İşgal altındaki Batı Şeria’da, binlerce yıllık bir zeytin ağacı, koruyucusu Salah Ebu Ali tarafından bu yılki hasat döneminde yaşanan saldırılara rağmen titizlikle korunuyor.
Batı Şeria’nın en yaşlı zeytin ağacının bakıcısı olan Salah Ebu Ali, bu yılki hasat sırasında bölgede devam eden şiddet olaylarına rağmen ağacın dallarını buduyor ve meyvelerini topluyor.
Kudüs’ün güneyindeki el-Velace köyünde yaşayan 52 yaşındaki Ebu Ali, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bu sıradan bir ağaç değil. Tarihten ve medeniyetten gelen bir sembolden söz ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Ebu Ali, uzmanların ağacın yaşını 3 bin ila 5 bin 500 yıl arasında tahmin ettiğini aktardı.
Ağaç, çatışmalar ve kuraklık gibi zorluklara rağmen binlerce yıldır bu topraklarda ayakta kalmayı başardı. Etrafında, ailesinin isimlerini verdiği on kadar filizle birlikte Ebu Ali, huzur dolu bir alan oluşturmuş durumda.
Aynı zamanda, ağacın birkaç adım ilerinde, Batı Şeria’yı ayıran beş metre yüksekliğindeki İsrail ayrım duvarı dikkat çekiyor. Bölgenin en önemli topraklarının yarısından fazlası, bu duvarın gerisinde kalmış durumda.
Buna rağmen, el-Velace köyü, bu yılki zeytin hasadını sabote etmeye çalışan İsrailli yerleşimcilerin saldırılarından şu ana kadar korunabilmiş. İsrail, 1967 yılından itibaren Batı Şeria’yı işgal altında tutuyor.
Filistin topraklarında yaşayan yaklaşık 500 bin İsrailliden bazıları, hasat mevsiminin başladığı ekim ortasından bu yana çiftçilere sürekli saldırıda bulunuyor. Filistin Yönetimi’ne bağlı Ramallah merkezli Sömürgecilik ve Duvar Direnişi Komisyonu, ekim ayında Batı Şeria’da 2 bin 350 saldırı kaydetti.
“BU TOPRAKLARDA KÖK SALDIK”
Bu saldırıları gerçekleştiren kişilerin hemen hemen hiçbiri cezasız kalırken, İsrail güçleri sıklıkla Filistinlileri göz yaşartıcı gazla dağıtma veya onlara topraklarına erişim imkânını kısıtlama yoluna gidiyor.
Ancak Ebu Ali, el-Velace köyünde hala ağacın bakımını yapabiliyor. İyi bir yıl olması halinde ağacın 500 ila 600 kilogram zeytin verebildiğini belirtti.
Bu yıl düşük yağışlar nedeniyle Batı Şeria’da genel bir verim düşüklüğü yaşandı. “Yaşlı Ağaç”, “Bedevi Ağacı” ve “Zeytinlerin Anası” gibi birçok lakaba sahip bu ağacın da verimi azalmış durumda.
El-Velace Belediye Başkanı Hader el-Arac, “Ağaç, Filistin direnişinin sembolü haline geldi. Zeytin ağacı, binlerce yıldır bu topraklara kök salmış Filistin halkını temsil ediyor” dedi.
Filistin Yönetimi’nin tarım bakanlığı, bu ağacı Filistin’in doğal bir anıtı olarak tanıdı ve Ebu Ali’yi resmi bakıcı olarak atadı.
Çoğu zeytin ağacı yaklaşık üç metre yüksekliğe ulaşırken, bu ağaç neredeyse iki metre genişliğindeki ana gövdesiyle dikkat çekiyor ve her biri normal zeytin ağacı büyüklüğünde on kadar filize sahip.
“YEŞİL ALTIN”
Ebu Ali, “Bu ağacın yağı olağanüstü. Daha yaşlı ağaçlar, daha zengin yağ veriyor” dedi. “Yeşil altın” olarak adlandırdığı bu değerli yağın, normal yağdan dört ila beş kat daha pahalı olduğunu da belirtti.
Ebu Ali, bir zamanlar turistlerin bu ağacı görmek için akın ettiğini, ancak 2023 ekim ayında Gazze’deki savaşın başlamasından sonra Batı Şeria’da kontrol noktalarının sıkılaştırılması sebebiyle ziyaretçi sayısının azaldığını ifade etti.
El-Velace köyü, diğer Batı Şeria topluluklarının karşılaştığı zorluklardan tamamen muaf değil. 1949 yılında İsrail’in kurulmasının ardından köy topraklarının büyük bir kısmı el kondu ve birçok Filistinli aile, evlerini terk etmek zorunda kaldı.
İsrail’in 1967 işgali sonrasında, arazinin geri kalan kısmı, Filistinliler ile İsrailliler arasında barışı sağlamayı hedefleyen 1993 Oslo Anlaşmaları çerçevesinde tamamen İsrail’in kontrolüne verilmiş olan C Bölgesi olarak belirlenmiştir.
Bu durum, Batı Şeria’nın yüzde 66’sını kapsayan C Bölgesi’nde birçok evin yıkım kararı ile karşı karşıya kalmasına neden oldu çünkü bölgedeki inşaatlar için gerekli ruhsatlar alınamıyor.
Belediye Başkanı el-Arac, AFP’ye verdiği demeçte, “Bugün el-Velace, İsrail’in Batı Şeria’daki politikalarının -yerleşim, duvar, ev yıkımı, topraklara el konulması ve kapatmalar- tamamını yansıtıyor” şeklinde konuştu.
Ebu Ali ise, şimdilik ağacı beslemeye devam ediyor. Etrafına şifalı otlar ve meyve ağaçları ekiyor ve ziyaretçilerden gelen mesajların yer aldığı bir anı defteri tutuyor.
Ebu Ali, “Ben ağacın bir parçası oldum. Onsuz yaşayamam” dedi.


