Bakan Kacır, Berlin’de gerçekleştirilen “2025 Alman-Türk Otomotiv Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, küresel ekonominin, üretim coğrafyalarının ve tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir sürecin içinden geçtiğimizi ifade etti.
Dünyadaki çok taraflı işbirliklerinin zorlu sınamalardan geçtiği bir dönemde bulunduğumuzu vurgulayan Kacır, güvenilir ve köklü ikili ortaklıkların değerinin her geçen gün arttığını belirtti. “Türkiye ve Almanya arasındaki tarihi ortaklık, bu global değişimleri ortak başarılara dönüştürmemiz için bize cesaret veren bir zemin sunuyor.” şeklinde konuştu.
Kacır, iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin önemli bir boyutunu yatırım ve ticaretin oluşturduğunu hatırlatarak, Türkiye’de 8 bini aşkın Alman sermayeli şirketin faaliyet gösterdiğine dikkat çekti. Bu şirketlerin Türkiye’ye kattığı üretim, istihdam ve ihracatla hem ülkeye katkıda bulunduklarını hem de kendi kazançlarını artırdıklarını ifade etti.
Aynı şekilde Türk firmalarının Almanya’da gerçekleştirdiği önemli yatırımlarla iki ülkenin ortaklık ruhuna katkıda bulunduğuna işaret eden Kacır, Almanya’da Türk girişimciler tarafından kurulan 80 binden fazla şirketin yıllık cirosunun 50 milyar doları aştığını ve bu durumun Alman ekonomisine önemli bir dinamizm katmasından memnuniyet duyduklarını belirtti.
“SANAYİ VE TEKNOLOJİDE BÜYÜK KAZANIMLAR ELDE ETTİK”
Son 23 yılda Türkiye’nin kaydettiği büyük atılımlar neticesinde, hiç olmadığı kadar güçlü bir konuma geldiğini aktaran Kacır, “Bu süreçte geniş bir yelpazede, siyasetten ekonomiye birçok alanda kapsamlı reformlar gerçekleştirdik. Yatırımcıya güven veren, öngörülebilir bir iş iklimi oluşturduk.” dedi.
AR-GE ve inovasyon ekosistemi, planlı sanayi alanları ve nitelikli insan kaynağı sayesinde Türkiye’nin küresel bir üretim üssü haline geldiğini vurgulayan Kacır, sanayi üretimini 3-4 kat artırdıklarını, ürün ihracatının 36 milyar dolardan 270 milyar dolara yükseldiğini belirtti. Türkiye’nin artık sadece bölgesinin değil, dünya genelindeki önemli tedarik merkezlerinden biri olduğunu ifade etti.
Bakan Kacır, Türkiye’nin yıllık 2,2 milyon araç üretim kapasitesi ile yüksek katma değerli parçaları uluslararası kalite standartlarında üretebilme yeteneğinin, küresel otomotiv tedarik zincirlerinde her geçen gün daha fazla güçlendiğini kaydetti.
Kacır, “Geçen yıl 37,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye otomotiv sektörünün, bu yıl ilk on ayındaki güçlü performansını sürdüreceğini değerlendiriyoruz. Ticari araç ve otobüs üretiminde Avrupa’da birinci, genel otomotiv üretiminde ise dördüncüyüz.” dedi.
TOGG MOBİLİTE MARKASI
Bakan Kacır, batarya maliyetlerindeki düşüş, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve ülkelerin ulusal karbon nötr hedefleri doğrultusunda alınan önlemlerin elektrikli araçların yaygınlaşmasını sağladığını bildirdi.
İçten yanmalı araçların birçok parça içerdiğini belirten Kacır, elektrikli araçların parça sayısının daha az olduğunu ifade ederek otomotiv pazarının klasik bir satış piyasasından, enerji, yazılım ve mobilite hizmetlerinin iç içe geçtiği yeni bir rekabet alanına dönüştüğünü ifade etti.
Kacır, Türkiye’nin gelişmiş AR-GE ve üretim altyapısıyla otomotiv sektörünün mobilite odaklı dönüşümünde öncü bir role sahip olduğunu vurguladı. Togg’un bunu başarmak için kritik bir adım olduğunu söyledi.
Togg’u yalnızca iç talebi karşılamak amacıyla değil, Avrupa’nın en gelişmiş pazarlarında da tercih edilebilecek bir mobilite markası olarak kurguladıklarını vurguladı.
“ALMAN ÜRETİCİLER TÜRKİYE’Yİ YAKINDAN TANIR”
Bakan Kacır, elektrikli araçların yaygınlaşması için sağlanan desteklerle Türkiye’de şarj istasyon sayısının 36 bine ulaştığını belirterek, Türkiye’nin uluslararası yatırımlar için cazibesini artıracak bütüncül bir destek modeli geliştirdiklerini aktardı.
Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv üreticilerinin yatırımlarının elektrikli ve hibrit araç üretimine yönelmesinin önemli bir gelişme olduğunu açıkça belirtti.
Küresel otomotiv firmalarıyla Türkiye’nin sunduğu değer önerilerini paylaştıklarını ve yatırımcıları Türkiye’yi keşfetmeye davet ettiklerini aktaran Kacır, Türkiye’nin otomotivde güvenilir, rekabetçi ve uzun vadeli bir ortak olarak öne çıktığını belirtti.
“Türk otomotiv tedarik sanayisi, yıllardır Alman OEM’lerinin kalite standartlarını başarıyla karşılamakta.” diyerek Kacır, Türkiye’nin bu alandaki önemine de dikkat çekti.
“BİRLİKTE DAHA FAZLA KAZANCAĞIZ”
Kacır, Türkiye’nin Avrupa Birliği Gümrük Birliği üyesi olmasının, 1 milyar kişilik bir nüfusa erişim sağladığını vurgulayarak, Türkiye’nin güçlü ulaşım altyapısı ile küresel tedarik zincirlerinin doğal lojistik merkezi haline geldiğini belirtti.
Türkiye’nin genç nüfusunun ve jeostratejik avantajlarının büyük bir değer taşıdığını ifade eden Kacır, bu ülkenin uluslararası projelerde yer almış yetkin bir insan kaynağına sahip olduğunu belirtti.
Kacır, doğru yatırımlarla Türkiye’nin uluslararası başarıların adresi olabileceğini belirterek, yatırımcıları Türkiye’yi sadece bir pazar değil, aynı zamanda küresel değer zincirlerine entegre olabilecek bir merkez olarak konumlandırmaya davet etti. Yatırımlarını tamamlayacak AR-GE altyapısını Türkiye’de oluşturmalarının önemini vurguladı.
Bakan Kacır, otomotiv sektöründeki Türk-Alman işbirliğinin sürekli olarak güçlenmesi gerektiğini ve gelecekte birlikte daha fazla kazanımlar elde edileceğini belirtti.
Ayrıca, Kacır, zirveye Togg ile geldi ve bu durum, Türkiye’nin otomotiv alanındaki yenilikçi yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdi.
