İletişim Başkanlığı, “Afrika’nın Kalbinde Süregelen Çatışma Sudan’da Barış Arayışı Paneli” düzenledi.
Panelin açılışında konuşan Duran, günümüzün çağında birçok kaotik unsurun bir arada bulunduğunu ve dünya genelinde yaşanan acıların herkes için evrensel bir sorumluluk oluşturduğunu ifade etti.
Duran, insani yardım konusunda duyarlılığın gerekli olduğunu vurgulayarak, panelde Sudan’daki krizle ilgili acil çözüm gereksinimlerini ele alacaklarını söyledi.
Türkiye’nin Afrika politikasına atıfta bulunan Duran, Sudan’a olan ilginin tarihi bağlar kadar, Türkiye’nin Afrika politikasıyla da ilişkili olduğunu belirtti.
“Türkiye-Afrika ilişkileri son 20 yılda kayda değer bir ivme kazandı”
Duran, Türkiye-Afrika ilişkilerinin son 20 yılda önemli bir gelişim gösterdiğini ifade ederek, “Afrika Açılımı ve Afrika Ortaklık Politikası” çerçevesinde Türkiye’nin kıta ülkeleriyle işbirliğini artırma hedefinde olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı dönemi de dahil olmak üzere 31 Afrika ülkesine 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Duran, Türkiye’nin Afrika’da 44 büyükelçiliğinin bulunduğunu, bu sayının 50’ye çıkarılması hedefiyle çalışmalara devam edildiğini belirtti.
Ülkemizde 38 Afrika ülkesinin büyükelçiliği bulunduğuna dikkat çeken Duran, bu güçlü ilişkilerin Türkiye’nin Afrika’ya bakış açısının temelini oluşturduğunu ifade etti.
Duran, “Bizim yaklaşımımız, Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler bulmak ve kıtanın daha müreffeh, özgür bir hale gelmesine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda insani yardım en önemli konulardan biri. Ancak Türkiye’nin desteği bununla sınırlı değil. TİKA’nın kıtada 22 ofisi bulunmaktadır. 1992-2023 yılları arasında 7 bine yakın proje gerçekleştirmiştir. 2008-2022 yılları arasında Afrika’ya yapılan yardımlar 2,5 milyar ABD dolarını aşmıştır. 15 binden fazla Afrikalı öğrenci Türkiye’de eğitim imkanlarından faydalanmakta ve halihazırda 65 bini aşkın Afrikalı öğrenci yükseköğrenim görmektedir. Türkiye Maarif Vakfı ise 27 Afrika ülkesinde yaklaşık 25 bin öğrenciye eğitim vermektedir. Türk Hava Yolları, 42 Afrika ülkesinde 64 noktaya uçuş düzenlemektedir. Tüm bu çabalar, karşılıklı işbirliği ve kazan-kazan ilkesi doğrultusunda ilerlemekte ve ticaretimiz 2024 yılı sonunda 36,6 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.” diye konuştu.
“Türkiye, bu teknolojiyi kardeş ülkelerle paylaşmakta”
Duran, Türkiye’nin Afrika politikası çerçevesinde dört temel ilkeye sahip olduğunu belirtti. İlk olarak, Afrika ülkelerinin ekonomik kalkınma ve kapasite geliştirilmesine katkıda bulunmak üzere çaba gösterildiğini söyledi.
Bu bağlamda güvenlik ve istikrarın desteklenmesi gerektiğini belirten Duran, “Ayrıca savunma sanayi alanındaki işbirlikleri ile bu amaçlarımızı gerçekleştiriyoruz. Türkiye, bu teknolojiyi kardeş ülkeleriyle paylaşarak, Afrika’nın terörle mücadelesine katkı sunmaktadır.” dedi.
Kıtadaki bazı ülkelerde terörle mücadelede Türkiye’nin etkili olduğunu kaydeden Duran, Türkiye’nin Afrikalı çözümler bulma konusundaki rolünü de vurguladı.
Duran, konuşmasını; “Dördüncü ilke, Türkiye’nin işbirliklerini sadece ikili düzlemde bırakmayıp, Afrika’nın bölgesel örgütleri ile işbirliği yapmasıdır. Tüm bu ilkeler çerçevesinde Türkiye’nin Afrika’ya yaklaşımını değiştirecek bir düzeye geldiğini söyleyebilirim.” sözleriyle sürdürdü.
