AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Biten, Türkiye’nin sağlık diplomasisi konusundaki faaliyetleri üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Biten, sağlıkta dönüşüm sürecinin Türkiye’deki mevcut sağlık sisteminin temellerini oluşturduğuna dikkat çekti. Türkiye, sağlam sağlık altyapısı, modern hastane yapıları ve ileri teknolojileriyle sağlık alanında hizmet veren, bilgi ve teknoloji ihraç eden uluslararası bir aktör konumuna geldi. Bu süreçte kazanılan deneyimler sayesinde Türkiye, küresel sağlık yönetiminde aktör olma yönünde adımlar attı.
Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi birçok uluslararası kuruluşla yakın işbirliği içinde olduğuna değinen Biten, bugüne kadar 152 uluslararası metne katkı sağladıklarını ve 26 uluslararası araştırma ile çalışma için veri paylaşımında bulunduklarını ifade etti.
Biten, son yıllarda Türkiye’nin bu uluslararası kuruluşlarla olan ilişkilerinde sadece katılımcı değil, aynı zamanda etkili bir söz sahibi olduğunu vurguladı. Ayrıca Türk ve İslam dünyasındaki çeşitli organizasyonlarla işbirliklerini kapsayıcı bir anlayışla sürdürdüklerini belirtti.
Biten, sağlık alanının uluslararası diplomanin en kritik unsurlarından biri haline geldiğini ve sağlık sistemini yönetebilme kapasitesinin devletlerin uluslararası itibarını, nüfusunu, güvenliğini ve ekonomik dayanıklılığını doğrudan etkilediğini söyledi.
Türkiye’nin sağlık alanındaki tecrübelerini uluslararası platformlarda paylaşarak diğer ülkelerin sağlık sistemlerinin güçlenmesine katkıda bulunduğunu belirten Biten, şu ana kadar 100 ülke ile 309 anlaşma ve mutabakat imzaladıklarını ifade etti. 2025 vizyonu çerçevesinde, ülkelerle işbirliklerini güçlendiren yeni anlaşmalar ve protokoller üzerinde çalıştıklarını da ekledi. Biten, bu yıl 3 farklı kıtadan 11 ülkeyle toplamda 18 anlaşma imzalandığını ve bu kapsamda sağlık teknolojileri, tıbbi cihaz ve ilaç temini gibi kritik alanlara odaklandıklarını ifade etti.
Biten, bu yıl içerisinde Arnavutluk, Özbekistan, Mali, Endonezya, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Kosova, Moğolistan ve KKTC ile deneyim paylaşımında bulunduklarını aktardı.
Türkiye’nin birçok ülkeye tıbbi operasyon ve sağlık eğitimleri konusunda destek sağladığını belirten Biten, böbrek ve karaciğer nakillerinin Recep Tayyip Erdoğan-Bişkek Kırgız Türk Dostluk Hastanesi’nde gerçekleştirildiğini, ayrıca yerel sağlık profesyonelleri ile eğitim ve tecrübe paylaşımı yapıldığını bildirdi.
Suriye’nin yeniden yapılanma sürecinde Türkiye’nin sağlık alanındaki rolüne de değinen Biten, Türkiye’nin Suriye’nin sağlık altyapısının yeniden inşası sürecinde destek sağladığını, koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve sağlık gücünün planlanması konularında aktif bir pozisyonda bulunduğunu söyledi.
“Afet ve acil durumlara müdahale yeteneğimizle öne çıkıyoruz”
Biten, pandeminin getirdiği küresel sağlık tehditlerinin önemli halk sağlığı sorunları olduğuna vurgu yaptı. Afetlere ve acil durumlara hazırlıklı olmanın sağlık güvenliği açısından kritik önem taşıdığını belirtirken, “Hem içeride hem dışarıda olası afet ve acil durumlara müdahalede tüm gücümüzle yer alıyoruz,” dedi.
İnsani sağlık yardımlarının Sağlık Bakanlığı tarafından koordine edildiğini belirten Biten, Sudan’daki kolera salgını, Afganistan’daki deprem sonrası yardım çalışmaları, Suriye süreci ve Gazze krizindeki sağlık hizmetlerine de vurgu yaptı. Gazze’de tahliyelerin başlamasından bu yana birçok Filistinli hasta ve refakatçisine sağlık hizmeti sunulduğu bilgisini paylaştı.
Biten, yurt dışında tedavi imkanı bulunmayan yabancı hastaların Türkiye’de yasal mevzuatlar çerçevesinde tedavi edildiklerini ifade ederek, sağlık turizminde Türkiye’nin uluslararası alanda tercih edilen bir destinasyon olma hedeflerinin devam ettiğini aktardı.
“Küresel sağlık gündemini yakından takip ediyoruz”
Biten, proje bazlı çalışma kültürünü benimsediklerini, AB’nin en önemli paydaşlarından biri olduğunu ifade etti. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele, iklim değişikliği, kanser ile mücadele gibi çeşitli alanlarda ortak projeler geliştirdiklerini anlattı.
Ayrıca, küresel sağlık gündemini yakından takip ettiklerini ve özellikle Türkiye’nin faydalanabileceği uluslararası kaynakları değerlendirdiklerini söyleyen Biten, genel müdürlük olarak eski sağlık yönetimini geliştirirken iyi uygulama örnekleri ile güncel gelişmeleri takip etmeye özen gösterdiklerini belirtti.
