Göz Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesi, “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de diyabetin görülme sıklığının yüzde 11,9 olduğunu ve her 100 kişiden 12’sinin diyabetle karşı karşıya kaldığını bildirdi.
Açıklamada yer alan Op. Dr. Ebru Ceyda Bostan, “diyabetik retinopati” olarak bilinen bu hastalığın gözde etkilenme oranının yaklaşık yüzde 30 olduğunu, 20 yıl ve üzeri diyabet hastası olan 4 kişiden 3’ünde bu sorunla karşılaşmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Bostan, diyabetle ilişkili göz rahatsızlıklarının geçici görme bozukluklarından, çift görme ve kalıcı görme kayıplarına kadar çeşitlilik gösterdiğini vurguladı. Ayrıca, geçici görme kaybının genellikle kan şekerindeki dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıktığını belirtti.
“Kan şekeri düzensiz seyreden bir hastada, düzenli seyre başladığında veya tersine, kan şekeri dengesinde ciddi bir bozulma yaşandığında bu durum gözlemlenebilir. Diyabet hastalarında katarakt sıklığı ise daha erken yaşlarda ve normalden 2 kat fazla görülmektedir. En yaygın göz hastalığı ise diyabetik retinopatidir; bu, gözün iç tabakası olan retinanın zarar görmesiyle ortaya çıkmaktadır ve 20-65 yaş arasında körlükte önde gelen sebeplerden birisidir” dedi.
Bostan, diyabet tanısı konduktan 10 yıl sonra retinopatinin görülme sıklığının arttığını belirterek, kan şekeri kontrolünün bu süreçte ne kadar kritik bir rol oynadığını ifade etti.
“Erken tanı, körlüğün önlenmesi açısından büyük önem taşıyor”
Düzensiz seyreden kan şekeri düzeylerinin, ani yükseliş ve düşüşlerinin retinayı zayıflattığını ve hastalığın ilerlemesine zemin hazırladığını aktaran Bostan, “Gebelik, hipertansiyon, yüksek kan yağları ve böbrek hastalıkları gibi durumlar retinopatiyi daha da kötüleştiren önemli etkenlerdir. Retinanın hasarı hafiften ağıra doğru şekillendirilebilir ve erken tanı körlüğün önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle diyabet tanısı almış hastaların, herhangi bir şikayetleri olmasa dahi yılda en az bir kez göz muayenesinden geçmeleri önerilmektedir. Yapılan kontroller sırasında hastanın diyabetli olduğunu belirtmesi, erken teşhis ve tedavi için kritik bir adımdır.” şeklinde bilgi verdi.
Bostan, göz dibi muayenelerinde retinada etkilenen hastaların gözlemlenmesi durumunda kontrol sıklığının artırılması gerektiğine de değindi.
Hafif düzeydeki hastalık için öncelikli tedavi yöntemi diyabetin kontrol altına alınması olduğunu belirten Bostan, diyabetik retinopatinin erken teşhisi ve tedavisi ile görme fonksiyonunun iyi seviyelerde korunabileceğini aktardı.


