Trabzonspor’un tecrübeli savunma oyuncusu Stefan Savic, bordo-mavili kulübün kendisine Atletico Madrid’i hatırlattığını ifade ederek, “İspanya’da Real Madrid ve Barcelona gibi devlere karşı mücadele ediyorduk; burada ise Anadolu’nun temsilcisi olarak Trabzonspor, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi takımlara karşı aynı rekabete girmek üzere sahada olacak. Bu benim için oldukça özel bir tercih” diye konuştu.
Atletico Madrid, Manchester City ve Fiorentina gibi Avrupa futbolunun önemli ekiplerinde forma giyen Savic, Trabzonspor’un dergisine verdiği röportajda, kulübü geçmişte uzun yıllar formasını giydiği Atletico Madrid’le benzettiğini belirtti.
“TRABZONSPOR, ATLETİCO MADRİD İLE BENZER RUHU TAŞIYOR”
Geride bıraktığı futbol hayatında birçok önemli deneyim edindiğini dile getiren Karadağlı futbolcu, “Manchester City, Fiorentina ve uzun süre Atletico Madrid’de oynadım. Bu gerçekten büyük bir gurur. Şu anda yine önemli bir kulüpteyim. Trabzonspor, bana Atletico Madrid’i anımsatıyor. Tarihi ve başarılarıyla benzer bir ruh taşıyor. İspanya’da nasıl Real Madrid ve Barcelona’ya karşı mücadele ettiysek, burada da Anadolu’nun bir temsilcisi olarak Trabzonspor, aynı rekabette yer alacak. Bu nedenlerden ötürü Trabzonspor’u tercih ettim” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN DEĞİLİM”
Kariyerinde değişik liglerde edinilen önemli deneyimler sonrasında 34 yaşındaki Savic, geçmişine dönüp baktığında pişmanlık duymadığını belirtti. “Hayatımda hiçbir şeyden pişman değilim. Hatalarım oldu ancak bunların her biri bana bir şeyleri öğretti. Kariyerime tekrar başlasam bile farklı bir şey yapmayı düşünmüyorum. Çünkü yaşadıklarım, beni bugün olduğum yere getiren süreçlerdir” dedi.
“HATALAR ADALET DUYGUSUNU ZEDELİYOR”
Türk futbolundaki hakem tartışmalarına da değinen Savic, özellikle VAR dönemindeki hataların kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Maçlarda hatalar olabilir. Hakemler de hata yapabilir ve bu oyunun bir parçasıdır. Ancak şu an VAR gibi yardımcı sistemlerin olduğu bir dönemde, hakemin bu kadar çok hata yapması kabul edilemez. Bu durum, adalet anlayışımızı da zedeler. Taşıdığımız formayı temsil edebilmek adına gerekli tepkileri vermek zorundayız. Örneğin, Fenerbahçe ile oynadığımız maçta iptal edilen gol öncesi Onuachu’nun yaptığı hareketin faul olmadığını kimse bana anlatamaz. Böyle bir faul kararı kabul edilemez. İşte bu nedenle, o maçın hakeminin adalet anlayışının sakatlandığına inanıyorum. 2016’da Real Madrid’le oynadığımız Şampiyonlar Ligi finalinde de hatalı bir gol yemiştik ama o dönem VAR yoktu, bu durum kabul edilebilirdi. Bugün böyle bir hata kabul edilemez. Türk futboluna çok ciddi yatırımlar yapılıyor ama bazı hakemlerin kalitesi ligin seviyesinin altında kalıyor. Tek istediğimiz, kim olursa olsun, hakemlerin adil bir şekilde yönetim yapması” şeklinde konuştu.
