Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2026 yılı bütçesine yönelik bir sunum gerçekleştirdi.
Uraloğlu, bakanlığının Türkiye’nin dört bir yanını kapsayan ampirik bir yapıya sahip olduğunu belirtti. “Türkiye genelinde yürütülen 2 bin 3 şantiyede, 103 bini aşkın çalışanımızla gece gündüz demeden çalışıyoruz. 235 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız, 2053 hedeflerimizin yol haritasını oluşturuyor. Bu planla ulaşım modlarını bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz ve verimliliği, çevreyi ve güvenliği ön planda tutan bir sistem kurma hedefindeyiz. Vizyonumuz, Türkiye Yüzyılı’nda insan ve çevre odaklı, akıllı ve güvenli entegre ulaştırma sistemleri ile hızlı iletişim ağlarıyla dünyada öncü olmaktır.” şeklinde konuştu.
Uraloğlu, yatırım programlarının üretim maliyetlerini düşürdüğüne, istihdamı artırdığına ve seyahat sürelerini ile karbon emisyonlarını ciddi oranda azalttığına dikkat çekti. Son 23 yılda ulaştırma alanında 300 milyar dolar değerinde yatırım yapıldığını vurgulayan Uraloğlu, “Yılda ortalama 1 milyonu aşkın kişi için istihdam yaratılmıştır. Yatırım programında 870 ana projenin yer aldığı toplam 2 bin 171 proje bulunmaktadır. Bu projelerin toplam maliyeti 5,2 trilyon liradır. 2025 yılı için ayrılan yatırım ödeneği 488 milyar lira olup, 2026 bütçesinde demir yolu yatırımlarının payı yüzde 53, kara yolu yatırımlarının payı ise yüzde 39’dur. Bu denge, demir yolunun yolcu ve yük taşımacılığındaki payını artırma hedefimizi göstermektedir. Ülkemizde, yük ve yolcu taşımalarının yüzde 91’i kara yolu ile gerçekleştirilmektedir. Demir yolunun payını artırmak, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önceliğimizdir.” ifadelerini kullandı.
“Net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu ulaştırma vizyonumuzla, yeşil dönüşüme öncülük ediyoruz”
Uraloğlu, Türkiye’nin stratejik konumunu vurgulayarak, 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin, toplam 55 trilyon dolarlık ekonomi ile ulaşım imkânına sahip olduğunu belirtti.
Orta Koridor’un Asya’dan Avrupa’ya giden en kısa ve güvenli ticaret yolu olduğunu ifade eden Uraloğlu, “Deniz yoluyla 45 günde tamamlanan taşımalar, Türkiye üzerinden demir yoluyla sadece 18 günde gerçekleştirilmektedir. Orta Koridor üzerinden demir yolu ile Çin’den gelen yükleri Marmaray üzerinden Avrupa’ya ulaştırıyoruz. Türkiye’nin Orta Koridor demir yolu ağı, Kars-Iğdır-Dilucu hattının tamamlanmasıyla iki farklı kapıdan ülkemize bağlanacak. Böylece limanlarımızı ve lojistik merkezlerimizi bu koridora entegre ediyoruz.” dedi.
Uraloğlu, ulaştırma yatırımlarının yalnızca ekonomik büyümeyi değil, çevresel etkiler ve sürdürülebilirlik ilkelerini de dikkate aldığını, toplam emisyon ve projelerin sağladığı emisyon azaltımını hesapladıklarını aktardı. Yarattıkları olumlu etkilere örnek olarak, yalnızca Marmaray ile 62 milyon ton emisyonun engellendiğini belirtti.
“Net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu ulaştırma vizyonumuzla, yeşil dönüşüme öncülük ediyoruz. Sorumluluk alanlarımızda bisiklet yolları yapımına devam ediyoruz. Son 23 yılda 97 milyon fidan diktik; amacımız gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmaktır.” şeklinde sözlerini sürdürdü.
