🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Adalet Bakanlığı’ndan Bütçe ve Kadına Şiddet Açıklamaları

Adalet Bakanlığı’ndan Bütçe ve Kadına Şiddet Açıklamaları

featured

Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Adalet Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi üzerine gerçekleştirilen görüşmelerin ardından, milletvekillerinin eleştirilerine ve sorularına cevap verdi.

Tunç, “Soru önergelerine yeterince cevap verilmediği” eleştirilerine değinerek, Meclis’in denetim araçlarından biri olan soru önergelerinin önemini anladığının ve önergelere zamanında dönüş yaptıklarının altını çizdi.

Kovid-19 düzenlemesiyle ilgili gelen bir soru üzerine, Tunç, 31 Temmuz 2023 itibarıyla cezaevinde bulunanların düzenlemeden faydalandığını, sonradan cezaevine girenlerin bu haktan yararlanamadığını açıkladı. Bu konunun değerlendirilmesi gerektiğini belirten Tunç, etkili bir analiz yaparak durumu gözden geçireceklerini ve konunun Meclis’in takdirine bırakılacağını ifade etti.

Kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki eleştiriler hakkında da konuşan Tunç, “Kadına yönelik şiddet konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Bir tek kadınımızın bile şiddete maruz kalması hepimizi derinden yaralar. Bu konuda ortak bir mücadele vermek zorundayız.” dedi.

Tunç, bu bağlamda Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemelerle cezaların daha caydırıcı hale getirildiğini vurgulayarak, 5. Ulusal Eylem Planı’nın Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlattı. Eylem planı çerçevesinde kadına yönelik şiddetle mücadele çabalarını artıracaklarını dile getirdi.

“ASIL SUÇLU OLAN SUÇA SÜRÜKLEYEN NEDENLERDİR”

Tunç, “suça sürüklenen çocuklar” konusundaki soruları yanıtladı. Hem suç mağdurlarının hem de suça sürüklenen çocukların “onarıcı adalet” prensibi kapsamında adli süreçlerden zarar görmeden yararlanmaları için önemli düzenlemelerin hayata geçirildiğini ifade etti.

Çocuklara yönelik iyileştirici düzenlemeler çerçevesinde çocuk adalet merkezleri, çocuk izlem merkezleri ve çocuk teslim merkezlerinin kurulduğunu hatırlatan Tunç, “suça sürüklenen çocuklar” için caydırıcılık adına yapılacak yeni düzenlemelerin kamuoyunda tartışılmaya başlandığını belirtti.

Tunç, 12 yaş altındaki çocuklara ceza verilmediğini, 12-15 yaş arası çocuklara yarı oranında indirim, 15-18 yaş arası çocuklara ise cezalarında 3’te 1 oranında indirime gidildiğini aktardı.

Bakan Tunç, bu konuda kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi:

“Öncelikle suça sürükleyen nedenleri ortadan kaldırmayı hedeflemeliyiz. Asıl suçlu olan bu nedenlerdir; onları ele almak mecburiyetindeyiz. Bu konuyla ilgili olarak Meclis araştırma komisyonu kuruldu ve önemli çalışmalar yürütecek. Komisyon, nedenleri araştıracak ve mevzuatta yapılması gerekenlerle ilgili Meclis raporunu takip edeceğiz.”

“ENDEKS OBJEKTİF KRİTERLERE DAYANMIYOR”

Bakan Tunç, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksinde geride olduğu yönündeki iddialara yanıt verirken, bu endeksin ABD merkezli bir kuruluş tarafından yayımlandığını ve Türkiye’nin 118. sırada yer aldığını belirtti. Demokratik seçimlerin dahi olmadığı bazı ülkelerin Türkiye’den daha yukarıda gösterilmesini eleştiren Tunç, bunun endeksin objektif kriterlere dayanmadığını ortaya koyduğunu ifade etti.

Endekste Türkiye’nin üzerinde gösterilen ülkelerle Türkiye’nin karşılaştırılmasının mümkün olmadığını dile getiren Tunç, “Seçimlerin olmadığı ve demokrasinin bulunmadığı ülkeleri Türkiye’nin üzerinde göstermek, büyük bir haksızlık.” dedi.

Basın özgürlüğü endeksindeki durum hakkında da yorum yapan Tunç, Türkiye’nin, İsrail’in altında gösterilmesine itiraz etti. Gazetecilerin hayatına yönelik tehditlerin olduğu bir ortamda basın özgürlüğü endeksinde böyle bir kıyaslamanın yapılmasının doğru olmadığını vurguladı.

