🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Cumhuriyetin İlanı: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı

Cumhuriyetin İlanı: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı

featured

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak, bağımsızlık meşalesini yakmasıyla Türk milletinin mücadelesi başladı. Bu mücadele, Türk milletinin azmi sayesinde hiçbir zaman söndü.

Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi sırasında Mazhar Müfit Bey’e, “Zaferden sonra hükümet şeklinin cumhuriyet olacağını” ifade etti; ancak bu düşüncesini, toplumsal alışkanlıklar gereği bir sır olarak sakladı.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte Türk milletinin tarihinde yeni bir dönem başlamış oldu. Artık halkın temsilcilerinden oluşan meclisin üzerinde hiçbir gücün olmadığı kabul edildi.

Kurtuluş Savaşı’nın zaferle tamamlanmasının ardından, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile resmiyet kazandı.

İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasından yalnızca iki ay sonra, 13 Ekim 1923’te Ankara, Türkiye’nin hükümet merkezi olarak belirlendi. Bu, yeni yönetim biçiminin ve devlet başkanının seçileceği sürecin başlaması anlamına geliyordu.

O güne kadar devlet başkanlığı görevini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa yürütüyordu. Bazı yabancı ülkeler de, Lozan Antlaşması’nın onayı için Türkiye’deki yeni devlet rejiminin daha net bir şekilde belirlenmesini talep ediyordu.

27 Ekim 1923’te İcra Vekilleri Heyeti’nin istifası ve Meclis’in güvenini kazanacak bir kabine oluşturulamadığı durumu, bu konuya acil bir çözüm gerektiriyordu.

“Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz”

Atatürk, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamadığına kanaat getirmesi üzerine Çankaya Köşkü’nde arkadaşları için bir akşam yemeği düzenledi.

Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında

İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa ve Kemalettin Sami Bey’in katıldığı akşam yemeğinde Atatürk, Nutuk’ta bu durumu şöyle anlattı: “Gece olmuştu… Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni bekleyen arkadaşlarıma rastladım. Söz konusu arkadaşlarla görüşmemiştim. Ancak, o akşam yemeğine katılmaları için kendilerine davet gönderdim.”

Yemek sırasında, “Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz” dediğinde, tüm arkadaşları bu öneriye hemen destek verdiler. O dakikadan itibaren, nasıl bir yol izleyeceğimizi belirlemek için kısa bir program hazırladım.

“Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımla bir tartışma gereği duymadım,” diyen Atatürk, o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişilerin tepkilerini de gündeme getirdi.

“Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır”

O gece, Atatürk, İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren bir tasarı hazırladı. “Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir.” ifadesini içeren bu tasarı, TBMM’de yapılan görüşmelerin ardından saat 20.30’da mevcut 158 üyenin oybirliğiyle kabul edildi. Cumhuriyet’in ilanı, “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleriyle kutlandı.

Böylece yeni devletin yönetim şekli belirlenmiş oldu. Cumhuriyet’in ilanı ile “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi, devlet yönetiminde kesin olarak yerini aldı.

Ardından cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirildi. Gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk, TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Atatürk, yaptığı konuşmayı, “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” sözleriyle sonlandırdı.

Devletin adı ve rejimi ile ilgili tartışmalara son verilmiş oldu ve devlet başkanlığı meselesi çözülmüştü. Hükümetin kurulma şekli de yeniden düzenlendi.

Buna göre, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçerek cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu durum, Meclis Hükümeti Sistemi’nden parlamenter rejime geçiş anlamına geliyordu.

“Milli bayram” olarak kutlanmaya başlandı

İlk hükümeti kurma görevi İsmet İnönü’ye verilmişken, Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı’na seçildi.

Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü Cumhuriyet’in ilanını coşkuyla kutladı. 26 Ekim 1924’te yayımlanan kararname ile Cumhuriyet’in ilanının 101 pare top atışı ve çeşitli etkinliklerle kutlanması kararlaştırıldı.

Bu karar doğrultusunda, 29 Ekim 1924 tarihindeki etkinlikler kutlamaların başlangıcını oluşturdu.

Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925 tarihinde bir kanun teklifiyle 29 Ekim’in bayram olarak kutlanmasını önerdi. Teklifin Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelenmesi ardından 18 Nisan’da karara bağlandı.

TBMM’nin teklifi 19 Nisan’da kabul etmesi ve Türk devletinin Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde modernleşme ve demokrasiye yönelmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından itibaren “milli bayram” olarak kutlanmaya başlandı.

Cumhuriyetin İlanı: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı
Yorum Yap
Bizi Takip Edin