Kurtulmuş, Aksaray Üniversitesi’nin (ASÜ) 2025-2026 Akademik Yılı açılışı kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte, şehrin Anadolu’nun merkezi olduğunu ifade ederek, böyle muhteşem bir şehirde ve büyük bir üniversitede öğrencilerle birlikte olmanın kendisi için büyük bir ayrıcalık olduğunu belirtti.
Aksaray Üniversitesi’nin kısa sürede yaklaşık 20 bine ulaşan öğrenci sayısının ve bu rakamın 2 bininin uluslararası öğrenci olmasının önemli bir başarı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Üç fakültenin dışında tüm fakülteleri içinde barındıran modern bir kampüse sahip olan, Türkiye’nin saygın üniversitelerinden biriyiz. Bu vesileyle öğretim üyelerimize ve öğrencilerimize bu öğretim yılı için büyük başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu topraklarda yaşayan her gencin, 102 yıl önce başlayan Milli Mücadele’den bu yana iki temel duyguyu taşımaya devam ettiğini vurguladı.
Bu duygulardan birinin özgürlük, diğerinin ise adalet olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları aktardı:
“Aksaray’daki büyük bir üniversitenin öğrencileri, 100 yıl geçmesine rağmen bu duyguları taşıyor. Bu duygular üzerinden, önümüzdeki dönemde karşı karşıya kalacağımız yoğun sorunlarla mücadele etme azim ve kararlılıklarına sahip olduklarını biliyorum. Kendinizi bu doğrultuda geliştirerek, bilimi hikmetle ve irfanla bir araya getirerek, dünya üzerindeki sorunlarla başa çıkacak yeterlilikte olacaksınız. Gençlerimizi hangi alanda yetiştiriyor olursak olalım, bu bilinçle yetiştirmek en önemli görevlerimizden biridir.”
– “BUGÜN DEVASA SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Kurtulmuş, günümüz dünyasının en öne çıkan meselelerinden birisinin küresel adalet arayışı olduğunu bildirdi.
Teknolojik gelişmelerin zirveye ulaştığı bir dönemde, insanoğlunun birçok şeye sahip olduğu halde pek çok alanda yoksunluk yaşadığını belirten Kurtulmuş, bu durumu şöyle sürdürdü:
“En başta adalet konusunda yaşanan yoksunluk, insanların kaybettiği şeylerin peşinden koşmalarına neden oluyor. Bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük sorunları göz önüne aldığımızda, iklim krizlerinin yanı sıra bölgesel çatışmalar, iç savaşlar ve silahlanma yarışları gibi konularla yüzleşiyoruz. Bu sorunların hiçbiri artık sadece bir ülkenin ya da bölgenin problemi değil, insanlığın ortak sorunlarıdır. Bu bağlamda, bu sorunların temel kaynağının küresel ölçekteki adaletsizlik olduğunun farkındayız.”
Kurtulmuş, hem devirdeki uluslararası kurumların adalet tesis etme işlevini yitirdiği bir süreçte bulunduklarına dikkat çekti.
Kurtulmuş, savaşları sona erdirmek amacıyla kurulmuş Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok küresel kuruluşun etkinliğini kaybettiğini ifade ederek, şu sözleri dile getirdi:
“Bu kurumlar, ya yalnızca kağıt üstünde birer güçten oluşuyor ya da fiziksel varlıklardan ibaret. Dünya, çözüm bulması gereken yapılar tarafından sorun kaynağı haline gelmiş durumda. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bulunduğu yapısıyla savaşları önlemek bir yana, çatışmalara dahi taraf olma durumu yaşamaktadır. Veto diplomasisi olarak adlandırılan bir süreç, uluslararası alanda yeni problemler yaratıyor. 2. Dünya Savaşı sonrası dengeleri sürdürmek isteyen beş ülke, veto gücünü kullanarak dünya genelindeki herhangi bir sorunun çözümünü engelleyebilmektedir. Bu durum, Ukrayna krizi ve Gazze’de süregelen hak ihlalleri gibi acil durumlarla ortaya çıkmaktadır. Veto gücünü bir silah olarak kullanan ülkeler, bu şekilde insanlık suçlarına karşı duyarsız kalmakta; oysa az önce bahsettiğim gibi, küresel adalet arayışında yeni bir siyasi ve ekonomik yapı gerekliliği açıkça görülmektedir.”
Kurtulmuş, iklim krizi meselesine de değinirken, “Neden iklim krizlerinden en az etkilenen ülkeler bu yükü taşımak zorunda kalıyor? Dünyayı kirleten ve bu hale getiren büyük güçler neden sorumluluklarını yerine getirmiyor? Bu tür bir çifte standartlı düzen, ne kadar daha sürebilir?” şeklindeki sorularla dikkat çekti.
– “TARİH DOĞRU TARAFTA DURANLARI YAZACAKTIR”
Kurtulmuş, Filistin ve Gazze konularının, büyük güçlerin ikiyüzlülüğünü açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Gazze’de yaşananların, dünyanın başka bir noktasında meydana gelseydi, kıyamet koparacak olan ülkelerin bu insani krizin karşısında sessiz kalmasının dikkat çekici olduğunu belirten Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ikiyüzlülük, hükümetler tarafından sürdürülse de, küresel adalet arayışında seslerini yükselten gençlerin meydanlara dökülerek Siyonizm’in insanlık dışı eylemlerini protesto ettiğini görüyoruz. Filistin davası, ikiyüzlülüğün sergilendiği bir alan olmanın yanı sıra, uluslararası vicdanın sınandığı bir konudur. Tarih, doğru tarafta durarak mücadele edenleri yazacaktır. Bu noktada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Filistin halkının yanında durarak bu durumu en iyi şekilde sergileyen ülkelerden biridir. Türkiye, hak ve adalet merkezli yeni bir dünya sistemi oluşturma çabasında, uluslararası platformlarda sesini yükseltmiştir.”