“Dünyadaki en büyük ölçekli yerinden edilme krizi”
Duran, Türkiye’nin Afrika’da çatışmaları çözme ve kalkınmayı destekleme konusunda önemli bir rol oynadığını aktarırken, Sudan’daki insani krizin derinleştiğine dikkat çekti. “2023’te başlayan iç çatışmalar, acil çözüm gerektiren bir aşamaya geldi. Dünyanın Sudan’da yaşanan olaylara dikkat etmesi gerekiyor. Nisan ayında Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında başlayan çatışmalar sonucunda, şu anda 31 milyona yakın kişinin insani yardıma ihtiyacı var. 9-10 milyona yakın insan ülke içinde yerinden edildi ve 3 milyon Sudanlı komşu ülkelerde mülteci durumuna düştü.” diye konuştu.
Sudan’ın kültürel zenginliği ve stratejik konumuna atıfta bulunan Duran, Sudan halkının istediği şekilde bir barışa ulaşması gerektiğini vurguladı. “Panelimizde, Sudan’ı tekrar dünya gündemine getirmek ve orada yaşananların aciliyetini insanlara anlatmak istiyoruz.” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Sudan’daki kolera salgınının 13 eyalete yayıldığını bildirdiğini belirten Duran, Sudan’daki durumun sadece ülkeyi değil, komşularını da etkilediğini vurguladı.
“Sudan’da istikrar sağlanmadan Kızıldeniz ve Afrika boynuzunda güvenliğin sağlanamayacağı açıktır”
Duran, Sudan’daki çatışmaların yalnızca insani kayıplar değil, ekonomik çöküntü de yarattığını belirtti. “Kızıldeniz’e kıyısı olan Sudan’daki istikrarsızlık, küresel deniz trafiği açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Kızıldeniz ve Afrika boynuzunda güvenlik sağlanmadan bu sorunların üstesinden gelmek mümkün değil.” diye konuştu.
Ayrıca Sudan’daki duruma müdahil olan ülkelerin barışçıl bir çözüm için sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Duran, “Savaşın sona ermesi için çalışmalıyız.” dedi.
Duran, Sudan’daki çatışmanın devam etmesinin Sahil Bölgesi’nde terör örgütlerine fırsat verdiğini ve bunun ciddiyetinin altını çizdi. “Uluslararası sistemin çatışmaları çözmedeki eksiklikleri burada da gözlemleniyor. Ülkemiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Sudan konusundaki sesini etkili bir şekilde yükseltmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Sudan’da yaşanan insani felaket dayanılmaz ölçekte”
Sudan’daki karmaşık durumun farkında olduklarını kaydeden Duran, “Ancak konuyla ilgili irade ortaya konulmalı ve ilgili ülkeler bir araya gelerek barış için çabalamalı.” dedi. Türkiye’nin bu süreçte aktif rol aldığını belirtirken, “Sudan’daki insani felaketin uluslararası kamuoyuna daha da duyurulması gerektiğini” vurguladı.
Duran, Sudan’da açılan yaraların tedavisi için gereken yardımların sürdüğünü ve Türkiye’nin bu konuda öncü bir ülke olduğunu belirtti. “Son günlerde Sudan’a yeni yardımlar gönderilmiştir, ancak bu yeterli değil. Yardımlara devam edeceğiz.” diye ekledi.
“Silahların susması, halkın rahat etmesi ve göç edenlerin evlerine dönmesi, sesimizi yükseltmemizle mümkün olacaktır.” diyen Duran, dezenformasyonun konu üzerindeki etkilerine değinerek, “Türk medyası bu konuda sağlıklı bir tavır sergiliyor.” ifadesinde bulundu. Ayrıca medya organlarına teşekkür etti.
Duran, “Sudan halkının acısının duyurulması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sudan halkı güvende olsun, Türkiye onların yanındadır.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Panelde, Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Nadir Yousif Eltayeb, İletişim Başkan Yardımcıları Ferhat Pirinççi ve İlhami Giray Şahin ile Başkent ve Anadolu Ajansı genel müdürleri ile diğer üst düzey temsilcilerin de aralarında bulunduğu katılımcılar yer aldı.


