Türkiye’nin gündemini sarsan iddianamede, Ekrem İmamoğlu “çıkar amaçlı suç örgütü lideri” olarak tanımlandı. Savcılık, bu örgütün belediye ihaleleri, iştirak şirketleri ve kişisel veriler üzerinden oluşturduğu “Sistem” adındaki yapı sayesinde hem ekonomik hem de siyasi kazanımlar elde etmeyi amaçladığını öne sürdü.
BEYLİKDÜZÜ’NDEN BAŞLAYAN YAPILANMA
İddianamenin detaylarına göre, örgütün temelleri İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde atıldı. Bu süreçte, belediye ihaleleri, imar ve ruhsat işlemlerinde usulsüzlükler yapıldığı, firmalardan “Cumhurbaşkanına yardım ediyorsun” denilerek para toplandığı iddia edildi.
Savcılığın kayıtlarına dayanarak, toplanan bu paraların “İmamoğlu sistemi” olarak tanımlanan yapıya aktarıldığı ve elde edilen gelirin hem kişisel kazanç hem de siyasi hedefler için kullanıldığı belirtildi.
CHP’Yİ ELE GEÇİRME PLANI
İddianamede yer alan ifadeler, örgütün ilk hedefinin Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde güç elde ederek partiyi kontrol altına almak olduğunu ortaya koyuyor. Delege seçimlerinde fon kullanılarak partinin yönetimini ele geçirme hedefinin, İmamoğlu’nun ilerideki Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir adım olarak planlandığı vurgulandı.
FETÖ’NÜN HİMMET SİSTEMİNE BENZETİLEN YAPI
Savcılık, İmamoğlu’nun oluşturduğu bu sistemi, FETÖ’nün “himmet” düzenine benzeterek dikkat çekti. İddianameye göre, belediye ihaleleri paravan şirketlere yönlendirilmiş, alınan ihalelerden elde edilen %10-15 oranındaki payın örgüte aktarılması sağlanmış.
Böylece “Sistem” adı verilen kasada toplanan paraların, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlık amacıyla kullanıldığı ifade edildi.
İSTANBUL SENİN UYGULAMASIYLA VERİ SKANDALI
İddianame, “İstanbul Senin” uygulaması aracılığıyla 4 milyondan fazla vatandaşın kişisel verisinin izinsiz olarak toplandığını ve yurtdışına aktarıldığını belirtti. Uygulamanın, veri analizlerinin siyasi propaganda amaçlı kullanıldığı “Cambridge Analytica” modeline benzer bir yapıda olduğu kaydedildi.
Bu faaliyetlerin, kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi ve siyasal casusluk boyutunu içerdiği dikkat çekildi.
KÜLTÜR A.Ş. VE MEDYA A.Ş. ÜZERİNDEN FON AKTARIMI
İddianamenin ayrıntılarında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirakleri olan Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş.’nin örgütün finansman kaynakları arasında gösterildiği yer alıyor. Bu şirketler üzerinden yapılan ihalelerin belirli kişi ve firmalara yönlendirildiği, bu durumun da milyonlarca liralık kamu zararı doğurduğu belirtiliyor.
Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas, seçim kampanyalarına yönelik medya fonlarının da bu kanallar aracılığıyla oluşturulduğunu bildirdi.
CASUSLUK VE ULUSLARARASI BAĞLANTILAR
Savcılığın yürüttüğü incelemede, örgüt üyesi Hüseyin Gün’ün yurtdışı istihbarat mensuplarıyla bağlantılı olduğu, İngiliz MI6 ve Amerikan CIA ile temasta bulunduğu tespit edildi. Ayrıca, Gün’ün FETÖ’nün İngiltere yapılanmasıyla da irtibatlı olduğu iddianamede yer aldı.
MOTORİZE DÖVİZCİLERLE PARA TRAFİĞİ
Tanıkların ifade ettiklerine göre, örgüt rüşvet ve ihalelerden elde edilen paraları “motorize dövizciler” aracılığıyla dolara çevirtip, villalardaki gizli kasalarda saklanıyordu. Bu paraların bir kısmı “EKO Sistem” adlı yapıya, bir kısmı ise CHP içi siyasi faaliyetlerin finansmanına aktarılıyordu.
Bağımsız hukukçular, başlatılan bu soruşturmanın, Türkiye’de yerel yönetimlerdeki yolsuzluk sistemlerine karşı önemli bir adım olduğunu vurguluyor. Kamu kaynaklarının siyasi amaçlar için kullanıldığı iddiaları, “Temiz Belediye, Güçlü Türkiye” kampanyasının da bir simgesi haline geldi.
