Yeni teklife göre, İcra ve İflas Kanunu’nda önemli değişiklikler gerçekleştiriliyor. Nispi harç ve teminat yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin ihalenin feshini talep etmeleri durumunda, mahkeme bu talebi dosya üzerinden kesin bir şekilde reddedecek.
Eğer teminat ya da harç yatırılmaması ya da eksik yatırılması sebebiyle ihalenin feshi talep edilirse, mahkeme, iki haftalık kesin bir süre içinde teminat veya harçların tamamlanmasını bildirecek. Süre içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, ihalenin feshi talebi red olacaktır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yapılan düzenlemelere göre, alışılmış hediyeler dışında, geçici ya da kesin aciz belgesinin düzenlendiği veya iflasın açıldığı tarihten önceki 1 yıl içerisinde yapılan bağışlar ve ivazsız tasarruflar iptale tabi olacak.
Alt ve üst soy, üçüncü derece dahil kan hısımları, son 1 yıl içerisinde boşanmış eşler ve üçüncü derece kayın hısımları arasında yapılan tasarrufların, gerçek değere uygun olarak ivazlı olduğunu kanıtlayamadığı takdirde bağışlama olarak değerlendirilecektir.
Aksi durumda, borçlu tarafından, kendi verdiği malın gerçek değerine göre çok daha düşük bir bedelle kabul edilen sözleşmeler ya da borçlunun kendisi veya başka bir kişi yararına ömür boyu süren gelir sözleşmeleri bağışlama sayılacak. Bu nitelikteki işlemler için uygun karşılığın sağlandığı ispatlanmadıkça, bağışlama olarak değerlendirilecektir.
Aynı Kanun’un “İstinaf ve temyiz başvurularının incelenmesi” ile ilgili hükümlerindeki parasal sınırların yürürlüğe girmesi, şikayet başvurusunun yapıldığı ya da davanın açıldığı tarihe göre belirlenecek.
– AVUKATLARA VERİLEN DİSİPLİN CEZALARI
Teklif, Avukatlık Kanunu’nda da değişiklik yapılmasını öngörüyor. Avukatların, avukatlık ya da Türkiye Barolar Birliği ve baroların organlarındaki görevleriyle ilgili işledikleri suçlardan dolayı bir ön soruşturma açılmasına karar verilmesi durumunda, bu durum ve nihai kararlar avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilecektir.
Avukatların onuruna, unvanına, savunma hakkının onuruna saygı yükümlülüğü çerçevesinde yapılan ihlaller sonucu, Avukatlık Kanunu’nda belirtilen disiplin cezaları uygulanacak. Disiplin cezaları “uyarma”, “kınama”, “para cezası”, “işten çıkarma” ve “meslekten çıkarma” olarak tanımlanmıştır. Hangi hallerde hangi cezaların uygulanacağı açıklık kazanacaktır.
Eğer bir avukat hakkında disiplin cezası verilirse ve bu ceza kesinleşirse, 5 yıl içinde yeni bir fiil işlenirse, o fiilin gerektirdiği ceza bir derece ağır olabilecektir. Ayrıca, işten çıkarma cezası gerektiren bir fiil işlenirse, meslekten çıkarma cezasının üst sınırı uygulanacaktır.
Bir kez işten çıkarma cezası almış bir avukat, bu cezanın kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde bir kınama cezası gerektiren bir fiil işlerse meslekten çıkarılacaktır.
Meslekten çıkarma cezasını gerektiren durumlar dışında, ilk kez disiplin cezası gerektiren bir fiil işleyen avukata, verilecek ceza bir derece hafif olacaktır. Bu düzenlemenin, daha önce bir disiplin cezası almış ve kesinleşmesi üzerinden 5 yıl geçmiş olan avukatlar için de geçerli olacağı belirtilmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, bir kovuşturma sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verirse, kesinleşen bir mahkeme kararının ilgili baroya bildirilmesinin ardından 1 yıl geçici süre içinde ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrayacaktır.
