Bayraktar, İstanbul’da gerçekleştirilen 18. Verona Avrasya Ekonomi Forumu’nda önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin coğrafi, ekonomik ve siyasi açıdan kıtaların kesişim noktasında yer aldığını belirten Bayraktar, “Bu stratejik konum, Türkiye’ye bölgesel ve küresel işbirliğinde önemli bir avantaj sağlamaktadır. Küresel belirsizlikler karşısında ülkemizin stratejisi net, esnek ve benimsediği çeşitliliğiyle öne çıkmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Enerjinin Türkiye’nin ekonomik büyüme ve stratejik hedeflerinin merkezinde olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Amacımız sıfır emisyona dönüşüm sürecinde güvenli, sürdürülebilir ve uygun fiyatlı enerji elde etmektir. Türkiye’nin toplam kurulu güç kapasitesi şu anda 121 gigavatı aşmakta ve bunun yüzde 60’ından fazlası yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır. Bu oran, ülkemizi bölgedeki lider ülkelerden biri konumuna getirmektedir.” dedi.
Bayraktar, Türkiye’de rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle projelerine hem yerli hem de yabancı yatırımların devam ettiğini ifade etti. Ayrıca, artan enerji talebini karşılamak amacıyla nükleer enerji alanında da önemli adımlar attıklarını belirtti. “Nükleer enerji, temiz ve güvenilir baz yük elektriği sağlamada hayati bir rol oynayacaktır.” şeklinde konuştu.
Rusya ile Türkiye’nin en büyük enerji projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde dört ünitenin inşa sürecinde olduğunu hatırlatan Bayraktar, “Akkuyu NGS’nin ilk ünitesinin 2026 yılında elektrik üretimine başlaması planlanıyor ve bu, enerji çeşitlendirme yolculuğumuzda oldukça önemli bir aşama olacaktır.” açıklamasında bulundu.
Doğal gaz ve petrolde artan üretim
Bayraktar, Türkiye ile Rusya’nın enerji işbirliğinin uzun vadeli bir ortaklık olduğunu vurgulayarak, bu işbirliğinin teknoloji paylaşımı, insan sermayesinin geliştirilmesi ve endüstriyel katılımı içerdiğini ifade etti.
Türkiye’nin 2050 yılı itibarıyla Trakya ve Sinop’ta gerçekleştireceği projelerle 20 gigavat nükleer enerji kapasitesine ulaşmayı hedeflediğini ve küçük modüler reaktör projeleriyle enerjide esnekliği artıracaklarını belirtti.
Doğal gaz alanında Rusya, Azerbaycan ve İran ile olan ortaklıklarla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) altyapı çalışmalarını geliştirdiklerini ifade eden Bayraktar, “TürkAkım ve TANAP projeleriyle Türkiye, sadece kendi enerji arzını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bölgesel bir enerji merkezi haline gelerek doğudan batıya gaz akışını kolaylaştırmakta ve Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunmaktadır.” dedi.
Karadeniz’deki Sakarya doğal gaz sahasında 785 milyar metreküp rezerv ile üretimin yakında günlük 40 milyon metreküpe ulaşacağını belirten Bayraktar, Gabar’daki petrol sahasında üretimin de günlük 80 bin varile çıktığını söyledi.
Bayraktar, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı çerçevesinde 2030’a kadar enerji tüketimini yüzde 16 oranında azaltmayı hedeflediklerini ve bu alanda gerçekleştirilecek 20 milyar doları aşan yatırımlarla binlerce kişiye istihdam sağlamayı planladıklarını açıkladı.
Türkiye’nin enerji alanındaki artan rolünün ekonomik etkilerini de artırdığını kaydeden Bayraktar, “Bu durum, Türkiye’yi lojistik, imalat ve teknoloji sektörlerinde yatırımcılar için cazip bir destinasyon haline getirmektedir. Orta Asya’dan Avrupa’ya, Akdeniz’den Afrika’ya uzanan bir enerji, ticaret ve inovasyon merkezi olarak yükselmektedir.” sözlerini kullandı.
