Modern ebeveynliğin yoğun tüketim kültürüyle etkilendiği günümüzde, yazar Hilal Çorbacıoğlu, okurlarını derin bir içsel sorgulama sürecine teşvik ediyor. Aile Yayınları tarafından yayımlanan Mahrumiyet Eğitimi, yalnızca bir ebeveynlik kılavuzu değil, aynı zamanda çocuklara sınır koyarken ebeveynlerin de kendi sınırlarıyla yüzleşmelerine yardımcı olan bir farkındalık yolculuğuna yönlendiriyor. İlahiyat, sosyoloji ve psikoloji alanlarında eğitim almış klinik psikolog Hilal Çorbacıoğlu, eserinde uzun yıllara dayanan terapistlik deneyimini basit fakat etkili bir üslup ile aktarıyor.
Kitap, gerçek hayata dair hikâyeler, örnek vakalar ve sade psikolojik çözümlerle ilerleyerek, çocukların daha çok eşyaya değil, daha fazla ilişkiye, daha derin bir bağa ve anlam dolu deneyimlere ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.
Bolluk İçinde Yoksunlaşan Nesil
Mahrumiyet Eğitimi, bir neslin duygusal dayanıklılığını yeniden inşa etmeyi amaçlayan içsel bir yolculuk olarak ebeveynlere hitap ediyor. Kitap, “her şeyi vermek” ile “doğruyu vermek” arasındaki önemli farkı gözler önüne seriyor.
Çorbacıoğlu, eserinde “Çocuğunuza hep ‘daha fazlasını’ vermek için kaygılanmayın. Onların asıl ihtiyacı daha fazla eşya değil, daha az uyaran ve daha çok bağdır. Daha fazla oyuncak değil, daha az seçenek ama daha derin ilişkidir. Verilen her şey alışkanlığa dönüşür; ama bekletilen şey değere dönüşür. Onlara iyi bir hayat sunmanın yolu, bir şeyler için beklemeyi göze alabilecekleri bir iç denge inşa etmektir.” ifadeleriyle oldukça çarpıcı bir mesaj iletiyor.
Tüketim Çağında Doyumsuzluk Döngüsü
Kitap, günümüz çocuklarının “hep almak, hiç beklememek” üzerine kurulu bir dünyada büyüdüklerini hatırlatıyor. Dopamin döngüsü, ekran bağımlılığı, ebeveyn suçluluğu ve “fazlalıkla telafi etme” alışkanlıkları, kitabın “Doyumsuz Beynin Kodları” bölümü aracılığıyla nöropsikolojik açıdan ele alınıyor.
Yazar, somut pratiklerle “azaltarak çoğalmanın” yollarını tartışırken, evde sadeleşme adımları, ekransız zaman dilimleri, şükür alışkanlıkları ve paylaşma kültürü ile beslenen bir aile ortamı oluşturarak geleceği sağlama almayı hedefliyor. Böylece varlıkta sarsılmayan ve yoksullukta etkilenmeyen nesiller yetiştirmek için önerilerde bulunuyor.