Disiplin soruşturmasına veya kovuşturmasına dair dava açılması durumunda zaman aşımı süresi durdurulacaktır. Mahkemenin iptal kararının baro veya Türkiye Barolar Birliği’ne bildirilmesiyle birlikte, en geç 2 yıl içinde yeniden soruşturma yapılması gerekecektir. Mahkeme kararının ilgili baroya ulaşmasından itibaren 2 yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemeyecektir.
Meslekten çıkarma cezasının dışında bir disiplin cezası alan avukatlar, cezaların sicillerinden silinmesini resmi başvuru ile talep edebilecektir. Ancak işten çıkarma cezaları bu kapsam dışında tutulacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının getirdiği hukuki boşluğun kapatılması amacıyla Kamu İhale Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılıyor. Kamu İhale Kurumu’nun gelirleriyle ilgili hükümlerde yapılan değişiklikle, itirazen şikayet başvuru bedeli, başvuru dilekçesinde yer alan iddialara göre belirlenen haklılık oranına karşılık gelen kısım için Kurul kararı doğrultusunda iade edilecektir. Ancak, Kurum tarafından başvurunun reddedilmesi ya da ihalenin iptaline karar verilirse, başvuru bedeli iade edilmeyecektir.
Başvuru dilekçesinde aynı iddia kapsamında birden fazla husus varsa, bunlar ayrı ayrı değerlendirilecektir. Kurul kararının başvuru sahibine bildirilmesini takiben 30 gün içinde yapılan yazılı talepler üzerine, iade işlemi 30 gün içinde yapılacaktır. Kurumca yapılan iadeler için faiz işlemeyecek.
İtirazen şikayet süreçlerinde mahkeme kararlarına göre, sözleşmenin feshedilmesi gibi durumlarda, tahsil edilen bedelin Kurul tarafından iade edilmesine karar verilecektir. Bu iade işleminin gerçekleşebilmesi için yüklenicinin fesih bildiriminden itibaren 30 gün içinde talepte bulunması gerekmektedir. Talep üzerine, gerekli bilgi ve belgeler Kuruma 30 gün içinde iletilecektir. Belge bilgileri Kurum kayıtlarına alındıktan sonra 30 gün içinde bedel iadesi gerçekleştirilecektir ve iade edilen bedel için faiz işlemi uygulanmayacaktır. Bu düzenlemenin 26 Aralık 2025’te yürürlüğe girmesi planlanmaktadır.
– “DOLANDIRICILIK” SUÇLARININ YARGILAMASI ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNDE YAPILACAK
Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle, Türk Ceza Kanunu’nda “dolandırıcılık” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarının yargılamalarının aynı mahkemelerde yapılmasına yönelik çatışmaların önüne geçilmesi hedefleniyor. Buna göre, “dolandırıcılık” suçları asliye ceza mahkemelerinde yargılanacak.
Bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihte ağır ceza mahkemelerinde sürmekte olan davalar veya istinaf ya da temyiz yoluyla değerlendirilen dosyalarda “nitelikli dolandırıcılık” suçları için bakan mahkemenin görevi bu düzenleme ile değiştirilemeyecek. Bu davalar, kesin bir hükümle sonuçlanana kadar eski kurallar çerçevesinde devam edilmesine devam olunacaktır.
– TCK’DE YAPILAN DÜZENLEMELER
Türk Ceza Kanunu’nda “akıl hastalığı” ile ilgili hükümlerde yapılan değişiklik, cezai sorumluluğu kabul edilen kısmi akıl hastaları açısından hem cezanın infazı hem de özel güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, bahsedilen kişiler için akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri uygulanacaktır.
Akıl hastalarının tedavi ve koruma amacıyla sağlık kurumunda geçirecekleri süre, ağırlaştırılmış müebbet ya da müebbet hapis cezası gerektiren suçlar için en az bir yıl, 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar için ise alt sınır 6 ay olacaktır.
Teklifin ilk 15 maddesinin kabul edilmesinin akabinde, Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, görüşmelere saat 18.00 itibariyle devam edileceğini bildirdi.
