ABD federal hükümetinin Kongre’deki bütçe çatışmaları nedeniyle 1 Ekim’de kapanması, 25’inci gününe ulaştı ve bu durum ülke ekonomisiyle ilgili kritik resmi verilerin akışını olumsuz etkiliyor.
Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS), haftalık işsizlik maaşı başvurularına dair verileri ve 3 Ekim’de yayımlanması beklenen tarım dışı istihdam raporunu açıklayamamış durumda.
Enflasyon verilerinden de sorumlu olan BLS, geçtiğimiz hafta için planlanan Üretici Fiyat Endeksi verilerini açıklamamayı tercih ederken, tüketici enflasyonu verilerini gecikmeli olarak dün sundu.
Yayınlanan verilere göre, ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), eylül ayında aylık bazda yüzde 0,3, yıllık bazda ise yüzde 3 ile beklentilerin altında bir artış gösterdi. Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon da aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 3 ile tahminlerin altında gerçekleşti.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmesinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi politikalarının piyasa beklentilerini düşürdüğünü ifade ederek, “Hükümetin kapanmasını tercih eden Demokratlar, muhtemelen Ekim ayı enflasyon raporunun açıklanmasına engel olacak ve bu durum işletmeleri, piyasalara, aileleri ve Fed’i belirsizliğe sürükleyecek.” dedi.
Alternatif veriler ışık tutuyor
Resmi verilerin olmaması durumunda ADP Araştırma Enstitüsü’nden gelen özel sektör istihdam raporu ve Challenger, Gray & Christmas’ın işten çıkarmalarla ilgili raporu gibi alternatif kaynaklar, istihdam piyasasının durumunu anlamak için değerlendirildi.
ADP’nin raporuna göre, ABD’de özel sektör istihdamı, Eylül ayında beklentilerin aksine 32 bin kişilik bir azalma kaydetti.
ABD’de işverenler tarafından açıklanan işten çıkarmaların sayısı, bu yılın Ocak-Eylül döneminde 946 bin 426 ile 2020’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Fed’in Bej Kitap gibi kendi saha raporları, tüketici harcamalarının son haftalarda azaldığına işaret etti.
BLS’nin daha önce yayımladığı verilere göre, ABD’de tarım dışı istihdam Ağustos ayında 22 bin kişilik artış göstermiş ama bu beklenen seviyenin altında kalmıştı. İşsizlik oranı ise yüzde 4,2’den yüzde 4,3’e yükseldi.
Fed yetkililerinden risk dengesine dikkat
Fed Başkanı Jerome Powell, geçen hafta düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, hükümetin kapanması nedeniyle bazı verilerin açıklanmasında gecikmeler yaşandığını, ancak eyalet bazında işsizlik maaşı başvuruları ve ADP gibi verilere göz attıklarını ifade etti.
Powell, istihdama yönelik aşağı yönlü risklerin arttığını belirtirken, bunun risk dengesine dair değerlendirmeleri etkilediğini kaydetti.
Powell, istihdam ve enflasyon hedefleri arasında bir denge sağlarken, politika açısından risksiz bir yol bulmanın kolay olmayacağını vurguladı.
Diğer Fed yetkilileri de enflasyonun hâlâ hedefin üzerinde seyretmesi ile iş gücü piyasasındaki zayıflama arasında nasıl bir denge kurulacağı konusunda farklı görüşlere sahip.
Bazı yetkililer, enflasyonun yüksek kalması nedeniyle faiz indirimi kararını riskli bulurken, bazıları iş gücü piyasasındaki yavaşlama sebebiyle “temkinli faiz indirimleri” çağrısı yapıyor. Trump tarafından Fed yönetim kurulu üyeliğine atanan Stephen Miran ise faizlerin devamlı yüksek olmasını eleştirerek, daha hızlı bir faiz indirimine gidilmesinden yana olduğunu belirtti.
Fed’in temkinli yaklaşımına devam etmesi bekleniyor
Analistler, önemli ekonomik göstergelerin açıklanmasındaki aksaklığın, Fed’in ekonomik durumu değerlendirmesini ve politika yönünü belirlemesini zorlaştırdığını ifade ediyor.
Sınırlı veri akışı, Fed’in 28-29 Ekim tarihlerinde gerçekleştireceği para politikası toplantısında karar alma sürecini belirsizlik içerisinde bırakıyor. Analistler, Fed’in “veri karanlığında” muhtemelen temkinli bir duruş sergileyeceğine inanıyor.
