🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Dünya
  3. Trump’tan Nükleer Test Talimatı: Dünya Kaygılı

Trump’tan Nükleer Test Talimatı: Dünya Kaygılı

featured

ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer silah testlerine yeniden başlanması yönündeki talimatı, küresel ölçekte büyük endişe ve tartışmalara neden oldu. Gazeteci Serkan Demirtaş, ntv.com.tr için bu konuyu kaleme aldı.

Türkiye’nin yoğun dış politika gündeminde pek fazla öne çıkmayan bu açıklama, 33 yılın ardından ABD’nin nükleer silah denemelerine geri dönüş yapacağını duyuran Trump’tan geldi.

Trump, 30 Ekim tarihinde sosyal medya üzerinden “Diğer ülkelerin yürüttüğü test programları doğrultusunda, Savaş Bakanlığı’ndan nükleer silahlarımızı test etmeye başlamasını talep ettim. Süreç derhal başlayacak” şeklinde bir açıklama yaptı.

ABD, en son nükleer silah testini 1992 yılında gerçekleştirmişti.

Bu talimat, nükleer silaha sahip diğer ülkelerin de benzer adımlar atarak Soğuk Savaş döneminde yaşanan “nükleer kâbusun” yeniden canlanmasına yol açabileceği endişesini beraberinde getirdi.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Farhan Haq, Trump’ın açıklamasına yanıt olarak, “Mevcut nükleer riskler zaten son derece yüksek düzeyde. Herhangi bir yanlış hesaplamanın veya felaketle sonuçlanabilecek tırmanmaların önlenmesi için tüm eylemlerden kaçınılmalıdır” şeklinde bir açıklama yaptı.

Haq, son 80 yıl içerisinde 2 binden fazla nükleer deneme gerçekleştirildiğini belirterek, bu yıkıcı mirasın hatırlanması gerektiğini ve yeni nükleer denemelere izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Fakat ABD yönetiminin, BM ve diğer uluslararası kuruluşlardan gelen uyarılara karşı kayıtsız kaldığı görülüyor.

Savaş Bakanı Pete Hegseth, Trump’ın talimatının hemen ardından nükleer silah testlerine yönelik hızlı bir ilerleme kaydettiklerini belirtti ve “Elinizdeki silahların işlevselliğinden emin olunduğunda, nükleer çatışma olasılığı azalır” yorumunu yaptı.

TRUMP’IN TALEBİNİN ARKASINDAKİ NEDENLER

ABD Başkanı Trump’ın nükleer silah test etme talimatının nedenleri arasında Rusya ile artan gerginlik öne çıkıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 26 Ekim’de, Burevestnik adını verdiği yeni nükleer enerjili seyir füzesinin başarılı bir şekilde test edildiğini duyurdu.

Putin, Burevestnik’i “dünyada başka hiç kimsenin sahip olmadığı eşsiz bir silah” olarak nitelendirirken, bu sistemin mevcut ve gelecekteki tüm füze savunma sistemlerinden kaçma yeteneği bulunduğunu iddia etti.

Putin’in bu silahı tanıtırken askeri üniforma giymesi, birçok gözlemci tarafından Rusya’nın rakiplerine yönelik bir mesaj olarak değerlendiriliyor.

Rus lider, Burevestnik’in tanıtımından üç gün sonra, nükleer kapasiteli Poseidon isimli su altı insansız hava aracını da tanıttı. Bu projeler, Rusya’nın 2018’de açıkladığı altı stratejik silah projesi arasında yer almakta. Ayrıca Kinjal hipersonik füzeleri de bu kapsamda, Ukrayna’da aktif olarak kullanılmaya başlandı.

Putin’in son açıklamaları, Rusya’nın Ukrayna’daki 3.5 yıl süren işgal girişiminde hala güçlü bir konumda olduğunu ve savaşı istediği gibi sürdürme yeteneğine sahip olduğunu ortaya koyuyor.

WASHINGTON-MOSKOVA İLİŞKİLERİ GERİLİYOR

Trump, Rusya’dan gelen bu tahrik edici haberlere hemen tepki gösterdi. “Bir haftada bitmesi gereken savaş dördüncü yılına girdi. Füze denemek yerine savaşı sona erdirmelisiniz” dedi ve ardından ABD’nin nükleer silah testine yeniden başlaması talimatını verdi.

Savaş Bakanı Hegseth, Budapeşte’de planlanan ancak ertelenen Trump-Putin zirvesinin iptal edildiğini 31 Ekim’de açıkladı.

Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov ise, Rusya’nın gerçekleştirdiği son testlerin nükleer silah denemesi olmadığını, ancak bir ülkenin mevcut moratoryumu ihlal etmesi durumunda Rusya’nın testlere yeniden başlayabileceğini belirtti.

İki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açan bu gelişmeler, Trump’ın Putin’e Ukrayna savaşındaki ateşkes önerilerine karşı duyduğu tepkinin yükseldiği bir döneme denk geliyor.

Trump, Avrupalı müttefiklerinin karşıt görüşlerine rağmen 15 Ağustos’ta Alaska’da bir bireysel zirve gerçekleştirmiş; ancak Kremlin, beklediği adımları göstermemişti.

Ekim ayında Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştiren Trump, Budapeşte’de bir araya gelme kararı aldıklarını belirtmiş, fakat Moskova’dan gelen ateşkes açıklamaları sonrası bu görüşme de ertelenmişti.

NÜKLEER TEHDİT DEVAM EDİYOR

Son nükleer silah testinin 2017 yılında Kuzey Kore tarafından yapıldığı biliniyor. Son 25 yıl içinde nükleer silaha sahip ülkeler arasında herhangi bir test gerçekleştirilmedi.

İkinci Dünya Savaşı sonunda Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası atan ABD, bu tür kitle imha silahlarını ilk kez kullanan ülke oldu.

Soğuk Savaş süresince, ABD liderliğindeki Batı bloğu ile SSCB yönetimindeki Demir Perde ülkeleri, nükleer caydırıcılık ilkesine dayanan bir savunma ve silahlanma stratejisi izledi. Bu dönem zarfında nükleer silahlara sahip ülkeler, yer altında, atmosferde veya okyanuslarda toplamda yaklaşık iki bin deneme gerçekleştirdi.

1968 yılında imzalanan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması, nükleer silahlarla ilgili ilk küresel düzenin oluşturulmasına yönelik bir adım olarak kaydedildi. ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere, bu anlaşmayı imzalayan nükleer silahlara sahip ülkeler arasında bulunuyor. Ancak, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore gibi imzalamayan ülkelere ek olarak İsrail’in de nükleer silah sahibi olduğu biliniyor.

Soğuk Savaş sonrasında nükleer silahlanma hızı düşse de, bu ülkeler nükleer silah teknolojilerini geliştirmeye devam ediyorlar.

1996’da açılan Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması ise, ABD, Çin ve Rusya’nın imzalamaması nedeniyle yürürlüğe girmedi. Bu durum, nükleer silah testlerinin önünde uluslararası hukuk açısından zorlayıcı bir engel bulunmadığını ortaya koymakta.

HER ÜLKENİN NÜKLEER BAŞLIK SAYISI

Trump, nükleer silah test etme talimatını verdikten sonra, ABD’nin açık ara en fazla nükleer silaha sahip olduğunu belirtti. “Bunu elde etmekten nefret ediyorum, çünkü muazzam bir yıkıcı güce sahip, ama başka seçeneğim yoktu. Rusya ikinci, Çin ise uzak bir üçüncü sırada; ancak beş yıl içinde eşitlenecekler” ifadelerini kullandı ve bu sürecin devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Amerikan Bilimadamları Federasyonu’na göre, ABD’nin nükleer silah cephaneliği 3 bin 700 nükleer başlıktan oluşmakta ve bunlardan 1.700’ü aktif durumda. Federasyon, ABD’nin son yıllarda nükleer silah kapasitesini artırma konusunda faaliyetlerine hız verdiğini aktarıyor.

Nükleer silah kullanma planlarını güncelleyen, nükleer denizaltı operasyonlarını artıran ve NATO’nun nükleer tatbikatlarına katılan ABD’nin, Çin’in nükleer silahlanma programından duyduğu endişelerle hareket ettiği belirtiliyor.

Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN) verilerine göre, ABD’nin nükleer başlık sayısı 5 bin 277. Bu rakam, Rusya için 5 bin 449’dur. İki ülke, dünyadaki toplam nükleer silahların yaklaşık yüzde 90’ına sahip. Ayrıca, Rusya, Ukrayna savaşı sırasında nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmuştur.

Ukrayna, SSCB döneminde sahip olduğu nükleer silahları bağımsızlığını ilan ettikten sonra Rusya’ya iade etmiştir.

Listede, Çin 600, Fransa 290 nükleer başlıkla yer almakta; ayrıca İsrail’in de 90 adet nükleer başlığa sahip olduğu ICAN verilerinde belirtilmektedir.

Trump’tan Nükleer Test Talimatı: Dünya Kaygılı
Yorum Yap
Bizi Takip Edin