İstanbul’da “Gazze Mahkemesi”nin son oturumu için bulunan uluslararası hukuk profesörü Hilal Elver, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
Elver, dünya genelinde birçok kuruluşun, özellikle sivil toplum örgütlerinin ve bazı medya kuruluşlarının, İsrail’in Gazze’de açlığı bir silah olarak kullandığı konusunu kamuoyuna taşıdığını belirtti. “Bu mesele tüm dünyada gündeme gelmesi kolay değildi, çünkü son iki yıl içinde bu konu yeterince ilgi görmedi. Fakat şu an durum değişiyor; her şey daha belirgin hale geldi, özellikle Birleşmiş Milletler’in ağustos ayında kıtlık ilanından sonra.” şeklinde konuştu.
2014-2020 yılları arasında Birleşmiş Milletler Gıda Hakkı Özel Raportörü olarak görev yapan Elver, Gazze’de açlığın ve kıtlığın soykırım biçiminde kullanıldığını vurguladı.
BM’nin kıtlık ilanını “önemli bir adım” olarak değerlendiren Elver, “Bu ilan sonrası gıda ve suya erişimin savaş suçu ve insanlığa karşı suç olarak kullanıldığıyla ilgili argümanın daha net ortaya çıktığını görüyoruz. Ayrıca Filistinlilerin açlığa mahkum edilmesi, soykırım aracı olarak değerlendiriliyor.” dedi.
“GAZZE MAHKEMESİ’NDE SUÇLAR İNCELENİYOR”
Elver, “Gazze Mahkemesi”nde birden fazla suçun mercek altına alındığını, bunlardan birinin açlık olduğunu ifade etti. “Uluslararası hukuk, insancıl hukuk ve ceza hukuku açısından uzmanlarla bu durumu tartıştık. Hukuki ilkeler ve sahada yaşananlarla ilgili tanıkların ifadeleri de son derece önemliydi. Gazze Mahkemesi, uluslararası topluma hem hukuki hem de pratik anlamda ne olduğunu gösteren etkili bir platform olmuştur.” dedi.
Gazze Mahkemesi’nde ele alınan konuların büyük bir etki yaratabileceğini belirten Elver, barış sürecinin başlaması ya da kırılgan bir ateşkesin sağlanmasının durumun seyrini değiştirmeyeceğine dikkat çekti.
“HALA CİDDİ AÇLIK SORUNU VAR”
Gazze’deki durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Elver, “İnsanlar hala ciddi bir açlık riski altında, çünkü açlık ve kıtlık çok önemli bir mesele.” diye konuştu. “İsrail’in saldırılarını durdurması, saldırıların etkilerinin sona ereceği anlamına gelmez. Açlığın, özellikle çocuklar üzerinde çok uzun vadeli etkileri var.” ifadelerini kullandı.
Elver, ateşkes uygulanmaya başlansa bile sadece gıda yardımının yeterli olmadığını, Filistin toplumlarının toparlanması için kapsamlı tıbbi desteğin gerektiğini vurguladı. “Tam bir iyileşme olmayacak; bu yüzden uzun vadeli sağlık bakımı ve gıda güvenliği projelerinin hayata geçirilmesi şart.” dedi.
Gazze’deki yaraların sarılmasının zaman alacağını ifade eden Elver, gelecekte gelişmeleri yakından takip etmenin önemine dikkat çekerek, “Gazze’de yaşamı yeniden canlandırmanın yolu ne olacak?” diye sordu.
“AA’NIN KANIT KİTABINDAN ETKİLENMİŞTİM”
AA’nın Kanıt kitabının ve diğer eserlerin incelendiğini belirten Elver, “Kanıt kitabındaki fotoğraflar inanılmaz ve son derece sarsıcı.” dedi.
Bu kitapta yer alan görüntülerin çok zor ama bir o kadar da önemli olduğunu ifade eden Elver, “AA’nın Kanıt kitabı, Gazze’de yaşanan zulümleri dünyaya ulaştırmak açısından büyük bir değer taşıyor.” dedi.
Elver, “Gerçekleri aktararak Gazze’de neler yaşandığını kamuoyuna duyurmak, bu mahkemenin temel hedefidir. Çünkü birçok insan olan bitenden haberdar değil ya da medya bunu yeterince kapsamıyor.” şeklinde konuştu. Batı medyasının görüntüleri sansürlediğini vurgulayan Elver, “Gerçeği olduğu gibi yansıtan fotoğraflar son derece önemlidir.” diye ekledi.