“Kıyı bölgelerimizi afete dayanıklı yapılarla güçlendiriyoruz”
Uraloğlu, afetlere dayanıklı ulaştırma altyapısının milli güvenlik meselesi olduğunu vurguladı. 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerdeki 9 bin 176 kilometrelik kara yolunun yüzde 98’inin hasar görmediğini, hasar gören kısımların onarımı içinse ulaşım sektörlerinde yaklaşık 98 milyar liralık bir seferberlik gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Deprem sonrası bölgede yürüttükleri çalışmalar ile hastanelerin bağlantı yollarını tamamlayarak sağlık hizmetlerine erişimi güçlendirdiklerini belirten Uraloğlu, “Kara, demir ve hava yollarında onarımları tamamlayarak, afet bölgesinde ulaşımı kesintisiz hale getirdik.” dedi.
Uraloğlu, ulaştırma yatırımları ile Türkiye’nin geleceğinin inşa edildiğine dikkat çekerek, “Cumhuriyetimizin mirası demir yolu ağını yeniledik. Ülkemizdeki mevcut demir yolu ağının 7 bin 274 kilometresini elektrikli, 8 bin 46 kilometresini ise sinyalli hale getirdik. Bunun yanı sıra 2 bin 251 kilometrelik hızlı tren hattı inşa ederek ülkemizi hızlı trenle tanıştırdık.” şeklinde bilgilendirdi.
2053 hedefleri doğrultusunda mevcut demir yolu koridorlarını geliştirmenin yanı sıra 4 bin 158 kilometrelik hatta yapım çalışmalarının sürdüğünü aktararak, “2028 yılında demir yolu ağımızın 17 bin 287 kilometreye ulaşmasını hedefliyoruz.” ifadesini kullandı.
“12 lojistik merkezimiz faaliyette, 25 merkeze ulaşmayı hedefliyoruz”
Uraloğlu, Yerköy-Kayseri hızlı tren hattı, Karaman-Ulukışla hızlı tren hattı ve Kırıkkale-Çorum-Samsun hızlı tren projesinin birinci etabının 2028 yılı sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı. “Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu demiryolu hattı ile Zengezur Yolu bağlantısını sağlıyoruz ve Divriği-Kars-Hudut demiryolu hattı rehabilitasyonu işlerimize de yakında başlayacağız.” dedi.
Sürekli genişleyen demir yolu projeleri ile yüksek kapasiteli yolcu ve yük taşımacılığı sağlayacaklarını ifade eden Uraloğlu, “Sabiha Gökçen ve İstanbul havalimanlarını birbirine bağlayarak iki önemli ulaşım merkezini tek bir koridor haline getiriyoruz.” şeklinde ekledi.
Ulaşım alanında yerli ve milli üretimi artırmak için Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi A.Ş. tesislerini modernize ettiklerini belirtirken, hızlı tren fabrikalarının da 2026 yılının Eylül ayında tamamlanmayı hedeflediğini belirtti.
Uraloğlu, Türkiye’deki 1036 kilometrelik şehir içi raylı sistem hattının 434 kilometresinin bakanlıkları tarafından yapıldığını, 122 kilometrelik yeni raylı sistem hattının inşasının sürdüğünü ve 297 kilometrelik yeni hattın planlama aşamasında olduğunu kaydetti.
“30 bin kilometrelik dev eşiğe yalnızca bir adım kaldı”
İstanbul Havalimanı metro hattının ikinci etabının 2026’nın ilk çeyreğinde hizmete açılacağını ve böylece İstanbul’un kuzeyinde hava, kara ve raylı sistem entegrasyonunu güçlendireceklerini belirtti. Ayrıca, çeşitli metro hatlarının inşasına hızla devam etmekte olduklarını ifade etti.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Yol medeniyettir’ sözü, yolun sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir medeniyet simgesi olduğunu gösteriyor. 2003 yılında 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yol ağımızı 29 bin 947 kilometreye çıkardık. 30 bin kilometrelik dev eşiğe yalnızca bir adım kaldığını büyük bir gururla ifade ediyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı.


