Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember’in yaptığı son analize göre, rüzgar enerjisi santrallerinin kurulum maliyetlerinde yüzde 40’lık bir azalma gerçekleşirken, güneş enerjisi santrallerinde bu oran yüzde 77’ye ulaştı.
Kurulum maliyetlerindeki bu düşüş, aynı zamanda santrallerin ömür boyu elektrik üretim maliyetlerinin de düşmesini sağlıyor. Bu bağlamda, güneş enerjisi santrallarındaki maliyet düşüşü, güneşten elektrik üretimini yüzde 69 oranında ucuzlatarak, güneş enerjisini Türkiye’nin en ekonomik elektrik üretim kaynağı haline getirdi.
Türkiye’de kurulması planlanan yeni bir güneş enerjisi santralinin üretim maliyetinin megavatsaat başına 43 dolar olduğu belirlendi.
Yerli kömür santrallerine sağlanacak bu teşvik ile beraber önümüzdeki dört yıl boyunca 8,7 milyar dolarlık bir harcama yapılacağının öngörüldüğü analizde, mevcut kaynakların kömür yerine şebekenin modernizasyonuna ve güneş enerjisi santrallarının önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasına yönlendirilmesi durumunda, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 120 gigavat yenilenebilir enerji hedefine ulaşabileceği bildirildi.
Ember’in enerji analisti Çağlar Çeliköz, kömür teşviklerinin şebekenin modernizasyonuna aktarılmasının, rüzgar ve güneş santrallerinin bağlantı kapasitesini artıracağını ve böylelikle 2035 hedeflerine ulaşma sürecini hızlandıracağını vurguladı. Ayrıca Türkiye’nin güneş enerjisi alanında önemli adımlar attığını, ancak mevcut potansiyelin tam anlamıyla kullanılabilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini değerlendirdi.