Karaveli, Dünya Bankası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TENMAK’ın katılım sağladığı Temiz Hidrojen Eylem Planı Çalışma Grubu toplantısında, Dünya Bankası’nın Hindistan ve Şili gibi ülkelerde yürüttüğü kapsamlı çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Enerji Bakanlığı’nın uzun vadeli enerji politikasını kamuoyuna duyurduğunda bir dizi bileşen ortaya koyduğunu kaydeden Karaveli, “Enerji verimliliği ile tüm talebin kontrol altına alınması elzem. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının en üst seviyeye çıkarılması gerekiyor. Ayrıca, elektrifikasyonun yoğun olduğu bir dönemde karbon yükünün azaltılması için nükleer enerjinin devrede olması hayati önem taşıyor. Nadir toprak elementleri başta olmak üzere tüm maden kaynaklarının hayata geçirilmesi ve güçlü enerji altyapılarının oluşturulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Karaveli, Türkiye’de hidrojen konusunun uzun zamandır incelendiğini belirterek şunları dile getirdi:
“Temiz Hidrojen Eylem Planı, sona yaklaştı. Yeni kaynak ve teknolojilerin makro politikadaki geniş resmine uygun bir şekilde yerleştirilmesi gerekiyor. Hidrojenin Türkiye için hangi mevzuatla, yöntemlerle ve finansman modelleriyle entegre edileceğini belirlemeye çalışıyoruz. Bu bağlamda, Hidrojen Eylem Planı bize rehberlik edecek.”
“TÜRKİYE, EKİPMAN VE HAM MADDE TEDARİK ZİNCİRİNİ GÜÇLENDİREREK AVANTAJ YAKALAYABİLİR”
Dünya Bankası Kıdemli Enerji Uzmanı Özge Özden, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve hidrojen üretiminde tedarik zincirini güçlendirerek önemli bir avantaj elde edebileceğine dikkat çekti. Özden, “Yerli üretim ile ham madde ve ekipman tedarik zincirini güçlendirerek küresel pazarda maliyet avantajı sağlamak ve markette önemli bir oyuncu haline gelmek mümkün.” dedi.
Özden, Türkiye’nin yalnızca enerji piyasaları değil, sanayi altyapısı açısından da büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Sanayi, ulaşım ve binaların karbonsuzlaşması gibi hedefler için bugünden bir vizyon geliştirmemiz gerekli. Türkiye’nin konumu, enerji kaynaklarının ihracatı ve yenilenebilir enerji üretimi bakımından önemli avantajlar sunuyor. Yenilenebilir enerji ekipman üretimi ve yerli sanayi anlamında Türkiye’nin güçlü adımları mevcut. Ayrıca Türkiye, yeşil hidrojen ve temiz hidrojen ekonomisine geçiş potansiyeli taşıyor. Halihazırda, demir, çelik, gübre ve petrokimya sektörü gibi stratejik öneme sahip alanlarda etkileyici bir sanayi üretim kapasitemiz bulunuyor.” şeklinde konuştu.
