Bakanlık, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın koordinasyonunda, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıkları ile UNICEF’in teknik desteği ile “Gelişim Geriliği Riski ve Engeli Olan Çocuklar İçin Türkiye’de Aile Temelli Ulusal Erken Müdahale Sisteminin Geliştirilmesi Pilot Uygulaması”nı başlattığını duyurdu.
Söz konusu sistem ile kurulan erken çocukluk gelişim merkezlerinde, gelişimsel gerilik riski taşıyan veya engeli bulunan 0-8 yaş arası çocuklar erken aşamada tespit ediliyor. Bu çocukların ihtiyaç duyduğu bakım, sağlık, koruma ve eğitim hizmetlerine tek bir noktadan ulaşmaları sağlanıyor.
Merkezlerde, ailelerin bilinçlendirilmesi amaçlanarak çocukların zamanında en doğru desteği alabilmelerine olanak tanınıyor.
Pilot uygulama Ankara, Kahramanmaraş ve Mersin’deki Bakanlığa bağlı gündüz bakım merkezlerinde hayata geçirilmişken, Bursa’da dördüncü birim olarak hizmete girdi. Bu merkezlerde bugüne kadar 115 çocuk ve ailesine ulaşıldığı bildirildi.
[Fotoğraf: AA]
“Hedefimiz, her çocuğa temas edebilmek”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocuğun gelişimini desteklemenin en etkili yolunun aileyi güçlendirmek olduğunu vurguladı.
Göktaş, Aile Temelli Ulusal Erken Müdahale Sistemi’ni Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaştırmayı ve her çocuğa ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Bu amaçla, ailelerle birlikte çocukların güçlü yanlarını ve ihtiyaçlarını belirlemek üzere özel bir rehber kullandıklarını söyledi. Bakan, akademisyenlerce geliştirilen bu rehberin dünya genelinde 30’dan fazla ülkede kullanıldığını ifade etti.
[Fotoğraf: AA]
Göktaş, aileyle hangi adımların atılacağına dair kararlar alındığını da ekleyerek, “Aileler merkezi ziyaret edebiliyor, biz de onları evlerinde ziyaret edebiliyoruz. Bazen telefonla görüşme yapıyoruz ama her durumda ailelerle sürekli iletişim halinde kalarak çocuğun gelişimini adım adım izliyoruz. Çocuklarımızın başarabildiklerini ve hangi alanlarda desteğe ihtiyaç duyduklarını birlikte değerlendiriyoruz. Erken müdahale alanına yapılan her yatırım, sadece bir çocuğun değil, bir ailenin ve topluluğun geleceğine yapılmış bir yatırımdır. Zamanında verilen her desteğin ileride toplumsal gelişim ve ekonomik kazanç olarak geri döneceğine inanıyoruz.” dedi.


