MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkgün gazetesinde gerçekleştirdiği röportajın son bölümü yayımlandı.
Bahçeli, CHP içindeki tartışmalar ve yolsuzluk iddiaları hakkında, “Yüzyılın en vahim yolsuzluğunun mutlaka aydınlanması ve adaletin tecellisi şarttır” ifadelerini kullandı.
CHP’nin yolsuzluklardan kurtulması gerektiğine dikkat çeken Bahçeli, partinin yönetimine yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Rüşvet, yolsuzluk ve irtikap davaları Aziz Atatürk’ün partisini mahvı perişan etmiştir”
“Dün Sayın Kılıçdaroğlu’nu gözyaşlarıyla ve tezahüratlarla uğurlayanlar, şimdi kapıyı gösteriyor. Görünen o ki, CHP, üç S’li bir alanda zor bir dönem geçiriyor: Söğütözü, Saraçhane ve Silivri. Rüşvet, yolsuzluk ve irtikap davaları, Aziz Atatürk’ün partisini perişan etmiştir. CHP yönetiminin her meselede başkalarını suçlaması, doğru ve omurgalı bir tavır değildir. Eğer aynada başka bir şey görmek istiyorlarsa, aynayı değil, aynanın karşısındaki görüntüyü değiştirmeye yönelmelidirler.
CHP’nin istikrarsızlığı ve tarihsel çizgisinden kopması, Türk siyasetinin ve demokrasisinin geleceğinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Bu partideki iç tartışmalar kendi meselelidir. Ancak, CHP’nin hesap vermesi gereken ve yüzleşmesi gereken korkunç bir rüşvet ve yolsuzluk suçlaması bulunmaktadır. Hazırlanan iddianamenin içeriği fazlasıyla ciddidir. Yüzleşmek için özgüven, gerçekleri kabullenmek için ise siyasi ahlak ve dirayet gerekmektedir. Adaletin sağlanması için Türk yargısına duyduğumuz güven tamdır.
Sayın Özgür Özel’in savcılar ve hâkimlerle olan tutumu, her iddiayı siyasileştirerek karalaması doğru bir yaklaşım değildir. CHP’nin mevcut durumu, Türk siyaseti ve partinin geleceği açısından oldukça üzücü ve yürek burkucudur.”
“İmralı’ya gitmekten korktular”
Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye’ süreci çerçevesinde CHP’nin tutumuna da tepki gösterdi. “İmralı’ya bile gitmekten kaçtılar, Türkiye’nin en önemli sorununun çözümü noktasında kaytardılar” şeklinde konuşan Bahçeli, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 18. toplantısını gerçekleştirdi. Dinleme ve istişare aşaması artık geride kalmıştır. Komisyonun üç önemli milletvekili İmralı’da PKK’nın kurucu lideriyle görüşmüştür. Şimdi ise geçiş sürecini ilgilendiren komisyon raporunun hazırlanma aşamasına geçilmiştir. Bu bağlamda, yasal düzenlemelerin yapılması için TBMM’de ortak bir iradenin oluşacağına inanıyorum. Sürecin siyasi, demokratik ve hukuki boyutlarının hızla ilerlemesi için şimdiye kadar gösterilen özverinin aynen devam etmesini ümit ediyorum. Silahlı ve şiddet temelli terör döneminin kapanması için milli irade son derece yapıcı ve destekleyici bir konumdadır. Geniş ve gerçekçi bir mutabakat ortamı mevcuttur.
“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda görüş bildirenlere yeterince kulak verilmiştir. Demokratik mekanizmaların tam olarak çalıştığı ifade edilmiştir. Tayin ve belirli olacak yol haritası ile 2026 yılından itibaren Terörsüz Türkiye’nin sağlanması kaçınılmazdır. Zaman darlığı söz konusudur. Artık son düzlüğe geçilmiştir. Milletimiz barışı coşkuyla karşılayacaktır. Toplumsal huzur hakim olacaktır. Bu konuda son derece müsterihim. Komisyona üye veren tüm partilerin sorumluluk anlayışıyla hareket ettiğini değerlendiriyor, hepsine teşekkür ediyorum.
“İki devletli çözümden başka yol kalmamıştır”
Bahçeli, Gazze’deki son durumu da şu şekilde değerlendirdi:
“Birleşmiş Milletler’in üye ülke sayısı 193’tür. Bunun 159’u Filistin’i tanımıştır. Bu önemli bir gelişmedir. Soykırımcı İsrail tecrit edilmiştir. Bu yılki Genel Kurul’da birçok ülke Filistin’i tanımıştır. Akan kan durmalı; Gazze’nin Gazze’lilere ait olduğu herkesçe kabul edilmelidir. İki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır. 1967 sınırlarına dayanan, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve coğrafi bütünlüğü sağlanmış Filistin devleti kabul edilmeli ve Birleşmiş Milletler’e tam üye yapılmalıdır. Ayrıca, soykırımcılar gerekli hesapları vermelidir. Gazze’li çocukların, kadınların, yaşlıların ve savunmasız insanların haklarını korumak insanlık görevidir ve vicdanen bir merhamet seferberliğidir.”
