🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Deprem sonrası yeni yuvalar amacımız!

Deprem sonrası yeni yuvalar amacımız!

featured

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmeleri sonrasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Depremi siyasi bir malzeme haline getirmenin, hem kaybedilen canlara hem de yeni evlerine kavuşan insanlara karşı bir saygısızlık olduğunu vurgulayan Kurum, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anlarından itibaren yapılması gereken işlere odaklanırken, bir yandan da yanıtlanması gereken yalanlarla mücadele ettiklerini ifade etti.

“Depremi siyasi bir malzeme haline getirmeyin.” diyen Kurum, depremin 15. gününde konut temellerinin atıldığını hatırlatarak, 45. günde de ilk anahtarların teslimine başladıklarını belirtti.

Depremden etkilenen 11 ilde gerçekleştirilen yerinde dönüşüm projesi çerçevesinde 121 bin konut inşa ettiklerini aktaran Kurum, “Yaklaşık 90 bin sosyal konut projesi yürütülmekte. Hak sahipleriyle ve rezerv alandaki kentsel dönüşüm projelerimizle birlikte teslim edilen konut sayısı çok yakında 680 bine ulaşacak.” açıklamasında bulundu.

Kurum, deprem bölgesinde dünyanın en hızlı ve geniş kapsamlı konut seferberliğinin gerçekleştirildiğini vurgulayarak, Türkiye’nin bu süreçte “destan yazdığını” ifade etti.

Deprem bölgesindeki konteyner kentlerde hâlâ 41 bin vatandaşın yaşadığını belirten Kurum, bunların 29 bin 900’üne ev verildiğini söyledi.

Konutların inşa edilmesiyle birlikte bölgedeki konut fiyatlarının düştüğüne dikkat çeken Kurum, yıl sonunda hak sahiplerinin tamamının evlerine yerleşeceğini, hiç kimseni konteynerde kalmayacağını kaydetti.

“Fay hattı üzerinde hiçbir inşaat faaliyeti yapmadık”

Kurum, depremden etkilenen 11 ilde normal hayata geçmek için bilimin ve teknolojinin rehberliğinde her türlü yolu izlediklerini ifade etti.

Bu süreçte sağlam zeminlerin belirlenmesi açısından yaptıkları çalışmaları anlatan Kurum, “Fay hattı üzerine hiçbir inşaat faaliyeti gerçekleştirmedik. 6 Şubat sabahından daha fazla yeşil alanı Hatay, Antakya, Defne, İskenderun, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de artırdık.” dedi.

Rezerv alanının bölge için bir seçenek değil, zorunluluk olduğunu vurgulayan Kurum, bu alanlarda zorla proje gerçekleştirmediklerini, vatandaşların istemediği hiçbir yerde çalışmalara başlamadıklarını belirtti.

TOKİ ile ilgili eleştirileri şaşkınlıkla takip ettiğini ifade eden Kurum, “Bugün deprem bölgesindeki herkes TOKİ konutlarında oturmak istiyor. TOKİ, Türkiye’deki milyonlarca aileye yuva kuran bir kuruluştur.” şeklinde değerlendirme yaptı.

Kurum, “Asrın felaketi” sonrasında önceliklerin değiştiğini ve büyük yıkımı bir an önce gidermek için tüm güçleriyle seferber olduklarını dile getirerek, “Var olan bazı projelerde yavaşlamalar oldu. TOKİ’nin İlk Evim Arsa projesinde 235 bin hak sahibi bulunuyor, 107 bin 534’ü için imar planları tamamlandı. Bu projede 250 bin sosyal konut yapılacaktır. Şu anda 253 bin 840 konut inşası başladı.” diye konuştu.

“Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı konut alabilir”

Gayrimenkul Sertifikası modeli ve Damla Kent projesiyle ilgili soruları yanıtlayan Kurum, “Bakanlık olarak vatandaşlarımızın uygun maliyetle ve güvenceli bir şekilde ev sahibi olabilmesi için her türlü projeyi hayata geçiriyoruz. Bu projeyle vatandaş sertifika alarak ev sahibi olabiliyor.” dedi.

Kurum, Arnavutköy Sazlıdere’deki sosyal konut projesine dair, “Burada sadece dar gelirli vatandaşlar hak sahibi olabilir. Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının konut alabileceğine dair algılar yaratılmaya devam ediyor.” eleştirisini yaptı.

Gebze’de çöken bina ile ilgili spekülasyonlara karşılık veren Kurum, “Hızlı bir şekilde Gebze’ye gittik, orada 4 bin 988 bağımsız birimi inceledik. Bu süreçte riskli bulduğumuz 21 bina için kentsel dönüşüm yapılabileceğini ve vatandaşlarımıza her türlü destek verebileceğimizi belirttik.” bilgisini paylaştı.

“Ülkenin çevresine halel getirecek hiçbir düzenlemede bizim imzamız olmaz”

Kurum, Türkiye’nin ev sahipliğini üstleneceği Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı’na (COP31) dair açıklama yaparak, “Türkiye’nin COP31 ev sahipliği, hep birlikte gurur duyacağımız bir başarıdır.” dedi.

İklim Kanunu hakkında ise, “Dünya iklim krizinden ciddi şekilde etkileniyor. Biz de bu konuda kendi hassasiyetlerimizi gözeterek uluslararası düzeyde aktif politikalar geliştiriyoruz. İklim Kanunu, Türkiye’nin geleceğini korumak için atılmış stratejik bir adımdır.” ifadelerini kullandı.

Komisyon görüşmeleri sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İklim Değişikliği Başkanlığı ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri ile Türkiye Çevre Ajansı’nın Sayıştay raporu kabul edildi.

Deprem sonrası yeni yuvalar amacımız!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin