Keller-Sutter, İsviçre’de görev yapan uluslararası gazetecilerle başkent Bern’de bir araya geldi.
İsviçre devleti, hem vergi mükellefleri hem de ekonominin risklerini azaltma amacı güttüklerini ifade eden Keller-Sutter, bu konunun Federal Parlamento veya halkın onayına sunulabileceğini belirtti.
Başkanlık sürecinde birçok devlet başkanıyla görüşme fırsatı bulduğunu söyleyen Keller-Sutter, bu dönemde endişelerin nadir görülen bir şekilde bir araya geldiğine dikkat çekti.
Keller-Sutter, “Ekonomik ve politik durumun istikrarsızlığı, tartışmaların ana hatlarını oluşturdu. Neredeyse oybirliğiyle serbest ticaret ve çok taraflılığın ciddi şekilde tehdit altında olduğu konusunda uzlaşıldı.” şeklinde konuştu.
İsviçre’nin büyük siyasi veya ticari ittifağın bir üyesi olmadığını hatırlatan Keller-Sutter, bunun yanı sıra başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere diğer ülkelerle açık ilişkiler sürdürmenin kritik bir önem taşıdığını ifade etti.
Keller-Sutter, “Bu bağlamda, Federal Konsey AB ile ilişkilerimizi geliştirmek için bir anlaşma paketi müzakere etti. İstişare sürecinin tamamlanmasının ardından dosyayı Parlamento’ya iletmeden önce ilgili tarafların tutumlarını analiz edeceğiz. 2027’de bir halk oylaması gerçekleştirilmesi muhtemel.” sözlerini kullandı.
İhracat sektörlerinin yeni pazarlara açılma çabasında olduğunu belirten Keller-Sutter, İsviçreli şirketlerin pazar erişimlerini güvence altına almak için yeni serbest ticaret anlaşmaları imzalamak ve mevcut olanları modernize etmek için yoğun çalışmalar yürüttüklerini aktardı.
Keller-Sutter, bu yıl Tayland, Kosova, Malezya ve Güney Ortak Pazarı (MERCOSUR) ile yeni anlaşmalar yapıldığını hatırlattı.
“TÜRKİYE İLE ÇOK YAKIN BİR İLİŞKİMİZ VAR”
Ukrayna ile ticaret anlaşmalarının güncellendiğini ifade eden Keller-Sutter, “Hindistan ile olan anlaşmamız ekim ayından itibaren yürürlükte. Ayrıca, Çin, İngiltere, Meksika ve Güney Afrika Gümrük Birliği gibi diğer mevcut serbest ticaret anlaşmaları da güncelleniyor.” dedi.
AA muhabirinin, “Bu yıl Türkiye ile İsviçre arasında imzalanan Dostluk Anlaşması’nın 100. yılı. İki ülke arasındaki ilişkiler ve ekonomik işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Keller-Sutter, “Türkiye ile çok yakın bir ilişkimiz var. Ülkemizde oldukça fazla Türk vatandaşı bulunuyor ve büyük bir Türk diasporası mevcut. Ticari ilişkilerimiz de oldukça güçlü.” şeklinde yanıt verdi.
Keller-Sutter, İsviçre Konfederasyonu Başkan Yardımcısı ve Ekonomik İşler, Eğitim ve Araştırma Bakanı Guy Parmelin’in geçtiğimiz hafta Türkiye’yi ziyaret ettiğini hatırlattı.
“(FİLİSTİN DEVLETİ’NI TANIMA KONUSUNDA) YERİNE GETİRİLMESİ GEREKEN BAZI KOŞULLAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
AA muhabirinin, “Birçok Avrupa ülkesi, Filistin Devleti’ni tanıma kararı aldı. İsviçre hala bu adımı atmadı. Filistin otoriteleri ile temaslarınız var. İsviçre bu yolda bir hazırlık içinde mi?” sorusuna Keller-Sutter, “(Filistin Devleti’ni tanıma konusunda) yerine getirilmesi gereken bazı koşullar olduğu kanaatindeyiz. Tüm esirlerin evlerine dönmesi, kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve bir barış planının uygulanması şarttır.” şeklinde ifadelerde bulundu.
Keller-Sutter, İsviçre hükümeti ve Federal Parlementonun bu kararın alınacağına dair çoğunluğunun pek fazla umutlu olmadığını belirterek, “Ancak bir gün, koşulları sağlandığı takdirde bu gerçekleşebilir. Aynı zamanda, gerçekten istikrarlı bir hükümetin varlığı, seçimler gibi durumlar da gerekli.” dedi.
Keller-Sutter, Gazze’deki olayların soykırım olup olmadığı hakkında kararın uluslararası mahkemeler tarafından verileceğini sözlerine ekledi.
ABD’nin İsviçre’ye uyguladığı yüzde 39’lük gümrük vergisinin düşürülmesine yönelik soruya ise Keller-Sutter, “Bu soruya ABD Başkanı’na sormalısınız çünkü karar verme yetkisi kendisinde.” yanıtını verdi.
Keller-Sutter, İsviçreli yetkililerin ABD’li muhataplarıyla sürekli temas halinde olduklarına vurgu yaparak, son kararın ABD Başkanı tarafından verileceğini yineledi.
AA muhabirinin, bazı İsviçre kantonlarının Gazze’den tıbbi tahliye yapılacak çocukları kabul etmeyeceğine dair sorusunu yanıtlayan Keller-Sutter, “Bu İsviçre’de oldukça doğaldır. İsviçre Konfederasyonu’nun bir hastanesi mevcut değil. Sağlık hizmetleri kantonların yetkisindedir.” ifadelerini kullandı.
Keller-Sutter, İsviçre Adalet Bakanlığı ve polisin bazı Filistinli çocukların sağlık hizmeti almasına dair karar aldığını hatırlatarak, bunun bir hükümet kararı olmayıp, öncesinde kantonlara danışılması gerektiğini kaydetti.
Keller-Sutter, bazı kantonların bu kararı onayladığını, bazılarının ise reddettiğini belirterek, bu durumun kantonların yetki alanında olduğunu ve bu konu hakkında yorum yapamayacağını ifade etti.
