🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Bahçeli’den Yeni İttifak: TRÇ’nin Önemi

Bahçeli’den Yeni İttifak: TRÇ’nin Önemi

featured

Ankara Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Safi, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye, Rusya, Çin ittifakı çağrısını ve bu çağrının anlamını AA Analiz için kaleme aldı.



***

Günümüz küresel sistemi, güvenlik, barış ve refah sağlama gerekçesiyle oluşturulmuş olan uluslararası kuruluşlar; Birleşmiş Milletler (BM), NATO, Avrupa Birliği (AB), Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü gibi, amaçlarından uzaklaşmış durumda. Bu kurumlar, gezegenimize barış ve güvenlik getirme konusunda başarısız kalırken, İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından oluşturulan bu düzenin beklentileri de pek hayalperest kalmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM kürsüsünden ifade ettiği “Dünya beşten büyüktür” söylemi, bu durumu gözler önüne sermektedir. Geleneksel Batı düzeninin yetersizliği, Doğu ve Küresel Güney’de yeni ittifak arayışlarını hızlandırmıştır. Türkiye, jeopolitik konumu ve tarihsel misyonuyla bu arayışların en öncelikli öznesi olacaktır.

KÜRESEL GÜNEY’İN ALTERNATİF İTTİFAKLARI

Küresel Güney’deki ittifak arayışlarının başında BRICS gelmektedir. Bu grup, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika gibi ülkeleri bünyesinde barındırarak dünya nüfusunun yarısından fazlasını temsil etmektedir. Ayrıca, Çin önderliğindeki Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) de, Rusya, Hindistan, Pakistan, İran gibi birçok ülkeyi içermekte ve askeri kapasitesi ile dikkat çekmektedir. Bu iki ittifakın genişlemesi, uluslararası sistemdeki Batı odaklı yapılanmalara karşı alternatif bir arayışın gerekliliğini de gözler önüne sermektedir.

Eski Sovyet ülkelerini bir araya getiren Avrasya Ekonomi Birliği, Türk devletlerini bir araya getiren Türk Devletler Teşkilatı (TDT) ve Arap Birliği gibi oluşumlar da dikkate değerdir. Fakat, BRICS ve ŞİÖ dışındaki örgütler henüz etkili bir performans sergileyebilmiş değildir.

ABD’nin son dönemdeki tutumları, Donald Trump döneminde daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkeler üzerinde yürütülen hegemonya politikaları, tartışmalı bir şekilde devam ederken, ABD’nin Orta Doğu’daki askeri ve politik müdahaleleri dikkat çekmektedir. Özellikle, uluslararası hukuku hiçe sayarak gerçekleştirdiği eylemler, bu durumun somut örneklerindendir.

TÜRKİYE OLUŞAN YENİ KONJONKTÜRDE NASIL İLERLEMELİ?

İsrail’in Filistin topraklarında yarattığı kriz, zamanla büyüyerek diğer bölge ülkelerine de sıçramış durumda. İsrail’in uluslararası hukuk kurallarını tanımayarak bölgedeki coğrafi sınırları ihlal etmesi ve Türkiye aleyhine komşularıyla işbirliği içerisinde bulunması, Türkiye’nin Batı ittifakından kopma arayışlarını hızlandırmaktadır.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, “ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı en uygun seçenek TRÇ ittifakının kurulmasıdır.” diyerek, Türkiye, Rusya ve Çin arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekmektedir. Bu çağrının, askeri bir ittifak değil, ekonomik ve teknolojik bir dayanışma şeklinde şekillenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bahçeli’nin önerisi, mevcut koşullara yanıt verme amacı güttüğünde, yeni bir stratejik oluşumun gerektiğini ortaya koymaktadır.

İttifak oluştururken dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında, potansiyel müttefiklerin yanı sıra karşıt güçler de bulunmaktadır. Rusya ile iş birliği kuran bir ülkenin, ABD ve Avrupa ile çatışmaya girmesi söz konusu olabilecektir. Ayrıca, Çin ile oluşturulacak bir ittifak, Hindistan ve ABD gibi ülkeleri karşıya almayı da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla, büyük güçlerin desteğini almak potansiyel olarak önemli bir fayda sağlayabilir.

TRÇ İTTİFAKINDAN HİLAL İTTİFAKINA: KIZILELMA’YA DOĞRU YOLCULUK

TRÇ’nin etki alanı düşünüldüğünde, bu ittifakın kapsamının yalnızca üç ülke ile sınırlı kalmayacağı ve daha geniş coğrafyaları temsil edeceği açıktır. Türkiye ifadesi, sadece mevcut sınırları değil, aynı zamanda Türk-İslam coğrafyasını da içermektedir. Benzer şekilde, Rusya’nın etki alanı Eski Sovyet coğrafyasıyla sınırlı kalmayıp, geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır. Çin’in ekonomik, teknolojik ve askeri gücü de bu bağlamda önemlidir. TRÇ’nin oluşturulması, Asya, Orta Doğu, Afrika ve Doğu Avrupa’nın Batı hegemonyasından kurtulması anlamına gelebilir.

Giderek zayıflayan ve dünyaya barış getirme konusunda başarısız olan başta ABD olmak üzere BM, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşlar, yeni ittifak arayışlarını da hızlandırmıştır. Devlet Bahçeli’nin önerdiği TRÇ ittifakı, Batı’nın uygulamalarına karşı bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, mazlum halkların sesi olabilecek güç, “Hilal İttifakı”dır. Bu bağlamda, TRÇ ittifakının da, Hilal İttifakı’nın destekleyicisi olacağı söylenebilir. Böylece, Türkiye, tarihsel sorumluluğuyla Kızılelma’ya doğru ilerleyişini sürdürecektir.

[Prof. Dr. İsmail Safi, Ankara Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansı’nın editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Bahçeli’den Yeni İttifak: TRÇ’nin Önemi
Yorum Yap
Bizi Takip Edin