Dışişleri Bakanlığı, “Avrupa Komisyonu 2025 Türkiye Raporu” ile ilgili olarak resmi bir açıklamada bulundu.
Açıklamada, Türkiye ve Avusturya arasında yargı, temel haklar ve iç siyasi gelişmeler konularında ortaya konulan taraflı, ön yargılı ve temelsiz iddiaların kesin bir dille reddedildiği ifade edildi. Söz konusu yorumların, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki olumlu diyalog çabalarıyla çeliştiği ve uzun vadeli ortak çıkarlarla uyumlu olmadığı belirtildi. Rapordaki AB müktesebatına uyum düzeyinin, katılım sürecindeki siyasi engellere rağmen Türkiye’nin AB üyeliği hedefine bağlılığını gösterdiği kaydedildi.
Türkiye’nin işleyen piyasa ekonomisi ve makroekonomik politikalarındaki uyum düzeyinin önemli bir bulgu olarak değerlendirildiği açıklamada, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yapıcı tutumu, Yunanistan ile ilişkilerdeki iyileşme ve AB ile artan diyaloğun memnuniyetle karşılandığı ifade edildi.
Açıklamada, “Bu olumlu gelişmeler ışığında, 15 Temmuz 2019 tarihli Dış İlişkiler Konseyi kararlarının derhal kaldırılmasına yönelik meşru talebimizi yinelemekteyiz.” denildi.
TÜRKİYE’NİN AB’NİN SAVUNMA VE GÜVENLİK ALANINA KATKISI ÖNEMLİDİR
Türkiye’nin çok boyutlu dış politika anlayışı, stratejik ortaklıkları güçlendirme çabaları ve bölgesel barışa katkısı, açıklamada olumlu bir şekilde vurgulandı. AB açısından Türkiye’nin stratejik önemi ile ortak çıkar konularındaki sorumluluklarının önemi de kaydedildi.
Bu bağlamda, Türkiye ve AB arasındaki işbirliği mekanizmalarının etkin kullanımıyla Türkiye’nin AB’nin savunma ve güvenlik alanındaki girişimlerine aktif katılımının önemine dikkat çekildi.
Açıklamada, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin gerçeklerden uzak ve maksimalist görüşlerine yer verildiği, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru kaygılarının göz ardı edildiği belirtilerek, AB’nin Kıbrıs meselesinde taraflı bir tutum benimsediği vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı, AB’nin Türkiye ile ilişkilerini adil ve sürdürülebilir bir temele dayandırarak yönetmesini, karşılıklı güveni zedeleyen politikalardan kaçınmasını ve tarafsız bir yaklaşım benimsemesini önemle belirtti.
Türkiye ve AB arasındaki daha sağlam ve güvene dayalı işbirliğinin geliştirilmesinin her iki tarafın ve geniş bölgenin çıkarlarına hizmet edeceği bildirilerek, “Ülkemiz bu anlayışla kararlı bir şekilde çalışmalarına devam etmekte ve AB’den de benzer bir stratejik irade beklemektedir.” ifadeleri kullanıldı.
