🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye’nin Enerji Geleceği: Yerli kaynaklarla Büyüme

Türkiye’nin Enerji Geleceği: Yerli kaynaklarla Büyüme

featured

Bayraktar, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi Kasım Ayı Olağan Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin artan enerji talebini karşılamak adına yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinin değerlendirildiğini ifade etti.

Son 23 yıl içerisinde Türkiye’nin 240 milyar dolarlık bir ekonomiden 1,6 trilyon dolarlık bir ekonomi haline dönüştüğüne dikkat çeken Bayraktar, “İhracatımız 36 milyar dolardan 270 milyar dolara yükseldi. Türkiye ekonomisi, önemli bir başarı hikayesi yazdı ve bu başarıda temel pay sahibi siz sanayicilerimizsiniz.” dedi.

Bayraktar, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ile paralel olarak enerji ihtiyacının da arttığını vurgulayarak, şunları ekledi:

“Üçlü bir zorlukla karşı karşıyayız. Öncelikle Türkiye’nin artan enerji talebi, ikinci olarak enerjide dışa bağımlılık sorunu ve üçüncü olarak iklim değişikliğiyle mücadele hedefi. Dünya hızla elektrikleşiyor ve yapay zekanın hayatımıza girdiği bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’de de benzer trendleri gözlemliyoruz. Bugünkü elektrik tüketimimiz 350 teravatsaatken, 2050 yılında bu rakamın 1050 teravatsate çıkmasını bekliyoruz. Son 22 yılda, enerji ithalatına toplamda 1 trilyon 20 milyar dolar ödendi. Enerji ithalatımızı azaltmak zorundayız. Cumhurbaşkanımız, COP29’da güneş ve rüzgarda 120 bin megawatt kapasiteli bir Türkiye hedefi açıkladı. Güneş ve rüzgarda mevcut kurulu gücümüz 38 bin megavata ulaştı.”

Bakan Bayraktar, bu kurulu gücün yaklaşık 30 milyar dolarlık bir yatırıma denk geldiğini de belirtti.

“EN TEMİZ VE EN UCUZ ENERJİ KAYNAĞIMIZ ENERJİ VERİMLİLİĞİ”

Bayraktar, Türkiye’nin 120 bin megawatlık yenilenebilir enerji hedefine ulaşabilmesi için her yıl en az 8-9 bin megawatlık güneş ve rüzgar kurulu gücü eklenmesi gerektiğini açıkladı.

Ekim ayı itibarıyla devreye aldıkları yeni kurulu gücün yaklaşık 6 bin 700 megavat olduğunu ve aralık ayında bu rakamın 8 bin megavatı geçeceğini vurguladı. Bayraktar, “Yenilenebilir enerjiye yapılan her yatırım, dışa bağımlılığı azaltmakta, arz güvenliğini sağlayarak talep artışı ve iklim hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynuyor. En temiz ve en ucuz enerji kaynağımız enerji verimliliği. Sanayide, binalarda, ulaşımda, tarımda ve ekonominin her alanında önemli bir iyileşme potansiyeline sahibiz.” şeklinde konuştu.

2017-2023 döneminde enerji verimliliği için yapılan 8,5 milyar dolarlık yatırım sonucunda birincil enerji verimliliğinde yüzde 14 iyileşme sağlandığını belirten Bayraktar, 2024-2030 dönemi için hedeflerinin 20 milyar dolarlık kamu ve özel sektör yatırımı yapmak olduğunu ekledi.

“DİYARBAKIR’IN PETROL ŞEHRİNE DÖNÜŞECEĞİ BİR SÜRECE DOĞRU GİRİYORUZ”

Bayraktar, 2016 yılı itibarıyla “Milli Enerji ve Maden Politikası” çerçevesinde Türkiye’nin doğal gaz ve petrol arama stratejisinin güçlendirildiğini anımsattı.

Karadeniz’de Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal gaz keşfi ile birlikte 2023’ten itibaren yerli doğal gaz kullanımına geçildiğini belirten Bayraktar, “Bugün 4 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını Karadeniz’den karşılıyoruz. 2024 yılında bu rakam iki katına çıkacak ve 2028’de 16-17 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak hale geleceğiz.” dedi.

