Yeşilay tarafından yapılan açıklamada, bağımlılıkla mücadelede toplum sağlığını korumaya yönelik yürütülen çalışmaların önemine vurgu yapıldı. Ayrıca, medyada yer alan bazı gelişmelerin toplumsal etkilerini göz önünde bulundurarak bu duyurunun gerekliliği üzerinde duruldu.
Açıklamada, son günlerde “uyuşturucu madde kullanımı ve ticareti” suçlarıyla ilgili tanınmış şahısların gözaltına alınmasına dair haberlerin sıklıkla gündeme gelmesinin, toplum sağlığı açısından ciddi riskler oluşturduğu belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) tarafından yayımlanan bilimsel raporlara atıfta bulunularak, uyuşturucu konusundaki haberlerin, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde merak uyandırma ve risk algısını azaltma etkisi yarattığı ifade edildi.
“Uyuşturucuyla mücadelede algı ile mücadele de hayati öneme sahip”
Araştırmaların, medyada sıkça yer alan ünlü vakalarının madde kullanımını yaygın ve kabul edilebilir bir davranış olarak algılanmasına neden olabileceğini ortaya koyduğu kaydedildi. Bu durumun, bağımlılıkla mücadelede yapılan önleyici çalışmaların etkisini zayıflatan önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekildi. Dolayısıyla, birçok ülkede uyuşturucuya dair haberlerde ünlü kimliklerinin vurgulanmasına sınırlamalar getirildiği, sansasyonel dil yerine bilgilendirici yaklaşımların benimsenmesi gerektiği ifade edildi.
Açıklamada, Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin uyuşturucuyla mücadelenin sadece adli boyutları değil, aynı zamanda çok boyutlu bir halk sağlığı meselesi olduğunu hatırlattığına yer verildi. Medya kuruluşlarının haber dilinde toplumsal sorumluluk ilkesini göz önünde bulundurması gerektiği vurgulandı. Uyuşturucuyla mücadelede, maddenin kendisi kadar algının da öneme sahip olduğu unutulmamalıdır.
