🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Gazze Mahkemesi: Savaş Suçları Ele Alındı

Gazze Mahkemesi: Savaş Suçları Ele Alındı

featured

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği savaş suçlarını incelemek amacıyla oluşturulan küresel ve bağımsız girişim “Gazze Mahkemesi”, İstanbul’da yaptığı nihai oturumda “Temel Nedenler Duruşması” adlı bir panel düzenledi.

Panele, Oxford Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Avi Shlaim, New South Wales Üniversitesi’nden Dr. Lana Tatour, Ev Yıkımlarına Karşı İsrail Komitesi (ICAHD) Başkanı ve İsrailli Antropolog Jeff Halper, California Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Ussama Makdisi, Harvard Üniversitesi François-Xavier Bagnoud (FXB) Sağlık ve İnsan Hakları Merkezi’nden araştırmacı Rania Muhareb, Harvard Hukuk Fakültesi’nden Filistinli insan hakları avukatı Rabea Eghbaria ve eski Yunanistan Maliye Bakanı, ekonomist Yanis Varoufakis katıldı.

“SOYKIRIM YALNIZCA HUKUKİ DEĞİL AYNI ZAMANDA AHLAKİ MESELE”

Prof. Shlaim, İsrail’in sömürgeci ve yerleşimci bir devlet yapısına sahip olduğunu belirterek, bu yapının temelinin yerli halkın dışlanması ve kaynakların gasbı üzerine kurulduğunu ifade etti.

Bugün İsrail’in Filistin toprakları üzerinde fiili kontrol sağladığını vurgulayan Shlaim, siyonizmin Batı’nın, özellikle İngiltere ve ABD’nin desteği olmadan bu duruma ulaşamayacağını dile getirdi.

ABD’nin İsrail’e sunduğu askeri ve diplomatik desteğin “koşulsuz” olduğunu belirten Shlaim, bu desteğin Filistinlilerin hakları veya uluslararası hukuka saygı gösterilmesi şartına bağlı olmadığını kaydetti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetiminde “en büyük suç” olarak nitelendirilen soykırımın işlendiğine dikkat çeken Shlaim, bu suçun yalnızca hukuki değil, aynı zamanda derin bir ahlaki sorun olduğunu ifade etti.

Şu an itibarıyla İsrail’in işlediği cürümlerin cezasız kaldığını söyleyen Shlaim, uluslararası toplumun da İsrail’i çok sayıda suç nedeniyle hesap vermeye çağırmakta yetersiz olduğunu belirtti.

İsrail’in ulusal kimliğinin, Holokost ile sıkı bir bağ içinde olduğunu dile getiren Shlaim, “Ancak İsrail artık bir kurban değildir.” ifadesini kullandı.

“IRKÇILIK, IRKSALLAŞTIRMA, IRKSAL SINIFLANDIRMA SİYONİSTLİĞİN ÖZÜNÜ OLUŞTURUYOR”

Dr. Tatour, İsrail’in işlediği soykırıma rağmen siyonizmin, Filistin’in sömürgeleştirilmesi için bir araç olarak kullanıldığını ifade etti.

Tatour, Filistinlilerin kitlesel olarak sürgün edildiğini, geri dönüş haklarının reddedildiğini ve 1967’de Filistin topraklarının işgal edildiğini belirtti. Gazze’ye uygulanan abluka, soykırım, toprak gasbı ve ayrılmış yollar sisteminin, Filistinlileri kitlesel olarak hapsederek büyük bir ayrımcılığa maruz bıraktığını söyledi.

Filistinlilerin “daha az medeni” bir ırk olarak muamele gördüğünü belirten Tatour, “Irkçılık, ırksallaştırma ve hiyerarşi, siyonist ideolojinin özünü oluşturuyor.” dedi.

Tatour, İsrail’in Filistinlilere “insan değillermiş gibi” davrandığını ve İsraillilerin sosyal etkinliklerde Filistinlilere karşı düşmanca şarkılar söylediğini dile getirerek endişelerini ifade etti.

