🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Dünya
  3. Gece Uyanıklığı: Beynin Riskli Düşünceleri

Gece Uyanıklığı: Beynin Riskli Düşünceleri

featured

Bilim insanları, insan beyninin gece yarısından itibaren farklı bir işleyişe geçtiğini ve bu durumun bireylerin olumsuz düşüncelere, riskli dürtülere ve tehlikeli fikirlere daha açık hale gelmelerine neden olduğunu ortaya koydu.

Gece yarısından sonra uyanık kalmanın potansiyel risklerine dikkat çeken araştırmacılar, bu konudaki bilimsel bulguların giderek güçlendiğini vurguladı. Frontiers in Network Psychology dergisinde yayımlanan “Gece Yarısından Sonra Zihin” (Mind After Midnight) başlıklı çalışma, insan bedeninin ve beyninin, duygusal durumları ve davranışları etkileyen 24 saatlik bir döngü izlediğini belirtiyor. Araştırmalar, gece yarısından sonra zihnin doğal sirkadiyen (biyolojik ritim) değişimlerle birlikte olumsuz düşüncelere ve riskli dürtülere daha yatkın hale geldiğini ortaya koyuyor.

OLUMSUZ DUYGULAR ARTIYOR, KONTROL AZALIYOR

Science Alert portalında yer alan habere göre, bilim insanları, gecenin ilerleyen saatlerinde bireylerin olumsuz duygulara daha fazla odaklandıklarını, tehlikeli fikirlerin daha cazip hale geldiğini ve kendilerini kontrol etme becerilerinin azaldığını gözlemledi. Bu davranışsal değişimlerin, uyku, ruh hali ve bilişsel işlevleri düzenleyen iç biyolojik saatle ilişkili olduğu belirtiliyor. Harvard Üniversitesi’nden nöroloji uzmanı Elizabeth Klerman, Science Alert’e yaptığı açıklamada, gece yarısı uyanık olan milyonlarca insanın beyinlerinin gündüz saatlerindeki gibi etkili çalışmadığına dair güçlü kanıtlar bulunduğunu ifade etti. Bu durumun kişiler ile çevrelerindeki diğer bireylerin sağlık ve güvenliğini de etkileyebileceğinin altını çizdi ve daha fazla araştırma yapılması çağrısında bulundu.

GERÇEKLİK ALGISINI BOZABİLİYOR

Aktarılan bilgilere göre, araştırmacılar evrimsel açıdan insanın gündüz yaşayan bir tür olduğuna vurgu yaptı. İnsanlık tarihi boyunca avlanma ve toplanma gibi faaliyetler gündüz saatlerinde gerçekleştirilmiş, gece vakti ise tehlikelerle ilişkilendirilmiştir. Bu bağlamda, insan beyni, karanlık ortamlarda hayatta kalmak için potansiyel tehditlere karşı daha uyanık bir hale gelmiştir. Ancak modern dünyada bu duyarlılık, gerçeklik algısını bozarak uykusuz kaldıklarında olumsuz duyguları ve riskli davranışları artırabilmektedir. Hipotezde, bu durum “değişmiş bir ödül/motivasyon sistemi” olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, beyin olumsuz uyarıcılara daha güçlü cevaplar verirken, rasyonel kontrol zayıflamaktadır. Araştırmacılar, bu etkilere uykusuzluk da eklendiğinde duygusal denge ile karar verme süreçlerinde ciddi bozulmalar yaşanabileceğine dikkat çekiyor.

İNTİHAR VE BAĞIMLILIK RİSKİ ARTIYOR

Bilim insanları, konuyla ilgili bulgularını iki farklı örnekle somutlaştırıyor. İlk örnekte, gündüz saatlerinde eroin isteğine direnç gösteren bir bağımlının gece geldiğinde bu isteğe yenik düşmesi konu ediliyor. İkinci örnekte ise uykusuzluk çeken bir üniversite öğrencisinin giderek artan yalnızlık ve umutsuzluk duygularıyla intihar düşüncelerine kapılması anlatılıyor. Araştırmalar, gece yarısı ile sabah 6.00 arasındaki intihar riskinin, diğer saatlere göre yaklaşık üç kat daha yüksek olduğunu gösteriyor. 2020 tarihli bir çalışma, bu durumu “sirkadiyen ritimlerin uyumsuzluğu” ile ilişkilendirerek gece uyanıklığını bir intihar riski faktörü olarak tanımlıyor. Hipotez yazarları, gündüz akla gelmeyecek olan intihar düşüncesinin yalnızlık ve acıdan kaçış olarak belirdiğini ve kişinin henüz sonuçlarını düşünmeden eyleme geçebileceğini belirtiyor. Genellikle, bu süreçte eylemi durduracak kimsenin uyanık olmadığına da dikkat çekiyor.

Gece saatlerinde yasa dışı madde kullanımının da artış gösterdiği görülüyor. 2020 yılında Brezilya’da yapılan bir araştırma, gece saatlerinde opioid aşırı dozuna bağlı ölümlerin 4,7 kat artış gösterdiğini ortaya koydu.

GECE ÇALIŞANLAR İÇİN ÖZEL İNCELEME ÇAĞRISI

Araştırmacılar, bu davranışların yalnızca karanlıkla veya biriken uykusuzlukla açıklanamayacağını, gecenin kendine özgü nörolojik değişimlerinin de önemli bir rol oynayabileceğini savunuyor. Özellikle pilotlar ve sağlık çalışanları gibi gece vardiyasında çalışanların, uyku yoksunluğu ve sirkadiyen zamanlamanın ödül işleme ve karar verme üzerindeki etkilerinin daha fazla araştırılması gerektiği vurgulanıyor. Bilim insanları, insan beyninin geç saatlerde nasıl çalıştığı hakkında hala birçok bilinmeyenin bulunduğunu kabul ediyor. Klerman ve ekibi, “Günün yaklaşık dörtte birinde, ister uykuda ister uyanık olalım, insan zihninin nasıl işlediği hâlâ bir sır” ifadesini kullanıyor.

Gece Uyanıklığı: Beynin Riskli Düşünceleri
Yorum Yap
Bizi Takip Edin