2026 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, programın ana hedefi makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmek, mali disiplini korumak ve enflasyonu kademeli olarak düşürerek fiyat istikrarını sağlamak olarak belirlenmiştir. Ayrıca, yapısal reformlar ile verimliliği artırmak ve istihdamı yükseltmek de programın hedefleri arasındadır.
Bu kapsamda, üretkenliği artırmak için Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi, yeşil ve dijital ekonomiye geçişe yönelik teknolojik dönüşüm, beşeri sermayenin güçlendirilmesi ve iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi için çeşitli adımlar atılacak. Bunların yanı sıra, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ekonomideki kayıtdışılığı azaltma çalışmaları sürdürülecek. Bu çerçevede, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin yolu açılacaktır.
Dönem boyunca, dezenflasyon sürecinin devamı ile enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülmesi hedeflenirken, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı artırmayı amaçlayan yapısal reformlar ön plana çıkacak. Verimlilik kazanımları ile sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme sağlanması planlanıyor.
Mali Disiplinden Taviz Verilmeyecek
Program çerçevesinde fiyat istikrarını sağlamak amacıyla ekonomi politikalarında güçlü bir koordinasyon sürdürülecektir. Mali disiplin ilkesi de kesin bir şekilde korunacak ve adil paylaşımı gözeten etkin maliye politikaları ile yapısal dönüşüm adımları ile üretim faktörlerinde genel bir iyileşme sağlanarak, Türkiye’nin rekabet gücü artırılacaktır.
Öngörülere göre, Türkiye ekonomisinin gelecek yıl Orta Vadeli Program (2026-2028) çerçevesinde yüzde 3,8 oranında büyümesi hedeflenmektedir. Bu büyümenin gerçekleştirilmesi için arz yönlü dinamiklerin güçlendirilmesi ve verimlilik artışlarının kalıcı hale getirilmesi gerekmektedir. Yüksek katma değer üreten, ihracatı ve istihdamı destekleyen, çevresel sürdürülebilirliği gözeten ekonomik yapının oluşturulması öncelikli amaçlar arasında yer almaktadır.
Para, maliye ve gelir politikaları “güçlü eş güdümle” uygulanacak. Sürdürülebilir büyümeyi desteklemek amacıyla yapısal reformlar ile beşeri sermayenin niteliğinin artırılması, teknolojik altyapının güçlendirilmesi ve fiziki sermaye birikiminin üretken alanlara yönlendirilmesi hedeflenmektedir.
