Ankara Hakimevi’nde düzenlenen “Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu Toplantısı”nda konuşan Göktaş, engelli bireylerin haklarını güçlendiren politikaların büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Engelli vatandaşlar için hayata geçen her politikada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderlik iradesinin etkili olduğunu ifade eden Göktaş, bu kararlı yaklaşım sayesinde sosyal politikaların engelli bireyleri merkeze alacak şekilde güçlendirildiğini belirtti.
Erişilebilirliğin artık tüm kurumlar için bir sorumluluk ve standart haline geldiğini kaydeden Göktaş, “Hak temelli bir yaklaşımı kurumsal kültür haline dönüştürdük. İstihdamda, engelli bireylerin fırsat eşitliğini artıracak daha kapsayıcı sistemler oluşturduk. Bakanlık olarak engelli bireylerin her alanda eşit ve bağımsız bir şekilde katılımlarını güvence altına almak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
“Engelli bireylerin yaşamını iyileştiren politikaları kararlılıkla uyguladık”
Göktaş, toplantının ana gündem maddelerinden birinin, Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nın 2024 yılına ilişkin izleme raporunun görüşülmesi olduğunu söyledi. İki yıl boyunca Eylem Planı’nın uygulama sürecinde güçlü bir eşgüdüm sağladıklarını belirten Göktaş, engelli bireylerin yaşamını iyileştiren politikaları kararlılıkla hayata geçirdiklerinin altını çizdi.
Eğitimin her kesiminde farkındalığı artırma çabalarının sürdüğünü ifade eden Göktaş, “Üniversitelerimizde ve TÜBİTAK bünyesinde 80 araştırma ve 68 projeye destek verdik. İlk ve ortaöğretim müfredatlarına engellilikle ilgili içerikler ekledik.” şeklinde konuştu. Ayrıca, spor alanında da önemli gelişmeler yaşandığını vurguladı; 1800 antrenörün engelli sporculara özel eğitim verdiğini ve 17 bin 500’ün üzerinde sporcunun bu eğitimlerden yararlandığını belirtti.
Göktaş, 2024 Paralimpik Oyunları’na 94 sporcuyla katılacaklarını ifade ederek, bu başarının Türkiye’nin paralimpik tarihindeki en yüksek katılım rakamı olduğuna dikkat çekti. Tüm paydaşların daha aktif bir şekilde katkıda bulunmasının, bu vizyonu kalıcı hale getireceğini ifade etti.
“Erişilebilirlik bilincini topluma yaymayı hedefliyoruz”
Eğitim alanındaki çalışmalara da dikkat çekerek, kapsayıcı eğitimin yalnızca engelli bireylerin eğitim hakkıyla sınırlı olmadığını belirten Göktaş, toplumun engelliliğe bakış açısını değiştirmek ve eşitlik anlayışını derinleştirmek adına önemli bir stratejik alan olduğunu söyledi.
“Bu bağlamda, eğitim ortamlarının öğrenciye uyum sağlaması esastır.” diyen Göktaş, engelli öğrencilerin eğitim sürecine katılımını artırma yönündeki çalışmaların devam ettiğini vurguladı. Eğitim kurumları ve sivil toplumun, hak temelli bir bakış açısıyla iş birliği yapması gerektiğini ifade eden Göktaş, Kapsayıcı Eğitim Alt Çalışma Grubu’nun tespitlerinin yol gösterici olacağını kaydetti.
Erişilebilirlik alanında kamuoyuna açıklanan iki Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile ilgili bilgi veren Göktaş, 16 Mayıs’ın Ulusal Erişilebilirlik Günü olarak ilan edilmesinin erişilebilirliği bir insan hakkı olarak vurguladığını belirtti. Ayrıca, kamuya ait dijital bilgi ve hizmetlerde erişilebilirlik ilkesinin zorunluluk haline geldiğini söyleyerek engelli bireylerin dijital ortamlardaki eşit ve etkin erişimlerinin sağlandığını dile getirdi.
“Erken müdahale sistemi ile destek sunuyoruz”
Göktaş, 0–8 yaş arası gelişimsel riski veya engeli bulunan çocuklar için başlattıkları “Aile Temelli Ulusal Erken Müdahale Sistemi”nin önemine de değindi. Erken çocukluk döneminin hayatın en kritik aşaması olduğunu vurgulayarak, bu sistemle, desteklenmeye ihtiyaç duyan çocuklara bakım, sağlık, koruma ve eğitim hizmetlerini tek bir noktadan sunduklarını ifade etti.
Göktaş, bu süreçte ailelerle birlikte çocuğun ihtiyaçlarını ve güçlü yönlerini belirlemek için özel bir rehber kullanıldığını belirtti. Bu rehberin dünyada 30’dan fazla ülkede kullanıldığını ve amaçlarının bu modeli tüm ülkeye yaymak olduğunu kaydetti.
2025 Aile Yılı’nın engelli bireyler ve aileleri için daha güçlü ve erişilebilir destek mekanizmalarının hayata geçirileceği bir dönem olduğuna dikkat çeken Göktaş, “Bugün konuşacağımız konular, engelli bireylerin yaşamını kolaylaştıran Türkiye’nin sosyal devlet vizyonunu güçlendiren bir yolun parçasıdır.” dedi. Kurumlar arası iş birliğinin bu yolculukta temel bir rol oynadığını ifade etti.