Tunç, bu tür endeksleri dernek olarak paylaşan kuruluşların bağış yapan ülkelerce desteklendiğinin altını çizerek, Adalet Bakanlığı bütçesinde bunlara ayrılmış bir ödeneğin bulunmadığını aktardı.

“KUYU TİPİ CEZAEVİ BİZDE YOK”

Milletvekillerinin kira uyuşmazlıklarıyla ilgili sorularına ilişkin Tunç, 1 Eylül 2023’te yürürlüğe giren zorunlu arabuluculuk uygulamasının 144 bin 695 dosyada uzlaşma sağladığını, 289 bin 390 kiracı ve kiralayanın mahkemeye gitmeden uzlaştığını söyledi.

Tunç, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini kurumsal hale getirmek istediklerini belirterek, 2013’ten bu yana yaklaşık 8 milyon dosyanın arabulucuya gittiğini, bunların neredeyse 5 milyona yakınının anlaşmayla sonuçlandığını ifade etti. Hem hızlı bir sonuç almayı hem de vatandaşların haklarına barış içinde kavuşmasını önemsediklerini dile getirdi.

Tunç, cezaevlerindeki idare ve gözlem kurulu değerlendirmelerine ilişkin eleştirilere de yanıt verdi:

“Hastalık nedeniyle infazın ertelenmesi Ceza İnfaz Kanunu’nun 16. maddesine göre gerçekleşiyor. Tam teşekküllü hastanelerden alınan raporlar adli tıp tarafından onaylandığında infaz ertelemeleri yapılıyor. Ancak, bu konuda yanlış bir algı yaratılıyor.” dedi. 2024-2025 yılları arasında 1353 kişinin hastalık nedeniyle tahliye edildiğini belirtti.

İyi hal değerlendirmeleri ile ilgili olumsuz bir algı oluşturulduğunu ifade eden Tunç, 1 Ocak – 30 Eylül tarihleri arasında yapılan değerlendirmelerde yüzde 6 gibi bir oranın olumsuz sonuçlandığını, yüzde 94’ünün olumlu sonuçlandığını vurguladı.

Tunç, “Kuyu tipi cezaevi bizde yok.” dedi ve S tipi kapalı ceza infaz kurumlarının çağdaş infaz rejimi ve uluslararası standartlara uygun olduğunu, alanlarının yeterli büyüklükte olduğunu belirtti.

“SORUŞTURMAYI SONUNA KADAR TAKİP EDİYORUZ”

Bakan Tunç, Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili soruşturma hakkında şu bilgileri paylaştı:

“Bu soruşturmayı yakından takip ediyoruz. 27 Eylül 2024’te kaybolmuştu ve 18 gün sonra cansız bedeni bulundu. Van Adli Tıp ve İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu, ölümün suda boğulma şeklinde meydana geldiğine ve cinsel saldırı hatası bulunmadığı yönünde rapor vermiştir. Vücudu üzerinde yapılan testlerde 67 örnek alınmış, ancak DNA eşleşmesi sağlanamamıştır.”

Tunç, dijital kayıtların incelendiği süreçte, özellikle cep telefonuna dair delillerin önemli olduğunu vurguladı ve soruşturmanın sonuna kadar takip edileceğini belirtti.

YENİ ANAYASA İHTİYACI

Tunç, yeni bir anayasa ihtiyacının önemine de değinerek, mevcut anayasanın bir darbe anayasası olduğunu ve yapılmış değişikliklerin onu yeknesaklıktan uzaklaştırdığını ifade etti.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının getirilmesinin ardından, bu başvurularla ilgili yüksek mahkemeler arasında tartışmaların yaşandığını söyleyen Tunç, gelecekte başka tartışmaların da yaşanabileceğini dile getirdi.

Tunç, “Yeni bir anayasa ihtiyacını hepimiz kabul ediyoruz. Ancak bu konuda uzlaşma sağlamak gerekiyor. Mecliste bir mutabakat olmadan anayasa yapmak mümkün değil.” açıklamasında bulundu.

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir.” sözlerine atıfta bulunan Tunç, yargı bağımsızlığının ve adaletin sağlanmasının önemine vurgu yaptı.

Son olarak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Adalet Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesinin yanı sıra Hakimler ve Savcılar Kurulu, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın 2026 yılı bütçeleri de kabul edilmiştir.

Adalet Bakanlığı’ndan Bütçe ve Kadına Şiddet Açıklamaları
Yorum Yap
Bizi Takip Edin