SOYKIRIM SÖZLEŞMESİNİ GENİŞLETME ÇAĞRISI

ICAHD Başkanı Halper, İsrail’in soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarının tekrar etmemesi için bu suçların temelinin yatan siyasi ve ideolojik sistemin de ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Siyonizmin, Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkını ihlal ettiğini belirten Halper, yerleşimcilerin ne tür adımlar atarsa atsınlar yerli halkı yerinden etme, ortadan kaldırma ve topraklarını gasbettikleri yönündeki tehlikeleri dile getirdi.

1948’deki Nekbe sırasında İsrail’in yaklaşık 750 bin Filistinliyi yerinden ettiğini hatırlatan Halper, 1967’de ise bu sayının 300 bine ulaştığını kaydetti.

İsrail ordusunun sivillere yönelik şiddet uyguladığını ve kentleri yıkıp mülteci kamplarını boşalttığını söyleyen Halper, Gazze halkını başka yerlere sürmek için müzakereler yapıldığını ifade etti.

Nekbe’den bu yana İsrail’in birçok Filistinlinin ev ve diğer yaşam alanlarını yok ettiğini vurgulayan Halper, “Uluslararası toplumu, Soykırım Sözleşmesi’nin bu suçları kapsayacak şekilde genişletmeye davet ediyoruz.” dedi.

“FİLİSTİNLİLERİN TARİHSİZLEŞTİRİLMESİ ORTA ÇAĞ’DAN BAŞLIYOR”

Prof. Makdisi, asıl sorunun Filistinlilerin tarihlerinin nasıl yok edildiği olduğunu belirterek, bu durumun Orta Çağ’dan bu yana süregelen bir süreç olduğunu söyledi.

Batı güçlerinin Filistinlileri “daha aşağı” olarak görmesi nedeniyle Holokost’tan sağ kurtulmuş Yahudilerin ülkelerine kabul edilmediğini vurgulayan Makdisi, bunun Filistinlilerin topraklarına yerleştirilen birçok Yahudi için geçerli olduğunu ifade etti.

“İSRAİL’İN ULUSLARARASI SUÇLARI ÇOK KEZ BELGELENDİ”

Harvard Üniversitesi’nden Rania Muhareb, İsrail’in Filistin halkının “kendi kaderini tayin hakkını” ihlal ederek apartheid suçu işlediğini belirtti.

İsrail’in uluslararası suçlarının yıllardır Birleşmiş Milletler tarafından belgelendiğini, ancak bu belgelerin hiçbirinin etkili bir sonucu olmadığını kaydetti. Muhareb, ayrıca İsrail’in soykırım politikalarına destek veren tüm kişilerin yargı önüne çıkartılması gerektiğini vurguladı.

İSRAİL’İN GAZZE’YE YÖNELİK SALDIRILARI “YÜZYILLIK BİR SÜRECE DAYALI”

Filistinli insan hakları avukatı Eghbaria, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının uzun bir tarihsel sürece ve siyonizme dayandığını söyledi. Siyonizmi destekleyenlerin Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasıyla övündüğünü, bunun sonuçlarının ise göz ardı edildiğini ifade etti.

Eghbaria, zorla yerinden edilen Filistinlilerin mültecilik kavramının kalıcı bir sürgün haline dönüştüğünü, hayatta kalanların ise sistematik ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti.

“Nekbe”nin hukuki bir kavram olarak tanınmasının adalet arayışının bir parçası olacağını belirten Eghbaria, Gazze’de yaşananların, Filistin halkının varoluşunun inkarına yönelik yüzyıllık bir projenin sonucu olduğunu ifade etti.

İSRAİL’İN “SOYKIRIMDAN EKONOMİK FAYDA SAĞLADIĞI” VURGUSU

Eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis, soykırımın ekonomik olarak İsrail’e fayda sağladığını ifade etti. Savunma bütçesinin artmasının, İsrail’in finans sektörüne büyük yatırımlar getirdiğini belirtti.

Varufakis, yerinden edilen Filistinlilerin uluslararası iş gücüne dönüştüğünü ve İsrailli silah üreticilerinin bu süreçten yararlandığını vurguladı. Ayrıca, ABD merkezli teknoloji şirketlerinin genişleme sürecinin de bu bağlamda değerlendirileceğini kaydetti.

Gazze Mahkemesi: Savaş Suçları Ele Alındı
Yorum Yap
Bizi Takip Edin