Gabar bölgesinde 3 bin 600 mühendisle günde 80 bin varil petrol üretildiğini ifade eden Bayraktar, “Bu yıl itibarıyla yıllık yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük elde ettik. Diyarbakır’da 4 blokta petrol arama çalışmalarına başladık. Türkiye, bu alanda konvansiyonel yöntemlerin yanı sıra çatlatma yöntemiyle kaya petrolü aramaya başlayacak. Başarılı olursak, Diyarbakır önemli bir petrol şehrine dönüşebilir.” diye ekledi.

Bayraktar, Türkiye’nin Libya, Afrika, Irak, Suriye, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan’da da çalışmalarına devam edeceğini duyurdu.

MADENLERİN EKONOMİYE KAZANDIRILMASI

Bayraktar, Türkiye’nin yer altı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasının önemine dikkat çekerek, madencilik sektöründe yerlileşme ve katma değerli üretimin öncelik taşıdığını vurguladı.

Türkiye’nin maden çeşitliliği açısından dünyanın en zengin 7. ülkesi olmasına rağmen, net ithalatçı konumda bulunduğunu söyleyen Bayraktar, “Hedefimiz mevcut madenlerimizi çevreyle uyumlu ve iş sağlığı güvenliğinden ödün vermeden ekonomiye kazandırmak.” dedi.

Türkiye’nin yer altındaki potansiyelinin önemli olduğunu ifade eden Bayraktar, “Yıllık üretimimizi ilk etapta 30-40 tonlardan 100 tonlara çıkararak, bu altını ekonomimize kazandırmalıyız.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Kritik madenlerin enerji dönüşümündeki stratejik rolüne de dikkat çeken Bayraktar, kamu, özel sektör ve akademi işbirliğiyle Türkiye’nin nadir toprak elementleri tedarikinde ilk 5 ülkeden biri olmasının hedeflendiğini belirtti. Madencilikteki temel stratejinin ham madde ihracatı değil, yüksek katma değerli ara veya uç ürün geliştirmek olduğunu vurguladı.

YERLİLEŞME TEMEL ÖNCELİK

Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarında yerlileşmenin temel öncelik olmaya devam ettiğini ifade ederek, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelinin bu yaklaşımın somut bir göstergesi olduğunu belirtti.

Enerjide atılan adımların temel amacının enerji arz güvenliğini artırmak olduğunu dile getiren Bayraktar, Türkiye’nin yer altı kaynakları açısından kısıtlı bir ülke algısını değiştirmeye başladığını ifade etti. “Bu algıyı değiştireceğiz, ancak zaman alacak. Türkiye’nin ekonomik gücü, üretim kabiliyeti ve sanayiden geçiyor. Sanayicimizin üretiminin, istihdamının ve ihracatının artırılması için gerekli çabaları gösteriyoruz.” dedi.

Bayraktar, dünyanın zorlu bir süreçten geçtiğini, Kovid-19 salgını, jeopolitik ve ticari gerilimlerin etkilerini üzerimize aldığımızı belirtti. “Bu zorlukları aşarak yeni bir başarı hikayesini hep birlikte yazacağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.

“ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMENİN ÖN KOŞULU”

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da global belirsizliklerin arttığı bir dönemde rekabet avantajını ve sürdürülebilir büyümeyi korumanın uzlaşı ve kararlılık gerektirdiğini belirtti.

Bahçıvan, Türkiye’nin enerji dönüşümü vizyonunun önemine değinerek, “Enerjide ‘Türk Yolu’ stratejisi, sürdürülebilir büyümeye ve sanayinin rekabet avantajının artırılmasına hizmet ediyor. Bakanlığımızın dengeli ve çok boyutlu enerji politikası, ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu ve dışa bağımlılığı azaltan bir yaklaşım sergiliyor.” ifadesini kullandı.

Türkiye sanayisinin rekabet gücü ile enerji sisteminin ayrılmaz olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, önemli bir mesaj verdi:

“Enerji arz güvenliği, sürdürülebilir büyümenin temel şartıdır. Düşük karbonlu enerjiye geçiş, global ekonomik güç olmanın gerekliliğidir. Türkiye, bu iki hedefi de başarabilecek ülkelerden biri. Sanayiciler olarak ülkemizin enerji dönüşümünü, büyük bir kalkınma fırsatı olarak görüyoruz. Özel sektör olarak gerekli sorumlulukları yerine getirmek ve üretmeye, teknoloji geliştirmeye azimle devam edeceğiz.”

Türkiye’nin Enerji Geleceği: Yerli kaynaklarla Büyüme
Yorum Yap
Bizi Takip Edin