🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye Madencilikte Güçlü Büyüme Yaşıyor!

Türkiye Madencilikte Güçlü Büyüme Yaşıyor!

featured
0
Paylaş

Türkiye, uluslararası alanda ticareti gerçekleştirilen 90 farklı madenin 70’ine ev sahipliği yapıyor ve bu madenlerin 60’ında aktif ticaret faaliyetleri sürmektedir.

Son 20 yıl içinde gözle görülür bir büyüme gösteren madencilik sektörü sayesinde Türkiye, dünya genelinde üretilen maden çeşitliliğinde 7. sırada yer almakta. Türkiye, bor, mermer, trona, feldspat, barit, alçıtaşı, krom ve çimento gibi hammadde kaynaklarında ilk 5 içinde yer alırken, altın, gümüş, nikel, bakır, çinko, demir ve antimuan gibi stratejik madenlerde de zengin bir portföy sunmaktadır.

Madencilik sektörü, 155 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamakta ve sektörün 2002’de 116 milyar lira olan Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki hacmi, 2024 yılı itibarıyla güncel fiyatlarla 525 milyar liraya çıkarak yaklaşık 4,5 kat büyüme göstermiştir. Aynı dönemde, maden ihracatı da 7 kat artarak 6 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.

Güncel hesaplamalar, Türkiye’nin ekonomiye kazandırılması beklenen yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık yer altı maden potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Bu kaynakların büyük bir kısmının hâlâ keşfedilmeyi beklediği vurgulanmaktadır.

Uzmanlar, bu potansiyelin ekonomik değere dönüştürülmesi için arama yatırımlarının hızlandırılmasına ve jeolojik veri tabanının güncellenmesine ihtiyaç olduğunu belirtmektedir.

Altın potansiyeli yaklaşık 6 bin 500 ton

Türkiye, dünya altın rezervlerinin yaklaşık yüzde 2’sine ev sahipliği yapmakta olup, toplam altın potansiyeli 6 bin 500 ton seviyesindedir. Bu potansiyelin yaklaşık 1500 tonu yeri belirlenmiş şekilde ve rezervlerde üretim sürmektedir.

Ayrıca, yer altında bekleyen yaklaşık 5 bin ton altının bugünkü piyasa değerinin 300 milyar dolar düzeyine ulaşabileceği değerlendirilmektedir. Türkiye, altın ithalatını azaltarak cari açığı düşürme hedefi doğrultusunda iç piyasada ve uluslararası alanda üretimi artırmaya yönelik adımları hızlandırmıştır.

Türkiye’nin madencilik kaynaklı yıllık altın üretimi 30-32 ton arasında değişiklik göstermekte; 2020’de 42 ton ile rekor kıran altın üretimi, 2023’te 35,5 ton seviyesine gerilemişken, 2024 sonunda da 32,2 ton olması beklenmektedir. Ancak, sektör temsilcileri, yeni ocak açılışları ve kapasite artırımları sayesinde üretimin yeniden 40 ton seviyesine yaklaşabileceği öngörmektedir. İzin süreçlerindeki iyileşmeler ve yatırım iştahındaki toparlanmayla birlikte 2026 yılından sonra yıllık 50-60 tonluk üretim hedeflenmektedir.

2025 yılına dair verilerin yılsonunda netleşmesi beklenmektedir.

Öte yandan, Türkiye’nin uluslararası altın yatırımları da geniş bir şekilde gelişim göstermektedir. Asya’dan Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada yürütülen projeler arasında, Nijer’deki altın sahasında ilk faz tamamlanmış olup Türkiye’nin yurt dışındaki ilk üretiminin burada başlaması hedeflenmektedir.

Özbekistan’da altın ve diğer madenlere yönelik arama çalışmaları sürerken, Afganistan, Azerbaycan, Fas, Kırgızistan, Libya ve Suriye’de projelerin somut üretim aşamasına geçişine yönelik hazırlıklar devam etmektedir.

Dünya bor rezervlerinin yüzde 73’ü Türkiye’de

Türkiye aynı zamanda, küresel bor rezervlerinin yüzde 73’üne ve pazar payının yüzde 60’ından fazlasına sahip olmasıyla dikkat çekmektedir. 2024 yılı, 2,5 milyon tonluk satış ve 1,3 milyar dolarlık gelirle büyük ölçüde ihracata dayanan rekor bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir.

Borun daha yüksek katma değerli ürünler haline dönüştürülmesi için yapılan yatırımlar hız kazanmıştır. Eskişehir Kırka’daki pilot tesis, ilk lityum karbonat üretimini gerçekleştirmiştir; yıllık 600 ton kapasiteli endüstriyel üretim tesisi için ise hazırlıklar sürmektedir.

Bandırma’da savunma sanayi ve endüstriyel uygulamalarda kullanılan bor karbür tesisinde üretim devam etmekte, aynı bölgede çelik üretimi ve yüksek mıknatıs teknolojilerinde kritik bir rol oynayan ferrobor tesisi, 800 tonluk kapasitesiyle ilerleyen dönemde devreye alınması beklenmektedir.

Türkiye, NTE’de küresel stratejik üretici konumuna ilerliyor

Elektrikli araçlar ve savunma sanayisindeki büyümenin etkisiyle nadir toprak elementleri (NTE) Türkiye için kritik bir öneme sahiptir. Beylikova yatırımı sayesinde Türkiye, bu alanda stratejik bir konum kazanmaktadır.

Eskişehir Beylikova’da şimdiye kadar 125 bin metre sondaj gerçekleştirilmiş olup toplam 694 milyon tonluk kaynak belirlenmiştir. Bu kaynak içinde 12,5 milyon ton NTE oksidi yer almaktadır. Rezerv büyüklüğü açısından Beylikova, Çin’deki Bayan Obo’nun ardından dünyanın ikinci en büyük sahası olarak dikkat çekmektedir.

Pilot tesis, ilk etapta 7 elementin oksit üretimine odaklanacak ve bu elementlerin oksitleri ilk kez üretilecektir. Florit, barit, lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum, neodimyum gibi elementlerin yanı sıra diğer 17 NTE de tesiste işlenecek. Bununla birlikte, nükleer yakıt ham maddesi toryumun da burada üretilmesi planlanmaktadır.

Beylikova Pilot Tesisi ile Türkiye, yıllık 1200 ton cevher işleyerek ekonomiye katkı sağlamayı hedeflemektedir. Pilot tesisten sonra endüstriyel üretime geçilerek yıllık 570 bin ton üretim hedeflenmekte, bu üretimin ülkeye yaklaşık 220 milyon dolar gelir sağlayacağı öngörülmektedir. Türkiye, dünyanın en büyük 5 NTE üreticisinden biri olma hedefi doğrultusunda, pilot tesisin endüstriyel tesise dönüştürülmesi için saflaştırma teknolojilerini geliştirmeye devam etmektedir.

Türkiye Madencilikte Güçlü Büyüme Yaşıyor!
+ -
Bizi Takip Edin