Dünyada ve Türkiye’de birçok bebek, gebelik sürecini tamamlamadan ve beklenen zamandan önce, yani prematüre olarak dünyaya gelmektedir.
Normal bir gebelik süresi 40 hafta olarak kabul edilirken, 37 haftadan önce doğan bebekler prematüre bebek olarak sınıflandırılmaktadır. Doğumun ne kadar erken gerçekleştiği, sağlık risklerini de aynı oranda artırmaktadır.
Prematüreliğin sebepleri incelendiğinde, çoğunun yüksek riskli gebeliklere dayandığı görülmektedir. Ayrıca, küçük veya ileri yaştaki gebelikler, sık doğum yapma, gebelikler arasındaki kısa aralıklar, çoğul gebelikler, enfeksiyonlar, kronik hastalıklar, tütün ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımı, genetik ve çevresel unsurlar ile yetersiz beslenme gibi faktörler ön plana çıkıyor. Bu durumlar, prematüre doğum riskini artırmaktadır.
Bu nedenlerden ötürü, doğum öncesi bakımın kalitesi son derece önemlidir. Riskli gebeliklerin uygun bir biçimde izlenmesi, acil durumlara müdahalelerin zamanında yapılması ve yenidoğan döneminde bebeklerin titizlikle takip edilmesi, pek çok anne ve bebeğin hayatta kalmasına yardımcı olabilir.
Doğum öncesi bakım hizmetleri, anne adaylarının sıkı takibi, tetanos aşısı, demir ve mikrobesin desteği, yeterli iyot alımının sağlanması gibi çeşitli önlemleri kapsamaktadır. Ayrıca, dengeli protein ve enerji alımı sağlanmalı, gebelikteki enfeksiyonlar tespit edilip tedavi edilmelidir. Kan basıncı kontrolleri ve emzirme eğitimi de bu süreçte önemli yer tutmaktadır.
Bebek sayısı arttıkça gebelik süresi kısalıyor
Çoğul gebeliklerde erken doğum oranları genellikle yüksektir. Bebek sayısının artması, gebelik süresinin kısalmasına yol açmaktadır. Erken doğumun sebepleri arasında, rahim içindeki hacmin büyümesi ve doğum kanalının genişlemesi sayılabilir.
5 yaş altındaki ölümlerin en yaygın nedeni erken doğum komplikasyonları
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2020 yılında dünya genelinde 13,4 milyon bebek (her 10 bebekten 1’i) prematüre olarak doğmuştur. Ülkelerdeki prematüre doğum oranları ise yüzde 4 ile 16 arasında değişiklik göstermektedir.
Türkiye’de, 2024 yılında 121 bin 67 bebek prematüre olarak hayata merhaba dedi. Prematüre doğan bebeklerin doğum haftasına bakıldığında, bunların yüzde 3,4’ü “çok küçük prematüre” (28 hafta altı), yüzde 7,1’i “küçük prematüre” (28-31 hafta), yüzde 89,5’i ise “sınırda prematüre” (32-36 hafta) olarak kaydedilmiştir.
Erken doğum komplikasyonları, dünya çapında 5 yaş altı ölümlerin en büyük sebebi olma özelliğini korumaktadır. Türkiye’de her yıl, küresel ölçekte olduğu gibi, birçok prematüre bebek dünyaya gelmektedir. Bu bebekler, organ ve doku sistemleri yeterince gelişmeden doğdukları için, normal sürelerde doğmuş bebeklere kıyasla daha fazla öğrenme ve davranış bozuklukları, serebral palsi, algısal eksiklikler, enfeksiyonlar ve kronik hastalık riski taşımaktadır.
Ayrıca, prematüre bebeklerin aileleri çeşitli duygusal, tıbbi ve mali sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Ancak, prematüre bebeklerin yaşadığı bu zorlukların pek çoğu, alınacak önlemler ve uygun müdahalelerle azaltılabilir.
Gebelik planlandığında, gebelik süresince düzenli kontrollerin yaptırılması, bağımlılık yapan maddelerden uzak durulması, ilaçların hekim kontrolünde kullanılması, dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam eğitimi gibi önlemler, sağlıklı bir gebelik süreci için büyük önem taşımaktadır.
Bunun yanı sıra, erken doğumun bir hastalık olarak görülmemesi gerektiği, prematüre bebeklerin de sağlıklı ve üretken bir hayat sürdürebilme potansiyelinin olduğu vurgulanmaktadır. Ancak, bu potansiyeli ortaya çıkarmak için biraz daha zamana ihtiyaçları bulunmaktadır.
Prematüre bebeklerin bakımı konusunda aileler, sağlık çalışanları ve politika yapıcıların büyük bir sorumluluğu bulunmaktadır. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de bilgi ve teknolojik ilerlemelerle, prematüre bebeklerin sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılması hedeflenmektedir.


