Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri programına katıldı.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bazı başlıklar şu şekildedir:
Sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu gazi mekanda, milletin evinde buluşmamız beni son derece memnun etti. Dünyanın dört bir yanında bizleri izleyen kardeşlerime de selam ve sevgilerimi iletiyorum.
Dünyaya değerli eserler kazandıran ödül sahiplerine teşekkür ediyorum. Aynı şekilde titiz bir değerlendirme sonucu ödüle layık görülenleri belirleyen seçici kurulu da tebrik ediyorum. Şair Yavuz Bülent Bakiler ve Niyazi Sayın’ı saygıyla anıyorum. Ülke ve toplum olarak onlara borcumuz büyük.
“Gazze’de yaşananlar asla unutulmamalı ve adalet için mücadelemiz sürecek”
Kaybettiğimiz insanlarla birlikte bir yanımız yaprak döküyor olsa da diğer yanımız çiçek açmaya, büyümeye devam ediyor.
Gazze’deki vahşete tanıklık eden, katledilen 37’si kadın 238 basın mensubunu rahmetle anıyorum. İsrail tarafından acımasızca öldürülen gazetecileri de bir kez daha saygıyla yad ediyorum. İsrail hükümeti ne kadar engellemeye çalışırsa çalışsın, gerçek gazeteciler Filistin’deki tüm gelişmeleri gözler önüne sermeye devam etmektedir. Biz de Filistin halkının yanında, eğilmeden durmaya gayret ediyoruz. Gazze soykırımı sırasında Başkent ve AA başta olmak üzere tüm basın kuruluşları önemli bir duruş sergiledi. Gazze’deki olayların unutulmaması ve adaletin sağlanması için her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz.
İnsan, başlı başına bir sanat şaheseri olarak tanımlanmalıdır. Her ses ve rengi sanatın malzemesi olarak değerlendiren bir bakış açısına sahibiz. Bugün miras aldığımız kültürel ve medeni iklim, bizim ortak zenginliğimizdir.
“Eser üretenler bizim için kutup yıldızıdır”
Mimari, müzik, şiir ve söz sanatlarının özeti insanı ve dünyayı anlama çabasıdır. Sanat, dünyayı daha anlamlı hale getirdiği için önemlidir. Sanat, bize başka hiçbir şeyin sağlayamayacağı duyguları kazandırdığı içindir ki değerlidir. Sanat, ayrıştırmak yerine birleştirici bir rol üstlenir. Türkçe’nin büyük şairleri ve yazarları bizim gururumuzdur. Dil, kültür, düşünce ve mimari alanlarında eser verenler, her zaman bizim için kutup yıldızları konumundadır.
Her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden ve insanları edilgen hale getiren bu durumdan yalnızca köklerimize sarılarak kurtulabiliriz. Bugün popüler olan birçok film, dizi ve müzik eserine baktığımızda sanatın dönüştürücü özelliğinin ne denli güçlü olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Sanatın tek tipleşmesi, sanatsal üretim için ciddi riskler taşımaktadır. Küresel kültür savaşlarında, yerli ve milli kültürel değerlerimizi evrensel bir perspektifle harmanlayarak yeniden üretmeli ve inşa etmeliyiz.
Şurası bir gerçektir ki milli kültürü, değeri ve ahlakı dışlayan her trend yüzeyselliğe mahkûm olmaktan kurtulamaz. Günlük üretilen ve tüketilen işler ne yazık ki bu durumun önüne geçemez. Yeniden üretim ve yeniden inşa sürecine mutlaka geçmeliyiz. Bu, ciddi emek ve çaba gerektirse de, buna uygun imkan ve kapasiteye fazlasıyla sahibiz. Taş üstüne taş koyan her bireyin, hangi görüşten olursa olsun, başımızın üstünde yeri olduğunu hatırlatmak isterim.