Piyasalar, politika faizinin 25 baz puan düşürülerek yüzde 3,75-4,00 aralığına çekileceğini öngörüyor. Kapanmanın uzaması durumunda ise Aralık ayında gerçekleştirilecek toplantı öncesi veri akışının daha da önemli hale geleceği vurgulanıyor.
“Tüketici fiyatlarının beklenenden az artması, faiz indirimi için olumlu bir işaret”
Oxford Economics ABD Başekonomist Yardımcısı Michael Pearce, Eylül ayında tüketici fiyatlarının tahminlerden daha az artmasının, önümüzdeki hafta faiz indirimine kapı aralayabileceğini belirtti.
Ancak enflasyonun gelecek yıl boyunca yüzde 2’nin çok üzerinde, yaklaşık yüzde 3 civarında seyredeceğini öngördüğünü, bu durumun piyasanın 2026 yılı için faiz indirim beklentilerini “çok agresif” gösterdiğini ifade etti.
Pearce, “Fed’in gevşeme hızını sınırlamak için gelecek yıl boyunca üç faiz indirimi yapacağını düşünüyoruz.” diye ekledi.
Tarifelerin hala mal fiyatlarını yukarı çekmeye devam ettiğine dikkat çeken Pearce, gümrük vergilerinin manşet enflasyona 0,4 puanlık bir katkıda bulunduğunu tahmin etti.
Pearce, “Fed’in son haftalarda iş gücü piyasasının iyileştiğine dair ikna edici bir veri elde edemediği göz önüne alındığında, gelecek hafta bir faiz indirimi muhtemel görünüyor. Ekonomiye yönelik aşağı yönlü risklerin azalmasıyla birlikte, enflasyon riskleri gelecek yıl Fed’in değerlendirmelerinde daha baskın hale gelecektir ve bu durum, daha ılımlı bir faiz indirim hızını gerekli kılacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“İş gücü piyasasına dair riskler aşağı yönlü”
American Enterprise Institute (AEI) kıdemli uzmanı Steven Kamin, verilerin beklentilerin altında kalmasına rağmen yıllık yüzde 3 seviyesindeki enflasyonun hâlâ Fed’in yüzde 2 olan hedefinin üzerinde olduğuna dikkat çekerek, “Dört yıldan fazla bir süredir bu hedefe ulaşılamadı.” dedi.
Kamin, tarifeler sebebiyle fiyat artışlarının yolda olup olmadığı ve enflasyon beklentilerinin istikrarlı kalıp kalmayacağı konularının belirsizliğini koruduğunu da ifade etti.
Kamin, iş gücü talebinin zayıf göründüğünü, işsizlik oranının artmamasının sebebinin de iş gücü arzının aynı ölçüde zayıf kalması olduğunu belirtti.
Herkes gibi Fed’in de gelecek hafta yeniden bir faiz indirimi yapmasını beklediğini dile getiren Kamin, “Bu, ‘zarar vermeme’ adımı olarak öne çıkıyor; çünkü enflasyon kontrolden çıkmış görünmüyor ve iş gücü piyasasına dair riskler aşağı yönlü. Kapanmanın sona ermesi ve verilerin yeniden yayımlanmaya başlaması durumunda Fed’in Aralık ayında stratejisini yeniden gözden geçirme fırsatı olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Fed’in odağında zayıflayan iş gücü piyasası var”
Fitch Ratings ABD Ekonomik Araştırmalar Başkanı Olu Sonola, son enflasyon verilerinin Fed için bir rahatlama kaynağı olduğunu ve muhtemelen gelecek hafta faiz indirimi yapılacağını vurguladı.
Sonola, “Garip görünse de Fed, önümüzdeki birkaç ay boyunca enflasyonun yüzde 3 civarında kalmasından memnun olabilir. Gümrük vergilerinin fiyatlara yansımasının genel olarak sınırlı kalacağı ve odak noktasının zayıflayan iş gücü piyasasına kaydığı görülüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek hafta yapılacak faiz indiriminin “sigorta” amaçlı olabileceğini ifade eden Sonola, Aralık ayına kadar hükümetin yeniden açılması ve Fed’in istihdam verilerine dair daha net bir tabloya ulaşmasının umulduğunu belirtti.
Sonola, Fed’in ADP’nin özel sektör istihdam verilerine ve eyaletlerdeki işsizlik maaşı başvuruları gibi alternatif verilere daha fazla önem vereceğini de sözlerine ekledi. ADP verilerinin Eylül ayında iş kayıplarını gösterdiğini, eyalet bazındaki verilerin ise daha istikrarlı bir seyir izlediğini dile getirdi.


