🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Yapay Zeka Tartışmalarında Yeni Bir Ses: Kasy

Yapay Zeka Tartışmalarında Yeni Bir Ses: Kasy

featured

San Francisco’da sürücüsüz taksi uygulamasına karşı çıkan taksicilerin düzenlediği protestolar, yapay zekanın toplum üzerindeki etkisine dair devam eden tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Bu tartışmaların merkezinde yer alan ekonomist Maximilian Kasy’nin yeni yayımlanan eseri “The Means of Prediction: How AI Really Works (and Who Benefits)” (Tahminin Araçları: Yapay Zekâ Gerçekte Nasıl Çalışır ve Kim Yararlanır?) dikkat çekiyor.

Kasy, Chicago Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan kitabında yapay zeka çevresinde dönen çelişkili anlatıların tesadüf olmadığını savunuyor. Ona göre, “Yapay zeka insanlığı kurtaracak” argümanını öne sürenler genellikle zengin yatırımcılar ve teknoloji şirketlerinin yöneticileri. Bu kesim, iyimser söylemlerin ekonomik ve politik avantajlarından faydalanmakta.

Aynı zamanda bu gruplar, devlet denetiminden uzak durmayı da tercih ediyor. Kasy, bu durumu açık bir “güç devşirme stratejisi” olarak tanımlıyor.

FELAKET SENARYOLARI

Nature dergisinde yayımlanan bir incelemeye göre Kasy, diğer yandan yapay zekanın insanlık için tehdit oluşturabileceğini savunan fütürist düşünürlerin varlığını da kaydediyor.

Kasy’ya göre, bu “felaket senaryosu” söylemleri de genellikle aynı teknoloji çevrelerinden gelen finansmanla destekleniyor. Yani her iki tarafın da “satacak bir hikâyesi” bulunuyor.

Kitap, kamuoyunun bu karmaşık tartışmada kaybolmaması için yapay zekanın işleyişine dair temel bir okuryazarlığın geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle otomasyonun iş kayıplarına yol açabileceği bir gelecekte, halkın teknoloji hakkında bilinçli olması büyük önem taşıyor.

Kasy, yapay zeka sistemlerinin toplumsal etkilerini eşitsizlik ve güç yoğunlaşması perspektifinden ele alıyor. Kitabın ismi, Karl Marx’ın “üretim araçlarını kontrol edenler, toplumu da kontrol eder” sözünden hareketle oluşturulmuş.

Yazar, günümüzde “üretim araçlarının” yerini “tahmin araçlarının” aldığını ve bu tür teknolojilerin istihdamdan sosyal medya içeriği üretimine, hatta askeri hedef belirlemeye kadar birçok alanda karar verici hale geldiğini ifade ediyor.

“AÇIK VE ANLAŞILIR OLMALI”

Ancak Kasy’ye göre, bu tartışmanın demokratik bir zemin üzerinde yürüyebilmesi için yapay zeka sistemlerinin nasıl çalıştığının halka açık ve anlaşılır olması gerekiyor. Kitapta, “makine öğrenimi” ve “derin öğrenme” gibi teknik kavramlar sade bir dille açıklanıyor.

“Sinir ağları yapay beyin değildir” başlıklı bölümde, bu sistemlerin insan beynini taklit etmediği, yalnızca veriden örüntü öğrenen matematiksel modeller olduğu belirtiliyor.

Kasy, teknoloji firmalarının “Yapay zeka insan gibi düşünür” ifadesini bilinçli bir şekilde kullandıklarını, bunun da teknolojinin sınırlılıklarını ve ticari doğasını gizlediğini savunuyor.

Ayrıca yazar, adalet, gizlilik ve açıklanabilirlik gibi ilkeler çerçevesinde yapay zekanın nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunu da inceliyor. Ancak kitabın dili zaman zaman akademik ve ağır bulunmakta; örnek olaylar sınırlı kalırken, tartışmalar çoğu zaman teorik düzeyde kalıyor.

Örneğin, “adalet” bölümünde Kasy, “liyakat temelli ayrımcılık” kavramını ele alıyor. Burada, verimliliği en yüksek çalışanları seçmek üzere tasarlanmış bir işe alım algoritmasının örneği veriliyor. Bu mantığa göre algoritma yalnızca kârı maksimize ettiği sürece “adil” olarak değerlendiriliyor; yani adalet bile ekonomik verimlilikle ölçülüyor.

The Means of Prediction, yapay zekaya dair iyimser veya karamsar anlatılardan öte, kimin bu teknolojiden kazanç sağladığını sorgulayan bir politik çerçeve sunuyor. Kasy’ye göre asıl soru şudur: “Yapay zeka gerçekten insanlığın geleceğini mi şekillendiriyor, yoksa yalnızca gücü elinde bulunduranların çıkarlarını mı?”

Yapay Zeka Tartışmalarında Yeni Bir Ses: Kasy
Yorum Yap
Bizi Takip Edin