Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yıl mesajını kamuoyuyla paylaştı:
Bahçeli, mesajında şu önemli noktalara değindi:
Geçtiğimiz yılı, zorluklarla dolu ve ağır imtihanların yaşandığı, ancak her geçen gün artan huzur ve umut ortamıyla, örülmüş karanlık planların karşılıklı olarak mevzilendiği bir dönem olarak geride bırakıyoruz.
Bölgesel ve küresel krizlerin arttığı bir atmosferde, insanlığın ortak değer ve mirasının giderek kaybolduğunu görmekteyiz. Bu durum bizleri derin bir üzüntüye sevk etmektedir.
Dünya, adeta bir Ortaçağ zihniyetinin etkisi altına girmiş durumda. Bu durumu açıkça gözlemliyor ve değerlendiriyoruz.
İyimserliğimizi korumayı hedeflerken, her türlü durum ve açıdan temkinli olmanın hayati önemi üzerine dikkat çekiyoruz.
2025 yılı, hem dünya genelinde yeniliklerin hem de ilkel yaklaşımların ortaya çıkacağı 365 günlük bir serüvenin başlangıcını simgelemektedir. Süregelen çatışmalar ve çatışma ortamları, insanları belirsizliğin pençesine itmektedir.
Neoliberalizmin çözülüşü ile birlikte, Kapitalizm de içbüzüşme ve çürüme safhasına girmiştir. Bu durum yeni bir uluslararası düzenin doğuşunu sürekli ertelemekte veya engellemektedir.
Manevi değerlerin aşınması ile başlayan güç mücadelesi, neredeyse eş zamanlı olarak insanlığın anlam ve değer bunalımına sürüklenmesine neden olmaktadır.
Gazze’de meydana gelen insani felaketlerin arkasındaki sorumluluk, asıl tehlikenin sadece Ortadoğu’ya özgü olmadığını, tüm dünyayı tehdit ettiğini göstermektedir.
Küresel vicdan ve merhametin azaldığını üzülerek belirtmeliyim ki, bu durum da benzer bir döneme denk gelmektedir.
Dijital ortamda vicdan aramak, oldukça sancılı bir durumu işaret ediyor. Ancak insanlık vicdanının gücünü koruduğuna inanmak ve bu inancı savunmak, hepimizin ortak yükümlülüğüdür.
Masumların kanları ve gözyaşları, yeryüzünde trajedilerin manzarasını oluşturmaktadır. Bu acı gerçek, 2023’ten bu yana Sudan’daki ve Gazze’deki olaylarda kendini göstermektedir.
Yemen’in üçe bölünmesi ve Somali’nin parçalanma tehlikesi, Ortadoğu ile Afrika’nın emperyalist ve Siyonist baskılar altında olduğunu acı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Somaliland üzerindeki oyun, İsrail’in emellerini açıkça gözler önüne sermekte ve Türkiye’nin bu dost ülkenin yanında durması şarttır.
Körfez ülkeleri ve diğer İslam devletlerine, Gazze’deki çocukların geleceğini düşünerek yeniden uyanmaları yönünde çağrıda bulunuyorum.
Bu noktada, niyetlerle kurgulanan senaryoları dikkatle izlemek ve gerekli tedbirleri almak zorundayız. Terör örgütlerine yaşam hakkı tanımayınca, her türlü tehdit ve saldırıya karşı varlığımızı korumalıyız.
2026 tarihi, bu azim ve kararlılığın sembolü olmalıdır. Türkiye’nin çevresindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmak için istikrarı sağlamak hayati önem taşımaktadır.
Huzurlarımızı tehdit eden tüm unsurlara karşı dikkatli olmalı ve dayanışmamızı güçlendirmeliyiz. Her türlü deliğe düşmeden birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz.
Özellikle Suriye’deki belirsizliğin ortadan kaldırılması, kalıcı barış ve istikrarın sağlanması açısından son derece önemlidir.
Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşması, somut adımlar atıldığı sürece mümkün olacaktır. Bu bağlamda gerekli tüm güvenlik önlemleri alınmalıdır.
Son zamanlardaki gelişmeler, Türkiye’nin kararlılığını artırmalı ve dayanışmamızı güçlendirmelidir. Ülkemiz, her türlü tehdit ve sorunların üstesinden gelmek için kenetlenmelidir.
Toplumun değerlerini zedeleyen her türlü eylem ve davranış, 2026 yılında köklü çözümlerle ele alınmalıdır.
Tüm bunlar, temiz bir toplum için elzemdir. Türkiye, bu kirli ilişkilerin üstesinden gelebilmelidir.
Bu kararlılıkla, 2026 yılına daha güçlü bir şekilde girmeyi hedefliyoruz. Herkes Türkiye’yi, Türk milletini önceliği olarak görmelidir.
Bu düşüncelerle, aziz vatandaşlarımıza ve tüm insanlığa yeni yıl dileklerimi iletiyorum.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
Yeni yılın Türkiye için güzellik ve hayırlar getirmesini umuyorum.
