Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim insanları, yaklaşık 4,5 milyar yıl öncesine dayanan bir gizemi aydınlatma yolunda önemli bir keşfe imza attı. Araştırma ekibi, gezegenimizin ilkel hali olan “proto-Dünya”nın izlerini buldu.
Uluslararası bir araştırma grubu, Dünya’nın geçmişini aydınlatan bir adım daha atarak, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce Mars büyüklüğünde bir cisimle gerçekleşen büyük bir çarpışmanın ardından gezegenin oluşum sürecini araştırdı.
Nature Geosciences dergisinde yayımlanan bulgular, oldukça eski yapılar ve güneş sisteminin evrimi üzerinde etkili olan orijinal bileşenler hakkında yeni kanıtlar sunmakta.
MIT ve çeşitli uluslararası araştırma kurumlardan oluşan bir ekip, Dünya’nın en eski kayalarından alınan örneklerde, gezegendeki pek çok malzemeyle tutarsız olan potasyum izotoplarındaki dengesizliği belirledi. Bu dikkat çekici kayıtlara, derin antik jeolojik katmanlardan ulaşılmıştır.
“BOZULMADAN KALANLARI MUHAFAZA EDİYOR OLABİLİR”
Naftemporiki’nin haberine göre ekip, potasyum izotoplarındaki bu değişimin sonraki çarpışmalar ya da bilinen jeolojik süreçlerle açıklanamayacağını ortaya koydu.
Elde edilen veriler, ilginç bir olasılığı gündeme getiriyor: Bu kayaçlar, Dünya’nın yoğun evrimi sırasında kaybolmadan kalan proto-Dünya bileşenlerini koruyor olabilir.
NASIL KEŞFETTİLER?
SİMÜLASYONLARLA ÇALIŞTILAR
Araştırma grubu, daha sonra K-40 açığının dev çarpışmalar veya artçı sarsıntılar gibi olaylardan nasıl etkileneceğini anlamak için bilinen meteorlardan elde edilen verilere dayalı simülasyonlar gerçekleştirdi. Simülasyon sonuçları, daha az K-40 içeren orijinal malzemenin zamanla bu izotopla karışarak modern kayaçların bileşimine ulaştığını gösterdi. Elde edilen sonuç, K-40 eksikliği olan materyallerin muhtemelen ilkel proto-Dünya’nın kalıntıları olduğunu ortaya koydu.
“ÖĞRENECEĞİMİZ HÂLÂ ÇOK ŞEY VAR”
Ancak örneklerin izotopik işareti, bilinen hiçbir meteoritle tam olarak örtüşmüyor. Bu durum, proto-Dünya’yı oluşturmuş olabilecek meteoritlerin henüz keşfedilmediğini düşündürüyor. Doçent Nie, konu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Bilim insanları, farklı meteorit gruplarından elde edilen verileri bir araya getirerek Dünya’nın kimyasal kökenini anlamaya çalışıyorlar. Ancak çalışmamız, bilinen meteorit koleksiyonunun henüz tamamlanmadığını ve gezegenimizin kökeni hakkında hâlâ öğrenmemiz gereken çok şey olduğunu gösteriyor.”


