin hem Rusya’ya hem de Türkiye’ye fayda sağlayacak başarılı bir girişim olacağına inanıyoruz.” dedi.

– “PROJEYE KATILAN TÜRK ŞİRKET SAYISI 2 BİNDEN FAZLA”

Rosatom’un uluslararası projelerinde mümkün olan en yüksek yerlileştirme oranını benimsediğini belirten Komarov, “Nükleer güç santrali inşaatı uzun bir süreçtir ve bu, on yıllık yoğun bir çalışmayı gerektirir. Ancak en önemli olanı, santralin 60-80, belki 100 yıl boyunca işletilecek olmasıdır. Bu süre zarfında yerel firmaların santrali destekleyebilmesi, bakım ve servis hizmetlerini sunabilmesi büyük önem taşır.” dedi.

Komarov, Akkuyu NGS projesinde yerli katılım oranına dikkat çekerek, “Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının desteğiyle, beklenenden daha iyi sonuçlar elde ettik. Başlangıçta projeye katılabilecek Türk şirketlerinin sayısını yaklaşık 400 olarak öngörüyorduk, ancak bu sayı şu anda 2 bini geçti. Bu, devasa ve eşsiz bir projenin hayata geçirilmesinde 2 binden fazla Türk şirketinin yer aldığı anlamına geliyor. Bu şirketlerin projenin kapsamındaki toplam sipariş hacmi, 11 milyar doları geçmiş durumda. Önemli olan sadece maddi kazanç değil, aynı zamanda artan yetkinliklerdir. Türk inşaat firmaları, nükleer güç santrali inşaatında katılımcı olmayı öğreniyor, gerekli bilgileri edinerek teknolojilere ulaşım sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

– “TÜRK ŞİRKETLERİ AKKUYU’DAKİ DENEYİMLERİNİ YENİ PROJELERDE KULLANACAKLAR”

Türk şirketlerinin bu tecrübeleri Türkiye’de ve başka ülkelerde uygulayabileceklerine inandığını belirten Komarov, “Bugünlerde Macaristan, Mısır ve diğer ülkelerde Türk şirketlerinin projelerde yer aldığını görüyoruz. Kazakistan ve Özbekistan gibi yerlerde inşaat süreçleri devam ediyor. Türk firmasının sağladığı deneyimlerin başka projelerde de değerlendirileceğine inanıyoruz; zira bu bilgiler ve yetkinlikler eşsiz.” dedi.

Komarov, dünyada nükleer enerjiye artan ilginin altını çizerek, “Türk şirketlerinin Akkuyu projesinde kazandıkları deneyimleri, hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerdeki yeni projelerde kullanabileceklerine olan inancımız tam.” diye ekledi.

– “BARIŞÇIL NÜKLEER TEKNOLOJİLERİN HER TÜRLÜ SİYASİ TÜRBÜLANSTAN UZAK TUTULMASI GEREKİYOR”

Rusya’nın Ukrayna krizi sonrası yaşadığı zorlukların Rosatom’un operasyonlarına etkisi üzerine konuşan Komarov, “Son üç yıl içinde, özellikle 2022, 2023 ve 2024 dönemlerinde, Rosatom’un uluslararası geliri 9 milyar dolardan 18 milyar dolara çıkarak iki katına çıktı. Sipariş portföyümüz ise yaklaşık 200 milyar dolar seviyesinde istikrarlı bir şekilde sürdürüldü. Bu durum, mevcut sözleşmeleri yerine getirirken gelirlerimizi artırmakla kalmadığımızı, aynı zamanda yeni sözleşmeler imzalayarak geleceğe sağlam bir temel oluşturduğumuzu gösteriyor.” dedi.

Komarov, Rosatom’un dünya nükleer enerji endüstrisindeki rolünün önemine dikkat çekerek, “Dünya genelinde nükleer güç santrali inşa eden bir numaralı ihracatçı şirketiz. Şu anda farklı ülkelere ihracata yönelik inşa edilen 25 güç ünitesinin 22’si Rus teknolojisi ile gerçekleştiriliyor. Bu oran yüzde 85’in üzerinde. Uranyum zenginleştirmede dünya lideriyiz ve küresel pazar payımız yaklaşık yüzde 40. Doğal uranyum, nükleer yakıt ve onkolojik hastalıkların teşhisi ve tedavisinde kullanılan tıbbi izotopların önemli bir tedarikçisi olarak da dünya pazarında yüzde 30-40 oranında bir paya sahibiz.” açıklamasında bulundu.

Barışçıl nükleer teknolojilerin global güvenlik, verimlilik ve dünya genelindeki bilimsel gelişmeler bakımından önemine değinen Komarov, “Bu teknolojilerin her türlü siyasetten mümkün olduğunca bağımsız halde tutulması gerekmektedir. Son yıllarda yaşananlar, bu ilkenin geçerliliğini ortaya koymuştur. Finlandiya’daki Hanhikivi projesi haricinde, Rusya’nın diğer tüm girişimleri sadece aynı seviyede kalmamış, ayrıca büyümüştür. Batılı ülkelerle işbirliğini sürdürüyoruz. ABD’ye zenginleştirilmiş uranyum tedarik ediyor ve Batı Avrupa ülkeleri ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz. Üstlendiğimiz yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmek temel ilkemizdir; herhangi bir siyasi konjonktüre direnç göstererek yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Komarov, Rosatom’un başarılarının önemli sebeplerinden birinin nükleer enerji sektöründeki gelişmelerin büyük oranda Küresel Güney ülkelerinde gerçekleştiğini belirterek, “Üç yıl önce batılı ve küresel güney ülkelerinin sipariş oranı eşitken, günümüzde portföyümüzün yüzde 80’inden fazlasını, kalkınma ihtiyacı duyan ve bu kalkınma için yoğun enerjiye ihtiyaç duyan küresel güney ülkelerinin siparişleri oluşturmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.

Akkuyu NGS: Türkiye’nin Nükleer Geleceği Açıklandı!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin