TCMB Para Politikası Kurulu’nun 23 Ekim tarihli toplantısına dair özet bilgileri yayınlandı.
Özette, küresel ticaret politikalarındaki belirsizliklerin yüksek seviyelerde seyrettiği ifade edilirken, 2025 yılına ilişkin küresel büyüme tahminlerinde sınırlı bir iyileşmenin devam ettiği belirtildi.
Artan korumacılığın, öne çekilen talebin geçici etkilerinin sona ermesi ve belirsizliğin daha uzun bir döneme yayılması olasılığının, küresel büyüme görünümündeki aşağı yönlü riskleri artırdığı vurgulandı. Bu bağlamda, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 1,9, 2026 yılında ise yüzde 2,3 artması bekleniyor. Küresel talep görünümündeki zayıflık ve arz yönlü gelişmeler ham petrol fiyatlarını baskılamaya devam ederken, enerji emtia fiyatlarının mevcut PPK döneminde gerilediği aktarıldı.
Enerji dışı emtia fiyatlarında endüstriyel ve değerli metal fiyatları sebebiyle artış eğilimi gözlemleniyor.
12 Eylül haftasına oranla TL mevduat faizlerinin 82 baz puan azalarak 17 Ekim haftası itibarıyla yüzde 48,5 seviyesine düştüğü bilgisine yer verildi. Bu süreçte TL ticari kredi faizleri ise 236 baz puan azalarak yüzde 47,9 seviyesine gelirken, ihtiyaç kredisi faizleri 211 baz puan düşerek yüzde 62,7, konut kredisi faizleri ise 124 baz puan azalarak yüzde 37,9 seviyesine geriledi. Taşıt kredisi faizleri ise 570 baz puan azalmayla yüzde 36,3 seviyesine ulaştı. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 12 Eylül-17 Ekim döneminde yüzde 3,1 seviyesine geriledi; bu düşüş, kredi kartı büyümesindeki yavaşlamadan kaynaklandı. TL ticari kredilerin büyüme oranı ise yüzde 2,3’ten yüzde 2,6’ya yükseldi. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerde 4 haftalık büyüme oranları ise yüzde 0,5 ile önceki PPK dönemi seviyesinin altında kaldı.
TCMB’nin brüt uluslararası rezervlerinin 12 Eylül’den bu yana 20,6 milyar dolar artarak 17 Ekim itibarıyla 198,4 milyar dolara ulaştığı hatırlatıldı. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 10 Eylül’den bu yana yatay seyrettiği ve 22 Ekim itibarıyla 267 baz puan seviyesine geldiği ayrıca ifade edildi. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığının yüzde 10,5, 12 ay vadeli kur oynaklığının ise yüzde 19,8 seviyelerine ulaştığı kaydedilirken, yurt dışındaki yatırımcıların hisse senedi piyasası üzerindeki pozisyon değişikliklerinin sınırlı kaldığı, toplamda 1,3 milyar ABD doları net portföy girişi olduğu belirtildi.
    “Kartla yapılan harcamalar ağustos-eylül döneminde arttı”
Özette, ağustos ayında perakende satış hacim endeksinin aylık bazda yüzde 0,9, çeyreklik bazda ise yüzde 1,8 artış gösterdiği ifade edildi. Altın hariç bakıldığında ise hem aylık hem de çeyreklik artışların daha düşük oranlı olduğu, dolayısıyla perakende satışların büyümesinin yavaşladığı aktarıldı. Ticaret satış hacim endeksi, toptan ticaretteki azalış nedeniyle aylık bazda yüzde 1,4, çeyreklik bazda ise yüzde 3,6 gerileyerek kaydedildi.
Hizmet üretim endeksinin ağustos ayında yüzde 0,4 oranında arttığı, çeyreklik bazda yılın ikinci çeyreğindeki yatay seyrin üçüncü çeyrekte devam ettiği vurgulandı. Ağustos-eylül döneminde kartla yapılan harcamaların arttığına dikkat çekilirken, kart kullanım oranındaki artışın etkisi dışlandığında tüketim harcamalarının daha ılımlı bir düzeyde gerçekleştiği değerlendirildi. Beyaz eşya satışları temmuz-ağustos döneminde azalmışken, otomobil satışları ağustos ayındaki yüksek artışın ardından eylül ayında gerileyerek üçüncü çeyrekte artışın daha ılımlı olmasına yol açtı. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, yılın üçüncü çeyreğinde kayıtlı iç piyasa siparişlerindeki zayıf seyrin sürdüğünü ortaya koydu. Özete göre, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğu tespit edildi.
Ağustos ayında sanayi üretim endeksinin, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,4, takvim etkilerinden arındırılmış yıllık bazda ise yüzde 7,1 arttığı bilgisi verildi. Çeyreklik bazda sanayi üretiminin üç aylık süre boyunca yatay seyrini sürdürdüğü belirtildi. Ana eğilimi belirlemek amacıyla tipik oynaklık gösteren diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretiminin çeyreklik bazda sınırlı düştüğü anlaşıldı. İmalat sanayisine dair anket göstergeleri, bu çeyrekte faaliyetin zayıf seyrettiğini gösteriyor. Öncü veriler, üçüncü çeyrekte gerileyen imalat sanayi kapasite kullanım oranının ekim ayında yatay kalacağını gösteriyor. Çeyreklik bazda inşaat üretim endeksi, ağustos itibarıyla üçüncü çeyrekte yüzde 5,1 artarken, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,5 yükseliş kaydedildi.
    İş gücüne katılım oranı arttı
Özet içinde ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği ve çeyreklik bazda yüzde 0,5 arttığı vurgulanıyor. Bu dönemde iş gücüne katılım oranının çeyreklik olarak 0,1 puan artarken, işsizlik oranının 0,2 puan azalarak yüzde 8,3 seviyesine düştüğü bilgisi paylaşılmakta. Anket göstergeleri, yılın üçüncü çeyreği için imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinin tarihsel ortalamanın altında kaldığını ortaya koyuyor.
Özette, cari işlemler dengesinin ağustos ayında aylık bazda 5,5 milyar dolarlık fazla verdiği, 12 aylık birikimli cari açığın 0,6 milyar dolar azalarak 18,3 milyar dolara gerilediği ifade ediliyor. Seyahat gelirlerinin tatil sezonuyla birlikte aylık bazda 8,3 milyar dolara çıkarak önceki yıl seviyesinin üzerinde gerçekleştiği belirtiliyor. Bu dönemde, 12 aylık birikimli seyahat gelirlerinin 58,1 milyar dolar seviyesine ulaştığı, hizmetler dengesinin fazlasının ise 62,3 milyar ABD doları ile güçlü seyrini sürdürdüğü vurgulanıyor.
Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış ihracatın azalırken, ithalatın artmaya devam ettiği kaydediliyor. Özette, 12 aylık birikimli dış ticaret açığının bir önceki aya göre yükseldiği de belirtildi. Küresel altın fiyatlarının artışı, altın ithalatının da artış göstermesine neden olduğu ifade edildi.
Altın hariç dış ticaret açığındaki artışın daha sınırlı olduğu aktarıldı. 12 aylık birikimli cari açığın eylül ayında artacağı öngörülürken, altın ithalatı eylül ayında 2,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli olarak 21,7 milyar dolara ulaştığı ifade edildi. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, temmuz ve ağustosta gösterdiği gerilemenin ardından eylülde sınırlı bir artış göstermiştir. Eylül ayına dair geçici dış ticaret verileri, ekim ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle birlikte değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimlerin ihracatta gerilemeye, ithalatta ise üçüncü çeyrekteki azalış sonrası toparlanmaya işaret ettiği kaydediliyor. Cari açığın finansmanı bağlamında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çeviri oranının ağustosta yüzde 167,3 olduğu ifade ediliyor. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 150 seviyesinde gerçekleşiyor. Bu bağlamda, yurt dışı borçlanma imkânlarının yüksek seviyelerde kalacağı ancak önümüzdeki dönemde YP cinsi borçlanmanın azalmasının ve ekonomik faaliyetin yavaşlamasının borç çevrim oranlarına olumsuz yansıyabileceği değerlendirilmekte.
 
							


 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					