“BENİM OLANI KİMSEYE DOKUNDURTMAM”
Mücadeleci yapısının rakipler tarafından sert bulunduğunu ifade eden Savic, “Maç içerisindeki mücadeleci tavrım nedeniyle rakipler beni pek sevmez. Ancak ben her zaman formamı, camiamı ve yanımda bulunan insanları korumak adına savaşırım. Hayat felsefem şöyle; benim olanı kimseye dokundurtmam. Ne futbol da ne de günlük hayatta, uğruna mücadele ettiğim şeylere zarar verilmesine asla izin vermem” dedi.
“SIMEONE SİZİ ARADIĞINDAN TEK CEVABINIZ ‘EVET’ OLUR”
Manchester City’den Fiorentina’ya, ardından da Atletico Madrid’e transfer sürecini anlatan Savic, kariyerinde en önemli dönemin İspanya’da geçtiğini vurgulayarak, “Partizan’dan Manchester City’ye genç yaşta geçtim. İlk yıl 22 maç oynadım ve her birini son maçım gibi değerlendirdim. Sonrasında Fiorentina’da 3 yıl deneyim kazandım. Atletico Madrid’e, Diego Simeone için gitmek istedim; para benim için önemli değildi. Simeone’nin takımında başarılı olmanın yolu çok çalışmak ve mücadele etmekten geçiyor. Belki en yetenekli oyuncu ben değildim ama her zaman en çok çalışan kişi oldum, bu sayede savunmanın bir sembolü haline geldim. Simeone sizi aradığında cevap vermeniz gereken şey her zaman ‘evet’ olmalıdır. Atletico Madrid’de geçirdiğim dönem, bugün olduğum kişi olmamda büyük bir rol oynamıştır. Simeone’nin takımında çalışmıyorsanız, oynama şansınız yoktur,” şeklinde konuştu.
“ASLA PES ETMEDİM”
Futbol kariyerinde birçok zorlu dönem yaşadığını ancak asla pes etmediğini de dile getiren Savic, “Zor zamanlarda asla pes etmedim. Partizan’da oynarken babamı kaybettim, ama annem ve kız kardeşim her zaman yanımda oldu. Futbol ve ailemin desteğiyle hep güçlü kaldım. Şu anda eşim ve bebeğim de bana destek oluyor. Hayatım boyunca her zaman savaşan ve mücadele eden biri oldum. Asla pes etmeyi düşünmedim” ifadelerini kullandı.
“15 RAKAMININ ÖNEMİ”
Forma numarasıyla ilgili olarak Savic, “Uzun süredir 15 numarayı taşıyorum. Bu seçimi, çocuklukta hayran olduğum Alessandro Nesta’nın 5 numarasından aldım. İlk takımımda 5 numara doluydu; en yakın olan 15’i tercih ettim ve o günden itibaren hep 15 numarayla oynamaya karar verdim” açıklamasını yaptı.
“RONALDO VE MESSİ’YE KARŞI OYNAMAK BÜYÜK ŞANSTI”
La Liga’da Ronaldo ve Messi gibi birçok dünya yıldızıyla karşılaşma fırsatı bulduğunu hatırlatan Savic, “Ronaldo ceza sahasında çok zorluydu, Messi ise farklı bir oyun zekasına sahipti. Onlara karşı oynamak beni geliştirdi. Ayrıca Benzema, Neymar, Lewandowski gibi isimlerle de karşılaştım, hepsinden bir şeyler öğrendim” dedi.
UNUTAMADIĞI MAÇLAR
Kariyerindeki en önemli anlarını ise “2018’de Real Madrid’i yenerek Süper Kupa’yı kazandığımız maç, en mutlu anlarımdan biriydi. En üzüntü verici anım ise 2016 Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid’e penaltılarla kaybettiğimiz karşılaşma oldu” sözleriyle özetledi.
DÜNYANIN EN İYİ 11’İ
Savıc, geçmişten bugüne kendi gözünde oluşturduğu en iyi 11’i şu isimlerden oluşturdu:
“Van der Sar – Cafu, Vidic, Nesta, Maldini – Ronaldinho, Zidane, Xavi, Messi – Ronaldo Nazario, Cristiano Ronaldo.”
