“İnsan, yalnızca yemek ve içmekten oluşan bir varlık değildir. Eğer bir kişi, yaşamını sadece yeme, içme ve haz arayışıyla şekillendiriyorsa, bu kişi hayvani mertebede yaşamaktadır; yani daha yüksek bir düzeye ulaşamamıştır”
Cenab-ı Hak, bu konuda bizi iyi bir okumaya yönlendirmiştir. İnsan, sadece yemek ve içmekle sınırlı değildir. Eğer bir insan sadece yeme, içme ve haz peşinde koşuyorsa, hayvani düzeyde yaşamaktadır ve bu mertebenin ötesine geçememektedir. İnsanın varoluşunun çok daha yüksek bir boyutu bulunmaktadır. Etik ilkeler dediğimiz insani değerler, bunun bir parçasıdır, ancak bunlar da yeterli değildir. Avrupa’nın insani değerler konusunda büyük mesafe katettiği doğrudur. Fakat Allah’ın insanı yaratırken belirlediği bir amaç vardır; insan, yeryüzünde iyilik yapma ve hayır işleme misyonunu üstlenmelidir. Bunun ötesinde bir beklenti yoktur.
“Günümüzde fitoterapi, modern tıbbın alternatifi olduğu algısıyla görülüyor, ama bu doğru değildir. O, farklı bir metot ve yöntemdir. Modern tıp, fitoterapinin 7 farklı yönteminden yalnızca birinin sentetik şeklidir”
Anlaşılmayan her durum, itiraz sebebi olabiliyor. Günümüzde fitoterapi, modern tıbbın alternatifi olarak algılanıyor, ancak bunun doğru olduğu söylenemez. Farklı bir metot ve yöntemdir. Modern tıp, fitoterapinin 7 farklı metodundan biri olan sentetik bir modelden başka bir şey değildir. Bu konuyu derinlemesine anlamak için Çin, Hindistan ve Avrupa’da çalışmalar yapmış, ilim anlamında önemli katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır.
“Hasta olmak, Allah’ın, kulunu kendisini bulabilmesi ve yönünü tayin edebilmesi için gönderdiği bir mesajdır. Nereden bulacak? Şâfî ismiyle bulacak. Bir insan, fakirliğe düştüğünde Rezzâk ismiyle ‘beni bul’ demektedir. Bu durum esasen bir mesajdır. Kalbinizde bir karamsarlık oluştuğunda; Rahmân size seslenmektedir”
Yönünüzü bulabilmeniz için önce kimlik tanımı yapmalısınız ve ardından konumunuzu belirlemeniz gerekmektedir. ‘Allah’ım, sen Allah’sın, ben kulum’ demek doğru bir sorgulama metodudur. Gideceğiniz adrese karar vermeden önce kimliğinizi tanımlamalı ve konumunuzu belirlemelisiniz. Sonrasında ise size bir yol haritası sunulur. Ancak bu yol haritasına erişim için bazı adımların izlenmesi şarttır. Bağlantınızın sürekli ve kesintisiz olması gerekmektedir; yoksa sağa ve sola gitme yollarında kaybolabilirsiniz. İnsan, hayatta yön bulabilmek için kimlik tanımını yapmalı, yaşamındaki konumunu bilmelidir. Nereye gideceğine dair sorular sorarak bunun çabasına girmesi gerekmektedir. Bu yolculukta bu sıralamayı bozanlar, hayatın zorluklarıyla karşılaşabilir. Allah, insanlara kendilerini bilme ve doğru yolu bulma yollarını nasip ederse, o kişi doğru bir yola girebilir. Bizim Allah’a olan ümidimiz devam ediyor, kimlik tanımımızla ve konumumuzla ilgili. Ancak yolculuğumuz sürüyor. Bu bağlılığın kopmaması için Allah’tan rahmet diliyoruz inşallah. İmtihanlar, aslında insanın farkındalık kazanabilmesi adına önüne konulan tekliflerdir. Sağdan bir yol var, bu yolda yürümek istiyor musun? Bütün bu seçenekler kaderin önünüze sunduğu fırsatlardır. Asıl amaç, bilinçlenerek hedefe ulaşmaktır. Hasta olmak, Cenab-ı Hakk’ın kulunu kendisini keşfetmesi ve yönünü bulması için bir mesajdır. Nereden bulacak? Şâfî isminden buluyor. Bir insan, fakirliğe düştüğünde Rezzâk isminden ‘beni bul’ diyor. Kalbindeki kasvet için Rahmân sizi çağırıyor.
Bu anlamda, navigasyona ‘Ankara’ yazıp gitmek istediğinizde, Cenab-ı Hak diyor ki: ‘Benim yollarım bir değil, 99’dur.’ Hep önünüze sunulan seçenekler sayesinde bir farkındalık oluşmakta ve yeryüzünde yaratılan insanın halife sıfatına ulaşabilmesi için Cenab-ı Hak’ın sunduğu 99 kapıdan geçme fırsatları karşınıza çıkmaktadır.


