İsveç’te düzenlenen neo-Nazi yürüyüşüne yaklaşık 200 kişi katıldı. Bu etkinlik, 15 yıl aradan sonra tekrar gerçekleştirilerek ülkede geniş yankı uyandırdı.
“Salem yürüyüşü” adıyla bilinen bu etkinlik, 2000 yılında 17 yaşındaki Daniel Wredström’ün öldürülmesinin anısına düzenleniyor. Yıllar boyunca aşırı sağ için önemli bir sembol haline gelmişti.
Daniel Wredström, göçmen kökenli gençlerle yaşanan bir çatışma sırasında bıçaklanarak hayatını kaybetmişti. Bu olay, özellikle İskandinav Direniş Hareketi gibi neo-Nazi gruplar tarafından uzun süre propaganda malzemesi olarak kullanıldı. Yürüyüş, 2000-2011 yılları arasında her yıl düzenlendi, ancak sonrasında etkisi azalmıştı.
“İĞRENÇ GÖRÜŞLERİN DIŞAVURUMU”
Bu yıl yürüyüşün yeniden yapılması, İsveç siyasetinde sert tepkilere neden oldu. Başbakan Ulf Kristersson, bu etkinliği “iğrenç görüşlerin dışavurumu” olarak değerlendirdi ve “Hiç kimse, dini veya etnik kökeni ne olursa olsun, güvenliği konusunda endişe duymamalıdır” açıklamasında bulundu.
Öte yandan, aşırı sağcı Alternatif için İsveç (AFS) lideri Gustav Kasselstrand, yürüyüşü destekleyerek halkı katılmaya davet etti. Kasselstrand, “Siyasetçiler ve gazeteciler bunu yapmadığı için İsveçlilerin, öldürülen İsveçlileri hatırlaması olumlu bir durum” dedi.
Yürüyüşe izin verilmesi de eleştirileri beraberinde getirdi. Salem Belediyesi, bu karara itiraz ederken, aynı gün için karşı gösteriler de organize edildi.
İsveç Adalet Bakanı Gunnar Strömmer, polisin kararını savunarak, “İsveç’te ifade özgürlüğü geniştir; düzen ve güvenlik tehdit edilmediği sürece aşırıcı ve rahatsız edici görüşlere sahip olanlar da gösteri yapabilir” şeklinde konuştu.


