Brezilya’nın ev sahipliği yaptığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30), Türkiye’nin gelecek yıl gerçekleştirilecek COP31’e ev sahipliği yapma ve başkanlık etme kararı alındı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yönettiği müzakerelerde bu önemli kararın yanı sıra, iklim değişikliği politikalarının geleceği de masaya yatırıldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, AA muhabirine COP30’un sonuçlarını ve Türkiye’nin COP31 ev sahipliğini değerlendirdi. Uyduranoğlu, konferansta kömürden çıkışa yönelik herhangi bir taahhüt verilmemesinin önemli bir eksiklik olduğuna dikkat çekerek, ülkelerin kömür kullanımını sona erdirmek için tarih belirlemeleri gerektiğini vurguladı.
Bunun yanı sıra, adil geçişin daha fazla gündeme gelmesinin olumlu bir gelişme olduğuna işaret eden Uyduranoğlu, bu geçişin anlamlı hale gelmesi için ülkelerdeki farklı grupların daha çok dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
COP31’İN ULUSLARARASI ÖNEMİ
COP31’in Türkiye’de gerçekleştirileceğinin büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Uyduranoğlu, Türkiye’nin Akdeniz Havzası’nda yer almasının ülkenin uluslararası iklim politikalarında daha birçok kez anılmasına katkıda bulunacağını ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin aşırı hava olaylarına karşı diğer Avrupa ülkelerine kıyasla en kırılgan ülkelerden biri olduğu, bu süreçte iklim politikalarının yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret etti.
Uyduranoğlu, COP31’de uyum politikalarının daha fazla gündeme getirilmesi gerektiğini vurgularken, Türkiye’nin emisyon ticaret sistemi için hazırlık sürecinin başladığını kaydetti. İki yıl sürecek pilot süreçten sonra kalıcı uygulamanın devreye girmesi planlanıyor. Emisyon ticaret sisteminin dinamik bir yapı içinde olmasının önemine değinen Uyduranoğlu, karbon vergisinin de gündeme getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin fosil yakıtlar konusundaki liderlik rolünü üstlenmesi için kömürden çıkış ve sera gazı emisyonlarının azaltılması konularında somut taahhütler vermesi gerektiği ifade edildi.
COP30’UN SOMUT BAŞARILARI MEVCUT
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın, COP30’un son yıllardaki müzakerelerdeki tıkanıklıklar göz önüne alındığında daha teknik ve uygulamaya yönelik bir profil çizdiğini belirtti.
Uyum finansmanının üç katına çıkarılması ve küresel elektrik şebekeleri için 1 trilyon dolarlık yatırım vizyonunun önemli elde edilen başarılar arasında yer aldığını ifade eden Açıkalın, bunun özellikle kırılgan ülkeler ve gelişmekte olan ekonomiler açısından dikkate değer olduğunu belirtti. Ancak fosil yakıtların kademeli ve adil çıkışı konusunda bağlayıcı bir takvim belirlenememesi, müzakerelerin kısıtlı yanlarını ortaya koydu.
Türkiye’nin COP31 için uluslararası alanda sahip olduğu deneyim ve yetkinliğini de vurgulayan Açıkalın, bu süreçte Türkiye’nin iklim politikalarının sadece uluslararası meşruiyeti artırmakla kalmayıp, aynı zamanda ülkenin iklim risklerini yönetme potansiyelini de göstereceğini ifade etti.
COP31’in uluslararası düzeyde Türkiye’nin diplomatik ağırlığını doğrulayacağını kaydeden Açıkalın, hem Antalya’nın ana toplantılara ev sahipliği yapması hem de İstanbul’un Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak olması, Türkiye’nin organize etme becerisini dünya sahnesine taşıyacak.
TÜRKİYE’NİN DİPLOMATİK ROLÜ
Açıkalın, Türkiye’nin jeostratejik konumu ve çok yönlü dış politikası sayesinde COP31’de yeni bir diplomatik hareket alanı kazanabileceğini kaydetti. Türkiye’nin, gelişmiş ülkelerle Küresel Güney arasında güven tesis edebilecek az sayıda ülkeden biri olduğuna dikkat çeken Açıkalın, bu fırsatın Türkiye’nin iklim diplomasi çerçevesinde daha etkin roller üstlenmesini sağlayabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin COP31’e ev sahipliğinin, sadece bir organizasyon olmanın ötesinde iklim diplomasisine yeni bir perspektif kazandıracağını söyleyen Açıkalın, Türkiye’nin bu süreçte global liderlik anlamında da önemli bir rol üstlenebileceğini dile getirdi.


