Mali Eylem Görev Gücü (FATF), ülkelerin kara para aklama önleyici düzenlemelerine uyumunu değerlendirmek amacıyla Türkiye’ye yerinde değerlendirme ziyareti gerçekleştirmeyi planlıyor. Bu ziyaretin, en fazla üç hafta süreceği belirtilirken, FATF heyetinin 24-28 Kasım tarihlerinde Türkiye’deki ilgili kurumlar, özellikle Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve özel sektör şirketleriyle bir araya geleceği ifade ediliyor.
Ziyaret edecek kurumlar arasında bankalar ve ödeme sistemleri şirketleri de yer alacak. FATF’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanı konularındaki düzenlemeleri ve uygulamaları gözden geçirmesi, Türkiye gibi uluslararası sermaye akışına ihtiyaç duyan ülkeler açısından kritik bir öneme sahip.
FATF, 2021 yılında Türkiye’yi “artırılmış gözetim listesi” olarak bilinen gri listeye almıştı, çünkü ülkenin kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili politikalarında bazı eksiklikler tespit edilmişti. Türkiye, 2023 yılında gri listeden çıkarıldığını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek aracılığıyla duyurmuştu.
Türkiye, gri listeden çıkarılmış olsa da düzenlemelerde hâlâ bazı eksiklikler bulunduğunu FATF’nin 2023 tarihli raporunda görmek mümkün. Rapora göre, Türkiye toplam 40 alandan bazılarını “büyük ölçüde uyumlu” olarak değerlendirirken, sanal varlıklar konusunda “kısmen uyumlu” notu aldı. Bu durum, mevcut düzenlemelerin ve uygulamaların geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
FATF’nin yerinde incelemeleri, MASAK’ın denetim sorumluluğundaki alanlara odaklanmanın yanı sıra, şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü bulunan şirketlerle de görüşmeler yapmasını içeriyor. Görüşmelerden önceki aylarda, kara para aklama ile ilgili çok sayıda şirkete yönelik soruşturmalar başlatıldığı bildirilmişti. Örneğin, Ciner Grubu’nun medya varlıklarını satın almasıyla dikkat çeken Can Holding ve özel sermaye fonları tarafından değerlendirilen Papara da bu süreçte yer alıyor.
MASAK’ın eski başkan yardımcısı Ramazan Başak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in gri listeden çıkma çabalarının önemine değinerek, Türkiye’deki ödeme sistemleri ve bankalar üzerindeki soruşturmaların, geç kalınmış ancak doğru adımlar olarak nitelendirilebileceğini açıkladı.
Başak ayrıca, bu yıl içerisinde ödeme ve elektronik para kuruluşlarının faaliyet izinlerinin durdurulmasına dair eleştirilerde bulunarak, geçmişteki eksikliklere de vurgu yaptı. Sektörle ilgili düzenlemelerin 2013 yılında yapıldığını hatırlatan Başak, etkin denetim eksikliklerinden kaynaklanan sorunların sektörü olumsuz etkilediğini ifade etti.
Uzmanlar, FATF tarafından gözden geçirilen diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de sorunlu alanlarda kovuşturma başlatıldığını belirtiyor. Son aylarda görülen lisans iptalleri ve el koymaların, bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiği yönünde yorumlar yapılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) verilerine göre, faaliyette bulunan elektronik para kuruluşları arasında toplam 61 şirket bulunurken, bu yıl en az 10 şirketin faaliyet izni iptal edildi veya geçici olarak durduruldu. Bankacılık sektöründen alınan bilgiye göre, son beş yıl içinde ödeme sistemleri şirketlerinin hızlı gelişimi, çeşitli tereddütler yaratmış durumda.
FATF, ülkedeki hukuk, düzenleme ve gözetim yapılarının yanı sıra uygulamalardaki eksiklikleri belirleyerek tavsiyelerde bulunma görevini üstleniyor. FATF’nin teknik yetkinliğe sahip uzmanlardan oluşan heyeti tarafından gerçekleştirilecek değerlendirmeler, Türkiye’nin uluslararası finans sistemine entegrasyonunu etkileyen önemli bir süreç olarak değerlendiriliyor.


